Ülkemiz iki büyük depremi peş peşe yaşadı. Asrın depremi olarak açıklanan depremler zincirinin verdiği zarar çok büyük.
Kaybettiklerimiz için Allah’tan rahmet, yaralılarımız için acil şifalar ve yakınları için de baş sağlığı diliyoruz. Deprem bilimcilerin beklentilerinin de üzerinde gerçekleşen depremler, yüzeye yakınlığı nedeniyle büyük tahribat yaptı. Büyük kayıplar verdirdi.
Depremin boyutları henüz tam olarak net olmasa da 10 ilin ciddi şekilde etkilenmesi ekonomide de önemli gelişmelere yol açacaktır. Son zamanlarda organize sanayi bölgelerindeki gelişmelerle birer üretim üssü olan Malatya, Gaziantep, İskenderun, Adana gibi illerin de ciddi zarar görmesi, üretimde aksamaların olma ihtimalini de artırıyor. Deprem nedeniyle enerji kesintilerinin olması, kayıplar nedeniyle üretimi sağlayacak ekibin eksilmesi yanında bölgeden tahliye edilenleri de dikkate alırsak söz konusu bölgede bir süre daha üretimin istenilen boyutta yapılamayacağını anlıyoruz.
MİLLİ HASILANIN YÜZDE 10’U
Deprem felaketini yaşayan illerimiz ekonomi içerisinde önemli bir yer tutuyor. Gayri Safi Milli Hasıla’ya yüzde 10’un üzerinde katkı sağlayan illerimiz, ihracatta da aynı şekilde etkiliydi.
Bu üzücü hadise, büyümemize önemli zarar verebilecek boyuttadır. Zararın boyutları netleştikçe, büyümeye vereceği zarar daha da netleşecektir.
Şimdi ekonomiye diğer bir açıdan bakalım. Dünyada nadir görülebilecek dayanışma örneği gösteren vatandaşlarımız bölgeye akın akın ihtiyaç malzemesi taşırken kurtarmaya katkı sağlamak için de gittiler. Bu durum diğer bölgelerde ciddi ciro artışı anlamına geliyor. Kaldı ki, tahliye edilenler nedeniyle diğer bölgelerde ciddi büyüme beklemek pek de yanlış olmaz.
TOPLAM TALEPTE DARALMA
Deprem 10 ilimize önemli zararlar verse de tüm ülke bu yaraları sarmaya çalışıyor. Boşluğu depremden zarar görmeyen iller dolduracaktır. Ancak yakın gelecekte aynı iller daha düzenli olarak ekonomideki yerlerini alacaklardır.
Kamu, depremde zarar gören işletmelere yönelik tedbirleri açıklamaya başladı. Bu sayede zor durumda kalan işletmeler daha rahat nefes alabilecekler.
Bunun yanında, şimdilik toplam talepte bir miktar daralma görebiliriz. Bu durum ithalatta azalmaya yol açabilir. Bunun yanında altın ithalatına yasak gelmesi, yakın zamanda cari açıkta önemli düşüşlerin gelebileceği sinyalleri veriyor. Bu durumda Türk Lirasının değer kazanması ihtimali artıyor. Böylece daha ucuz fiyatlara tanık olabiliriz.
Bugün yazımızı, Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin diyerek tamamlıyoruz. Kayıp hepimizin ve çok üzülüyoruz. Sevdiklerimizi kaybetmek dışında her şeyi telafi etmek mümkün. Mekanları cennet olsun inşallah…
(İTO HABER)