Cumhuriyetimiz 100. yılını doldurdu. Bu dönem içerisinde global ekonomilerle bütünleşme süreci yaşayan ülkemiz, dünyadaki gelişmelerden de etkilendi. Kimi zaman Körfez krizi, kimi zaman mortgage krizi, kimi zaman da Covid gibi hastalıklar ithal ettiğimiz krizlerin bazıları. Kimi zaman da yurdumuzda yaşanan darbeler. Bu gelişmeler ekonomimiz üzerinde önemli olumsuz etkiler oluşturdu. Ancak dinamik ve genç nüfusa sahip Türkiye, birer birer bu sorunların üstesinden gelmeyi başardı.
Kısaca tarihe bakalım; Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’ndan devraldığı ekonomik yapı tam bir faciaydı. Savaştan çıkmış ve sanayi diye bir şey yoktu. Üretimin büyük bölümü tarıma, o da hava koşullarına bağlıydı. Kapitülasyonlar ve dış borçlar ülkeyi tam bir açmazda bırakmıştı. 1923 yılında milli gelir 570 milyon dolar, kişi başına düşen milli gelir yıllık 48 dolar, ihracat 51 milyon dolar, ithalat 87 milyon dolar, GSYH’de sanayinin payı yüzde 11 idi. Bugüne baktığımızda, 2022 itibariyle GSYH rakamının cari fiyatlarla 905.814 milyon dolara, 2023 yılı ilk iki dönemi dahil son dört dönem GSYH toplamı 1.022.159 milyon dolara yükseldi.
* * *
Global olumsuzluklar ülkemize fırsat olarak geldi. Örneğin, Covid nedeniyle üretim yapamayan Çin, Türkiye’den siparişlerin artmasına yol açarken, resesyon nedeniyle satınalma gücü düşen AB üyeleri orta segment ağırlıklı üretim ve satış yapan Türkiye’nin ürünlerine talebi artırdı. Şimdi aylık bazda 2 milyar dolarlık ihracatı konuşabiliyoruz.
Daha önce, ABD’nin 2. Dünya Savaşı’ndan kalma silahlarıyla ülke güvenliğini sağlamaya çalışan ülkemiz, şimdi İHA, SİHA, drone teknolojisi, kısa ve orta menzilli füzeler, uçak gemisi ve diğer yerli silahlarıyla artık bölgesel bir güç olarak kendini göstermeye başladı; diğer ülkelerde kurduğu üslerle dünya barışına da katkı sağladı. Kaldı ki, bazı savaşların sonucunu değiştirerek ne kadar etkili olduğunu da ispatladı.
Peki, bütün bunları neden yazdık?
Güçlenen ülkemiz, yurt dışında geçmişte olduğu gibi bir sürü karalama kampanyalarıyla da karşı karşıya. O yüzden sorunları doğru teşhis edip çözüm önerilerini araştırmamız bir yana, bu tür yalan haberlere karşı da daima tetikte olmalı ve gereken aksiyonu hemen almalıyız.
İşte bir örnek: Tarih 10 Ekim 2023 ve bir ekonomi gazetesinin haberi. “Bank of America (BofA) Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 4-5 Ekim’de yabancı yatırımcılarla yaptığı toplantıya katılan fon yöneticilerinin izlenimlerini aktardı. AB Dış Eylem Hizmetleri’nin Doğu Akdeniz aramaları nedeniyle Türkiye’ye yaptırımları bulunduğunu hatırlatan yatırımcılar, “Bu da tahvil piyasasında herhangi bir yaptırım olmamasına rağmen Türk tahvillerinin çeşitli veritabanlarında ‘yaptırımlı’ olarak algılanmasına neden oluyor ve zaman zaman bunu müşterilerimize açıklamak zorunda kalıyoruz” değerlendirmesi yapıyor.
Avrupa Konseyi’nin AİHM mahkeme kararlarının uygulanması konusunda Türkiye’yi incelediği gerçeği de dikkat çekiyor ve bazı Avrupa emeklilik fonlarının Türk devlet tahvillerini tamamen hariç tutmasının arkasında duruyor. Bu sorunların çözümüne yönelik her türlü çabanın yararlı olacağı belirtiliyor. İşte, ülkemiz tahvillerinin satılmaması ve faizlerin yüksek kalması, fonların kendi ülke tahvillerini çok düşük getirilerle alması için oynanan kirli oyunun itirafı bu. Kaldı ki, fonların rating sınırı olması nedeniyle ülkemize fon girişinin engellenmesi için notlarımızın düşürüldüğü de unutulmamalı.
* * *
Ratingle nasıl engelleniyoruz, işte bir örnek; Yunanistan yakın zamana kadar temerrüde düşeceği konusunda hakkında iddialar ortaya atılan bir ülkeydi. Temerrüt tahvil borçlarını ödeyemeyeceği anlamına geliyor. AB ülkeleri Euro basamadığı için tahvil ödemelerine Euro bulmak zorunda. Sonra ABD üslerinin konulması, kendi silahlarının bir kısmının Ukrayna’ya aktarılması neticesinde bir anda söylentiler kesildi. Şimdi notu S&P tarafından BBB_ seviyesine yani yatırım yapılabilir seviyeye getirilerek borçlanmasının önü açıldı. Peki, kendi milli savunma sistemine sahip, sanayi ülkesi olan ülkemizin notu kaç biliyor musunuz? Sadece B, yani yatırım yapılamaz durumda. Böylece rating sınırlaması olan fonlar da ülkemize gelemiyor.
İsrail katliamına bakın, batı medyasında geçen haberlere bakın, sanırsınız ki İsrail kendini koruma hakkını kullanmak için savaşıyor. Oysa savaş iki ordu arasında olur. Filistin’in ordusu yok ve katliam var. Buradan ülkemiz için nasıl yalanlarla engeller konulmaya çalışıldığını tahmin edebilirsiniz.
Bizler objektif yorumlarımızı ve yeri geldiğinde önerilerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. Çünkü ülkemizi seviyoruz. Güçlü Türkiye için bir tuğla da biz koyacağız. Çünkü ülkemizi bizden sonraki nesillere en iyi şekilde teslim etmek istiyoruz. Bu yarış hiçbir zaman da bitmeyecek.
Cumhuriyetimizin 100. yılında, ulusumuzun birlik ve beraberliği bize güç veriyor. Gelecekte de bu birliği koruyarak, daha aydınlık yarınlara yürüyeceğimize inancımız tam. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
(İTO HABER)