Ulusal Hesaplar Sistemi’nde tahmin edilen temel büyüklüklerin en önemlisi ve odak noktası Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’dır (GSYH). GSYH, bir ülkedeki belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerden dolayı oluşan katma değere ilişkin standart bir ölçüdür. Önemi nedeniyle bu sefer GSYH verilerini değerlendireceğiz.

Üretim yöntemine göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5.6 arttı. Beklentiler yüzde 5 civarındaydı ve hatta bazı uluslararası kurumlar genelde yaptıkları gibi yüzde 2’lerde büyüme tahmini açıklayıp sonra bu oranı açıklama tarihi yaklaştıkça yukarı çektiler. Büyüme çok önemli bir kavramdır ve sermayeyi mıknatıs gibi çeker. O yüzden de yabancı kuruluşlar her zaman ülkemiz büyüme hızını karamsar yaklaşımla açıklar, gerçekleşen ise genelde onların tahmininin üzerinde olur. Bu durum, ekonomik veri analizinin ne kadar objektif yapıldığı konusundaki kaygılarımızı da ortaya koyuyor.

TÜİK tarafından açıklanan verilere göre üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH yıllık bazda yüzde 107 arttı. Kişi başı yurt içi hasıla 2022 yılında 176,589 TL olarak gerçekleşti.

BÜYÜMENİN ÖNCÜ SEKTÖRLERİ

2022 yılının büyüme lideri yüzde 21.8 artış ile finans ve sigorta faaliyetleridir. Onu yüzde 11.7 ile hizmet sektörü takip etti. Özellikle turizm sezonunun çok iyi gitmesinin meyveleri alınmış görünüyor. Sanayi sektörünün sadece yüzde 3.3 artması, inşaat sektörünün ise yüzde 8.4 daralması dikkat çekicidir. Burada hızlı fiyat artışının olumsuz etkilerini açıkça görüyoruz.

Maalesef 6 Şubat depremiyle 11 ilimizde yaşanan yüzyılın afeti, zaten daha yavaş geçmesi beklenen 2023 yılında işleri daha da zora soktu. Ekonominin yüzde 10’undan fazlasına sahip bölge, tarımda yüzde 15 söz sahibidir. Şimdi bir yandan deprem yaraları sarılmaya çalışılırken, diğer yandan normal hayata dönülebilmesi için çaba sarf ediliyor.

SIRA ÜRETİM BOŞLUKLARINI DOLDURMADA

Deprem nedeniyle önemli nüfus hareketleri olacaktır. Bu hareketler de ister istemez bölgesel önemli etkiler oluşturacaktır. Bir yandan bölgesel talebi artırırken, göç alan bölgelerde hızlı bir büyüme sağlanacaktır. Ancak ülke geneline baktığımızda yüzde 4 civarı beklenen 2023 büyüme rakamının deprem nedeniyle aşağı yönde revize edilmesi sürpriz olmayacaktır. Global ekonomide özellikle Çin kaynaklı gelen pozitif haberler dış talepte canlanmaya yol açabilirse, ihracat ile belki bir miktar telafi edebiliriz. 

Şimdi sıra üretimde oluşan boşlukların hızla doldurulmasına geldi. Hayat normale döndükçe süreç de hızlanacaktır.

(İTO HABER)