Türkiye İstatistik Kurumu, 31 Mayıs 2023 günü ilk çeyrek (Ocak-Mart 2023) dönemsel gayrisafi yurt içi hasıla verilerini açıkladı. Söz konusu bültene göre de gayrisafi yurt içi hasıla 2023 yılı birinci çeyreğinde zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 4.0 arttı.

GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; hizmetlerin yüzde 12.4, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetlerinin yüzde 12.0, finans ve sigorta faaliyetlerinin yüzde 11.2, bilgi ve iletişim faaliyetlerinin yüzde 8.1, diğer hizmet faaliyetlerinin yüzde 7.8, inşaat yüzde 5.1, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetlerinin yüzde 3.6 ve gayrimenkul faaliyetlerinin yüzde 1.4 arttığını görüyoruz. Tarım sektörü yüzde 3.8 ve sanayi ise yüzde 0.7 azaldı.

Görüleceği üzere; büyümede hizmet sektörü yüzde 12.4 ile en yüksek performansı gösteren sektör olmuş, akabinde idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12 ve finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 11.2 ile ilk üçe girmiştir.

NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI

Ancak son 3 yıla baktığımızda 2021 yılı ilk çeyrekte yüzde 7.5, 2022 yılı ilk çeyrekte ise yüzde 7.6 büyüyen Türkiye, 2023 birinci çeyrekteki performansı ile son 3 yılın en düşük rakamına inmiştir.

Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 16.2 artmıştır. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5.3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 4.9 artmıştır. Nihai tüketim harcamalarındaki artış dikkat çekici olup, ilk çeyrekte iç piyasanın oldukça dinamik olduğunu gösteriyor.

İç piyasadaki bu hareketlilikte deprem nedeniyle yapılan alımların da etkisi var. Bu durum, deprem bölgesinde ciro düşüşü yapmakla birlikte diğer bölgelerde de satışları ciddi oranda artırmıştır. Önümüzdeki dönemlerde deprem bölgesine destek amaçlı yapılan yüklü alımların etkisi kaybolacaktır.

O zaman iç piyasada o kadar da büyük canlanma olmayabilir diye düşünüyoruz.

GLOBAL RESESYON

Global resesyon ile birlikte Güney Kore, Japonya ve Çin gibi ülkelerin üretim verilerinin düşük kalması da resesyonun ayak sesleri olarak yorumlanabilir. Bu durumda gelecek dönemlerde büyüme verilerinde bir yavaşlama söz konusu olabilir. Üretimde yavaşlama, enflasyonla mücadelede sorun olarak karşımıza çıkabilir. Ancak arkasındaki nedenin talep zayıflığı olduğu da unutulmamalı.

Resesyon, ciroda yavaşlama demektir. O zaman hedeflenen tahsilat da gerçekleşmeyebilir. İşte kritik nokta da burasıdır. Tahsilatın azalması, yapılması gereken ödemelerin de yapılamaması anlamına gelir. Resesyon dönemlerinde nakit dengesine çok dikkat edilmesi gerekir.

(İTO HABER)