Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 5 Temmuz 2023 günü iki önemli veri birden açıklandı. Bunlardan biri TÜFE yani tüketici fiyat endeksi, diğeri ise ÜFE yani üretici fiyat endeksi. Bilindiği gibi haziran ayında kurlarda önemli oynaklıklar oldu ve döviz, TL karşısında yüzde 26 civarında değer kazandı. O yüzden enflasyon verileri oldukça fazla önem arz ediyordu.

Tüketici fiyatları haziran ayında aylık yüzde 3.92 ve yıllık yüzde 38.21 olarak açıklandı. Yıl başından itibaren 6 aylık enflasyon yüzde 19.77 olarak gerçekleşmiş durumda. Bu şekilde giderse yıl sonu yüzde 39-40 civarında bir enflasyon olacak demektir. 

LOKANTA VE OTELLERDE CANLILIK

Enflasyon verisinin detayına baktığımızda, yıllık bazda en yüksek fiyat artışının lokanta ve oteller grubunda olduğunu görüyoruz. Burada TÜFE oranı yüzde 67.22. Bunun arkasından ikincilik sağlık sektöründe. Orada oran yüzde 65.69; üçüncülüğü gıda ve alkolsüz içecekler almış. Orada yıllık artış oranı yüzde 53.92. Eğitim 4. sırada ve oran yüzde 50.71. Ev eşyasında artış oranı yüzde 43.24.

Görüleceği üzere hayatımızı yakından ilgilendiren gıda, içecek, sağlık ve ev eşyası gibi konularda enflasyon hâlâ yüksek seyretmeye devam ediyor. Kur dalgalanmalarının ise ne kadar etkileyeceği yakın dönemde belli olacak. Aylık değişimin detayına baktığımızda yüzde 11.13 ile rekorun alkollü içecek ve tütün grubunda olduğunu görüyoruz. Akabinde ulaştırma yüzde 7.96 ile gelirken, lokanta ve oteller yüzde 4.32 ile 3. sırada. Özellikle lokanta ve otellerdeki yüksek oran, sektördeki canlılığı yansıtıyor. 

KURUN EKONOMİYE ETKİSİ

Şimdi gelelim ÜFE verisine. Bu veri, gelecekte TÜFE konusunda da bazı ipuçları verecektir. Yurt içi üretici fiyatları endeksi aylık yüzde 6.5, yıllık yüzde 40.42 arttı. Aylık artıştaki yükseklik kur yükselişinin yarattığı tahribatın başladığını gösteriyor. Gelecekte yeni maliyetler oluştukça fiyatları daha fazla yukarı itecek gibi görünüyor. Kur hareketi olmasaydı enflasyondaki düşüşü destekler bir görüntüsü vardı. Çünkü ilk 6 ay ÜFE yüzde 14.82 arttı. Sadece haziran artışı ise yüzde 6.5. İşte kurun ekonomiye etkisi.

Biraz daha detaylara baktığımızda yıllık bazda sadece yüzde 3.29 artan enerji ile yüzde 10.26 artan enerjiye rağmen oranın yüksek olmasının nedeni dayanıksız mallarda yıllık ÜFE verisinin yüzde 62, sermaye malında yüzde 52.44, su temininde yüzde 59.68 olarak gerçekleşmesidir. Dayanıklı tüketim mallarında ise ÜFE yüzde 47 olarak gerçekleşmiştir.

2022 yılı temmuz ve ağustos aylarında TÜFE verileri düşük gelmişti. 2023 yılında ise aylık bazda oranlarda o derece düşüş söz konusu değil. Kaldı ki, ÜFE verisi de enerjideki düşük orana rağmen yüksek geldi ve gelecekte de TÜFE bu gelişmelerden dolayı olumsuz etkilenecektir. Sıkı para politikası uygulaması ve faizlerdeki artışın firmalarda finansal maliyetleri de artıracağını düşünürsek, yaz aylarında enflasyonun yıllık bazda yükselme riski artmıştır diyebiliriz. Enflasyonun düşürülmesi için dövizde aşağı yönlü hareketin sağlanması hayati önemdedir. Bunun için döviz girişi ile TL’ye geçiş olması gerekiyor. Yabancı yatırım kuruluşları TCMB politika faizinin 25-40 aralığında olmasını beklediklerinden, önümüzdeki dönemlerde faizlerde yukarı hareketin devamını beklemek pek de yanlış olmayacaktır. Kurlarda aşağı trend oluşabilirse, enflasyonun da iyice düşebileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

(İTO HABER)