Araştırmaya göre, geçen yılın başında virüsten en fazla etkilenen kent olan Wuhan'daki düzeltilmiş Kovid-19 hastası oranı, sadece yüzde 6,9 olarak kaydedildi. Bu da, pandeminin yayılmasından sonra kent nüfusunun sadece küçük bir bölümünün enfekte olduğunu gösteriyor.
Makalenin baş yazarı ve Çin Tıp Bilimleri Akademisi ve Peking Union Tıp Fakültesi Başkanı Wang Chen, "Kovid-19 bulaşmış ve bağışıklık kazanmış nüfusun oranının değerlendirilmesi, pandeminin gelecekte yeniden ortaya çıkma olasılığını azaltmak için etkili önleme ve kontrol stratejilerinin belirlenmesi açısından hayati öneme sahip" dedi.
Wuhan'daki ilk uzun vadeli seroprevalans araştırması çerçevesinde, kentteki kapanmanın Nisan 2020'nin başlarında kaldırılması sonrasında, Kovid-19 antikorları 9.500'den fazla kent sakininde test edildi. Bunu takiben Haziran ayında ve Ekim-Aralık ayları arasında antikorların olup olmadığını incelemek üzere kan örneği testleri yapıldı.
Pek çok ülkede daha önce yapılan araştırmalar, pozitif serum antikor oranı ile hesaplanmış Kovid-19 bulaşmış kişi sayısının, mevcut enfekte olan kişi sayısından çok daha yüksek olduğunu gösteriyordu. Yeni araştırmaya göre, bu durumun nedenleri arasında, öncelikle hastaların çoğunun asemptomatik olması veya hafif enfeksiyon nedeniyle test olmamaları ya da tedavi edilmemeleri yer alıyor.
Araştırmada ayrıca, semptom göstermeyen hastalardaki antikor seviyelerinin, teyit edilmiş hastalara ve semptomatik vakalara göre daha düşük olduğu görüldü. Çin Tıp Bilimleri Akademisi ve Peking Union Tıp Fakültesi'ne bağlı Patojen Biyoloji Enstitüsü'nden makalenin ortak yazarı Ren Lili, araştırma sonuçlarının yardımıyla, gelecekte Kovid-19 enfeksiyonu önlenmesine daha net olanak sağlanabileceğini belirtti.
Avustralya Doherty Enstitüsü'nden mikrobiyoloji ve immünoloji alanında tanınmış uzman Richard Strugnell, dergide, Çin ekibinin son bulguları hakkında yorum yaptığı ayrı bir makalede, araştırmanın, "Çin halk sağlığı sisteminin, test, takip ve tedavi kaynaklarının çok daha az olduğu bir dönemde, Wuhan'daki Kovid-19'un yayılmasını kontrol etmedeki kayda değer başarısına dikkati çektiğini" ifade etti. Strugnell, "Bu, SARS-CoV-2 enfeksiyonunun tanımı ve pandemi sürecinde bağışıklık anlayışında önemli bir dönüm noktası" dedi.