Kudüs'ün doğusundaki Eski Şehir bölgesinde bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olması bakımından İslam dünyasında büyük önem taşıyor. Yüzölçümü yaklaşık 144 dönüm olan Mescid-i Aksa, avlusunda bulunan Kubbet-ül Sahra’dan İslam’ın peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V.)’in göğe yükseldiğine inanılması nedeniyle kutsal sayılıyor.
Kudüs’teki Eski Şehir’de Museviliğin kutsal yerlerinden biri olan Tapınak Tepesi, Hz. Süleyman Mabedi ve Ağlama Duvarı da bulunuyor ve Yahudiler, Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor. Ancak daha önce UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 2016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı 6'ya karşılık 24 oyla kabul etti, karar tasarısı daha sonra UNESCO Yürütme Kurulu tarafından da onaylandı. UNESCO Dünya Mirası Komitesi ise 7 Temmuz 2017'de İsrail'in Kudüs'te Mescid-i Aksa ve çevresinde egemenlik hakkı iddiaları ve yürüttüğü yasa dışı kazıları kınayan bir tasarıyı da kabul etti.
Bu gibi nedenlerle uzun zamandır iki ülke arasında gerginliğe sebep olan Mescid-i Aksa’da Ramazan’ın ikinci haftasında namaz kılan Filistinlilere karşı yürüyüşe geçen aşırı sağcı Yahudiler, İsrail polisi ve Filistinliler arasında patlak veren olaylarda polis, TOMA’larla ve ses bombalarıyla müdahalede bulunmuş ve hala devam etmekte olan çatışmaların fitili ateşlenmişti.
Ramazan ayının ilk gününden itibaren geleneksel olarak Mescid-i Aksa’da namaz kılmak isteyen Müslümanlar İsrail polisinin barikatlarıyla ve engellemeleriyle karşılaşmış; İsrail’in Doğu Kudüs’ü işgal ettiği, İbrani takvimine göre 1967’deki Altı Gün Savaşı'nın yıl dönümünü olan ve 9-10 Mayıs tarihlerine denk gelen Kudüs Günü’nü kutlamak için bazı fanatik Yahudi gruplarının Mescid-i Aksa’ya baskın çağrısı yapmasıyla Filistinli Müslümanlar namazların ardından Mescid-i Aksa’da nöbet tutmaya başlamışlardı. Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer el-Kisvani de, Harem-i Şerif’in hoparlörlerinden İslam dünyasına yardım çağrısında bulunmuştu.
Kudüs Günü ile tekrar yükselen tansiyon, bugüne kadarki birkaç günlük süreçte yüzlerce Filistinlinin İsrail hava saldırılarında ve polis müdahalelerinde yaralanmalarına, aralarında çocukların da bulunduğu 20’den fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu. İsrail polisi, 7 Mayıs’ta yalnızca bir günde Mescid-i Aksa'da 205 Filistinliyi yaraladı.
Gerginliğin tırmanmasının sebeplerinden biri de İsrail’in bazı Filistinli aileleri yaşadıkları evleri terketmeye zorlamasıydı.
Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde, İsrail’in zorla evlerinden tahliye etme kararı verdiği 27 Filistinli ailenin direnişine ABD, AB ve BM’den gelen desteğin ardından geçtiğimiz günlerde açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “Kudüs, İsrail'in başkenti. Her ulusun kendi başkentini inşa ettiği gibi, bizim Kudüs'ü inşa etme hakkımız var. Bunu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz." diyerek bölgedeki nabzı tekrar yükseltti.
Batı Şeria'nın birçok bölgesinde düzenlenen, işgal altındaki Kudüs'e ve yerlerinden edilmek istenen Filistinlilere destek ve İsrail saldırılarını kınamak amacıyla yapılan yürüyüşlere binlerce kişi katıldı. İşgal altındaki Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah'ta yürüyüş düzenleyen Filistinli siyasi gruplar, işgal güçlerinden Kudüs'teki uygulamalarını durdurmasını istedi.
Hamas'ın Kudüs'teki Sözcüsü Muhammed Hamade, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik düzenlediği saldırılar nedeniyle "dini bir savaş başlattığını ve bedelinin ağır olacağını" belirtti. Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas, Mescid-i Aksa’da şiddet kullanan ve Gazze’ye saldırılarını devam ettiren İsrail’e iki gün önce saat 18:00'e kadar Mescid-i Aksa'daki güçlerini çekmesi ve saldırılarını durdurması için ültimatom verdi. Saat 18:00'ı birkaç dakika geçtikten sonra patlama sesleri duyulmaya başladı ve İsrail ordusu, İsrail’in güneyine çok sayıda roket gönderildiğini duyurdu.
Ülkede İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılar nedeniyle Ramazan Bayramı kutlamaları iptal edilirken İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki Filistinli direniş gruplarına gözdağı vererek, bölgeden gelebilecek herhangi bir saldırıyı misliyle karşılayacaklarını sözlerine eklemişti. Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubyede ise yaşananlara karşı böyle bir adım attıklarını belirterek "Bu, düşmana verdiğimiz bir mesajdır. İyice anlamalıdır ki, geri çekilirse geri çekiliriz; ileri giderse ileri gideriz." ifadelerini kullandı.
Filistin Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada İsrail’in Gazze Şeridi’nde devam eden hava saldırıları sonucu yaşanan patlamada aralarında 9 çocuğun da bulunduğu en az 20 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 95 kişinin de yaralandığı bildirildi.
Israil güvenlik güçlerinin aynı gün Mescid-i Aksa’da toplanan Filistinlilere karşı devam eden saldırılarında ise en az 331 Filistinli yaralandı. Müdahaleler sırasında Aksa’nın bahçesinde çıkan ufak çaplı yangın kontrol altına alınırken, yangını izleyerek sevinç gösterileri yapan İsraillilerin görüntüleri sosyal medyada şaşkınlık yarattı.
Gazze sınır kapısına çok sayıda asker göndermeye devam eden İsrail Savunma Bakanlığı, toplamda 5 bin yedek askerin operasyon için hazır bekletildiğini duyurdu.
Uluslararası Af Örgütü ise İsrail'in, Doğu Küdüs'te "barışçıl göstericilere yönelik sebepsiz yere ve yasadışı saldırılarda" bulunduğunu belirterek, müdahalenin "orantısız ve hukuka aykırı" olduğunu açıkladı ve uluslararası toplumu olaylara müdahale etme çağrısında bulundu.