Danimarka Askeri İstihbarat Servisi (FE), Çarşamba günü yaptığı bir basın açıklamasında, "sürekli yapılan değerlendirmelere" rağmen Taliban'ın Kabil'i ele geçirme olasılığını hafife aldığını açıkça kabul etti. FE Başkan Vekili Svend Larsen "Kabil'in düşmesi sürpriz değildi, ancak böylesine hızlı bir biçimde düşebileceğine ihtimal vermedik. Değerlendirmelerimizi istihbarat bazında yapmıştık... ancak bu değerlendirmelerin fazla iyimser olduğu ortaya çıktı" dedi.
FE, 9 Ağustos'a kadar, Danimarka Parlamentosu'ndaki partilere Kabil'in "yıl sonundan önce düşme olasılığının az" olduğu konusunda güvenle brifing verebiliyordu. Ancak, 15 Ağustos günü geldiğinde, Taliban savaşçıları, Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk etmek zorunda kalırken Kabil'in ele geçirilmesini kutladılar. Larsen, "Koalisyonun çekilmesi sonucunda bilgiye erişim zayıfladığı için Afganistan'daki duruma özel güçlükler yaşandı. Ancak bu koşullar, kuşkusuz süreçten ders almamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor" diye konuştu.
Yetkililere göre Danimarka, Taliban tarafından devralınmasından bu yana Afganistan'dan yaklaşık 850 kişiyi tahliye etti. Bu sayının 700'den fazlası Danimarka'ya getirilirken, geri kalanı ise Danimarka'nın tahliye sırasında yardım ettiği İzlanda ve İsveç gibi ülkelere götürüldü. Savunma Bakanı Trine Bramsen de, Danimarka'nın Batılı güçlerin tahliyeleri durdurmak için belirlediği 31 Ağustos tarihinden önce herkesi ülkeden dışarı çıkaramayacağını kabul etti. Bramsen, "Gerginlik tırmanıyor. Bölgede faaliyet yürütmek daha tehlikeli hale geliyor ve hükümet görüşmelerinde silahlı kuvvetlerimiz güvenlik kısıtlamaları nedeniyle uçakla taşıma fırsatlarının azaldığı konusunda bizi bilgilendirdiği zaman, elbette dinliyoruz" dedi.
Yine Çarşamba günü, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Taliban'ın Afganistan'da iktidarı hızla ele geçirmesinin uluslararası toplum tarafından hafife alındığını söyledi. Merkel parlamento üyelerine yaptığı açıklamada, "Hepimizin bu gelişmenin hızını hafife aldığı çok açık bir şekilde ortada" diye konuştu.
