Bloomberg haber ajansının Pazartesi günü yayınladığı bir habere göre, dünyanın en zengin ekonomileri arasında bulunan Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Avrupa Birliği, "Şu ana dek vatandaşlarına 24 milyon doz aşı - ki bu dünya genelinde vurulan aşıların yarısından fazla - verirken, çok fazla sayıda ülke henüz kendi kampanyasına başlamış değil".
Bloomberg'ın haberinde, bağışıklık farklılıklarının, "hem bağışıklık kazanmış hem de kazanmamış ülkeler için bir tehdit oluşturduğu" kaydedildi. Haberde, "Koronavirüse ilerleme ve yeni mutantlar yaratma şansı verilmesi, ekonomi ve halk sağlığı açısından önemli sonuçlar yaratır ve ölü sayısı 2 milyonu geçerken çekilen acılara yenilerini ekler" denildi.
Bundan daha endişe verici olan ise, Pazartesi günü Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) İcra Kurulu'nu 148. oturumunun açılışında konuşan DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'un, daha yüksek gelirli ülkelerin gelişmekte olan ülkelere göre ayrıcalıklı bir konumda olduğunu söyleyerek daha yoksul ülkeler için Kovid-19 aşısı bulunmayışının yaratacağı ahlaki sorunlara işaret eden uyarısıydı.
Ghebreyesus, "Şu an en az 49 yüksek gelirli ülkede 39 milyonun üzerinde doz aşı uygulanmış bulunuyor. En düşük gelir grubundaki bir ülkede ise sadece 25 doz aşı yapıldı. 25 milyon değil, 25 bin değil, sadece 25" dedi.
Benzer bir şekilde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Pazartesi günü Kovid-19 ve önceden var olan adaletsizlik ve eşitsizlikler bağlamında gelişmiş ülkelerle dayanışma çağrısı yapmıştı. Guterres, aşının herkes için her yerde mevcut olması gereken küresel bir kamu malı olması gerektiğini belirtmişti. Bu konuda iyi bir haber ise Çin'in çeşitli vesilelerle, Kovid-19'a verilecek küresel tepki için devamlı çaba gösterme sözü vermesi.
Çin Devlet Konseyi üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, "insanlığın çoğunluğunun iyiliği için aşıyı küresel bir kamu malı yapma sözü veren ilk ülkeyiz" demişti.