Bedene, psikolojik sağlığa ve sosyal yaşama tıpkı madde bağımlılığı gibi zarar veren internet bağımlılığı davranışsal bir bağımlılık ve giderek yaygınlaşıyor. Fakat verdikleri bütün zararlara rağmen hem dünyada hem de ülkemizde davranışsal bağımlılıklara daha fazla hoşgörü gösteriliyor. Yani insanlar uyuşturucu ya da alkol bağımlılığına gösterdikleri hassasiyeti internet bağımlılığına genellikle pek göstermiyorlar.
Oysa internet bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıkların tedavi imkânları, modelleri, kurumları, uzmanları, kimyasal bağımlılıklara göre, çok çok daha az. Üstelik bu hoşgörü, bağımlıların tedavi motivasyonunu azaltıyor, dolayısıyla bağımlılığın ortaya çıkması, ilerlemesi, zararlarının görünmesi, işlevselliğin bozulması, internet bağımlılığında daha derinden ve daha zorlu bir süreç olarak ortaya çıkıyor.
İNTERNET BAĞIMLILARI ARTIK HER YAŞTAN
İnternet bağımlılığında da süreç tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi internetin zararlı kullanımıyla başlıyor. İnternetin zararlı kullanımı daha önceki yıllarda, gençlerde daha fazlaydı ama bu ileri yaşlardaki bireylerde de internet bağımlılığına artık tanıklık ediyoruz.
İnternetin var olduğu bir dünyaya doğan, bebekliklerinden itibaren dijital ürünleri kullanmaya alışmış bu nedenle de dijital yerliler olarak adlandırılan kuşaktan gelenlerde internetin zararlı kullanımına daha sık rastlanıyor. Fakat bu dijital dünyaya sonradan katılmış, internetin icadından önce de bu dünyada bulunan dolayasıyla, dijital dünyaya tıpkı bir mülteci gibi sonradan eklenen ve ne yaparsa yapsın, yine de dijital yerli gibi davranamadıkları için dijital göçmenler olarak adlandırılan gruplarda tam da bu özellikleri nedeniyle internetin kötüyü kullanımı daha azdı. Ancak zamanla dijital göçmenlerin yaşamın her alanını kapsayan internetli dünyaya hızlıca adapte olması, internetin zararlı kullanımının her yaş grubunda görülmesine neden oldu.
Bununla birlikte yine de, internet bağımlılığı yeni bir mesele olduğu için ve bu konuda yapılan çalışmalar da henüz yeterli olmadığı için, bu sorunun hangi yaş gruplarında görüldüğünü kesin bir şekilde tespit etmek zor. Ancak bütün bağımlılıklarda olduğu gibi internet bağımlılığında da en yoğun risk altındaki grubun çocuklar ve gençler olduğunu biliyoruz. Risk arttığı zaman bağımlılık ihtimali de artacağından çocuk ve gençlere özellikle bu konuyla alakalı yakın dikkat göstermekte fayda var.
BEBEK BAKICISI OLARAK İNTERNET
Fakat şöyle bir sorun ile karşı karşıyayız, akıllı telefonlar birçok fonksiyonu yerine getirmenin yanı sıra artık bebek bakıcısı olarak da kullanılıyor. Daha doğrusu, bebek oyalama yöntemi olarak. Bu da bağımlılığa giden süreci hızlandırıyor. Sonrasında anne-babalar bir müdahale ihtiyacı hissetseler de genellikle geç kalmış ve kontrolü kaybetmiş oluyorlar. Bu nedenle çocuk doğar doğmaz çocuğun zarar görmeyeceği bir çerçeve çizmek gerekli.
Bu çerçevenin ilk adımı da gelişimin hayat boyu en hızlı seyrettiği dönem olan 0-2 yaş arasında internet ve diğer dijital teknolojilerle mümkün olduğu kadar az irtibat kurulması.
İNTERNET KULLANIMINDA DÖRT ÖNEMLİ HUSUS
Daha sonraki aşamadaysa, dört hususa dikkat ederek kullanım sağlanabilir. Bu hususlardan ilki, amaçlı kullanım. Yani interneti bir kişi ne amaçla kullanacak? Eğlenmek mi, öğrenmek mi, iletişim kurmak mı, haber almak mı?
İkincisi, bu amacı hangi içerikle, hangi kanalla gerçekleştirecek? Eğlenmek ise ne ile bunu yapacak? Oyun oynayacaksa hangi oyunu oynayacak; video seyredecekse hangi videoları seyredecek, öğrenmek için kullanıyorsa hangi kaynaklardan ne öğrenecek? Bütün bu soruların sorulması ve uygun cevaplar eşliğinde kullanımı herkes ama özellikle çocuklar için gerekli.
Üçüncü husus, amacı belirleyip, içerik ve kanal ile ilgili de karar verdikten sonra ne kadar vakit ayrılacağı. Yani amaç eğlenmek ise bir günde ne kadar eğlenmeye vakit ayıralım? Amaç haber almak ise buna ne kadar vakit ayıralım ya da amaç iletişim kurmak ise buna ne kadar vakit ayıralım? Bu noktada bir sınır olmazsa insan kontrolü çok çabuk kaybedip bir anda kendini zararlı kullanımda ve sonrasında bağımlılıkta bulabilir.
Dördüncü husus da internette vakit geçirmek dışında ne yapıldığıyla ilgili. Sonuçta hepimizin her yaş döneminde ama özellikle çocukların ve gençlerin hayatın ilk dönemlerinde gerçekleştirmeleri gereken gelişim ödevleri var. Sağlıklı bir fiziksel, psikolojik ve sosyal hayat için bu gelişim ödevleri yerine getirmek gerekiyor. Bu nedenle çocuğumuz için “başka ne yapıyor” ya da bizim kendimize “başka ne yapıyoruz” sorusunu sormamız çok önemli. Yani eğlenmek için internet hariç hangi imkânları kullanıyoruz? Ya da öğrenmek için veya iletişim, irtibat kurmak, sosyalleşmek için internet dışında neler yapıyoruz? Bunlardan daha da önemlisi gelişim ödevi olarak yapmam gerekenlere hareket etmek/ spor yapmak, düzenli uyku, sağlıklı beslenme vb. amaçsız, sınırsız veya kontrolsüz internet kullanımım mani oluyor mu?
HANGİ İNTERNET BAĞIMLILIĞI?
Öte yandan internet bağımlılığı geniş bir tanımlama. Bu bağımlılığın birçok yönü var, sosyal medyaya bağımlılık da olabilir bu, pornografiye bağımlılık da. İnternet bağımlılığının bu farklı yönleriyle ilgili henüz yeteri kadar araştırma, çalışma, uygulama olmadığı için onlar henüz tanı kriterleri belirlenmiş olarak tanı kitaplarında yer almıyor. Zaten hâlihazırda tanı kitaplarımızda internet bağımlılığı henüz yer almıyor ve görünen o ki internet bağımlılığı adıyla da yer almayacak. Çünkü mesele çok kapsamlı ve çeşitli şekilde kendini gösterdiği için tek bir tanıyla değil problem durumuna göre farklı tanılar üzerinden çalışmalar yapılıyor. Fakat, Türkiye’de de gözlemlerimize göre ağır bir sorun olmaya başlayan çevrimiçi kumar bağımlılığı ve çevrim içi oyun bağımlılığı tanı kitaplarında yer alıyor.
Oyun ve kumarın tanı kitaplarında yer almasının en önemli sebebi, yaygınlık ve zarar anlamında dünya çapında da yoğun olmaları ve bu nedenle de epey bir çalışmanın ve araştırmanın konusu yapılmaları. İnsan eğlenmek için, öğrenmek için, vakit geçirmek için tabii ki oyun oynayabilir ancak oyunun bir kariyer gibi gösterilerek sınırsız bir oyun oynama sürecinin çizilmesi ya da oyunların içeriğinin ve gelişime olası zararlarının gözetilmemesi veya kumar endüstrisinin kontrolünde olan oyunların tehdit ve tehlikelerine dikkat edilmemesi hem bireysel hem toplumsal olarak ödenecek ciddi zararlara sebep oluyor.
ACİL ÖNLEMLER
Büyük sorunlara yol açan ve her açıdan yoğunlaşan internet bağımlılığıyla, ortaya çıktıktan sonra baş etmeye çalışmanın maliyeti ve zorluğu düşünüldüğünde, bu bağımlılığı henüz oluşmadan engellemek alınması gereken acil önlemlerin ilki olarak karşımıza çıkıyor. Bunun için de atılması gereken ilk adım, tüm toplumun benimseyebileceği bir internet kültürü oluşturmak.
Son yıllarda teknofest bu anlamda önemli bir kırılım noktası oldu. Gençlere hedef ve amaç gösterildiğinde gençlerin ne kadar teveccüh gösterdikleri ve başarıları oldukları açıkça ortaya çıktı. Benzer bir şekilde internetin amaçlı, sınırlı ve faydalı kullanımı konusunda da bir kültürün oluşması için kapsamlı toplumsal çalışmalar yapmak gerekiyor ki kültür otursun. Böyle bir kültür oturduktan sonra zaten özellikle çocuklarımız için risk daha azalacaktır.
İkinci olarak özellikle çocuk ve gençlerimiz için internet dışında var olabilecekleri, enerjilerini boşaltabilecekleri, görünebilecekleri, sosyalleşebilecekleri gerçek hayat alanlarının ve imkânlarının ücretsiz, çeşitli ve ulaşılabilir olarak sunulması gerekiyor.
Üçüncü olarak da zararlı içeriklerin ve zararlı içeriklere götüren kanalların mutlaka sınırlanması ve kontrol edilmesi gerekiyor. Özellikle kumar reklamlarının bahis ya da başka isimler altında bu kadar yaygın olması hem korkutucu hem düşündürücü. Bu konuda çok boyutlu olarak çalışılmış kapsamlı bir düzenlemeye acil ihtiyaç var. Bu düzenlemeye yönelik kumar ve diğer endüstrilerin ‘internete yasak geliyor, sansür geliyor’ propagandalarına aldanmadan, çocuklarımız ve geleceğimiz ortak paydasında buluşup doğru adımlar atmamıza yardımcı olacak şekilde söz konusu düzenlemeleri hızlandırmak durumundayız.
Fakat bu önerilerim, bağımlılığın ortaya çıkmasını engellemek için. Bağımlılık oluşmuşsa da yapılacaklar elbette var. Bağımlılık şayet ortaya çıkmışsa yani ortada tanısı konmuş bir bağımlılık varsa ciddi bir hastalıktan söz ediyoruz demektir. Ciddi her hastalıkta olduğu gibi bu konuda da bir tedavi sürecinden geçmek gerekir. Ancak tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar; tedaviyi geciktirmemek, hayatın bütün alanlarını kapsayacak bütüncül bir tedavi sürecine girmek, işin ehli uzmanların gözetiminde bu tedaviyi götürmek, zaman alacağından hızlı bir sonuç beklemeden sabırla tedaviye devam etmektir.
(Fikirturu)