Avustralya'daki Flinders Üniversitesi'nden bilim insanları, Güney Avustralya'nın uzak iç kesiminde keşfedilen bir kartal fosilinin dünyanın en eski yırtıcı kuş türlerinden birine ait olduğunu belirledi. Salı günü yayınlanan çalışmaya göre, üniversiteden bir paleontolog ekibi, 2016 yılında bulunan bir kartal fosilinin, 25 milyon yıl öncesine, geç Oligosen çağına kadar uzanan yeni bir tür olduğunu ortaya çıkardı. Raporun baş yazarı Ellan Mather, Archaehierax sylvestris adı verilen yeni türün ayak uzunluğunun 15 santimetre olduğunu söyledi. Mather, "Bu tür, kama kuyruklu kartaldan biraz daha küçük ve daha zayıf, ancak bu zaman diliminde Avustralya'da bilinen en büyük kartal" diye yazdı.

Flinders Üniversitesi tarafından 28 Eylül 2021'de temin edilen görselde, Avustralya'nın güneyinde fosili bulunan ve Archaehierax sylvestris adı verilen kartal görülüyor. (Fotoğraf: Jacob Blokland/Dağıtım Xinhua aracılığıyla)

"Ayak uzunluğu yaklaşık 15 cm idi, yani büyük avları yakalayabiliyordu. O zamanlar en büyük keseli yırtıcılar, küçük bir köpek veya büyük bir kedi büyüklüğündeydi, bu yüzden Archaehierax kesinlikle bölgeye hükmediyordu diyebiliriz." Fosil, uzak bir taşra sığır çiftliğindeki Pinpa Gölü olarak bilinen kuru bir gölün kıyısında bulundu. 60'tan fazla kemiği ortaya çıkarılan fosil, Pinpa Gölü'nde bulunan en iyi korunmuş fosillerden biri. Mather, muhtemelen kartalın öldükten sonra göle düştüğünü ve kemiklerinin dip tortusuna gömüldüğünü söyledi. Yaklaşık 23 milyon yıl önce sona eren Oligosen çağında bu bölge sık ormanlarla kaplıydı.

17. “Çince Köprüsü” yarışması kültürel şenliğe dönüştü 17. “Çince Köprüsü” yarışması kültürel şenliğe dönüştü
Flinders Üniversitesi tarafından 28 Eylül 2021'de temin edilen fotoğrafta, Avustralya'nın güneyindeki Pinpa Gölü yakınlarında toprağı kazarak fosilleri çıkaran paleontologlar görülüyor. (Fotoğraf: Trevor Worthy/Dağıtım Xinhua aracılığıyla)

Mather, "Fosil kemiklerine bakıldığında, bugün ormanda yaşayan kartal türlerinde de olduğu gibi, Archaehierax'ın vücudunun boyutuna göre, kanatlarının kısa olduğu görülüyor. Bacakları ise aksine, nispeten uzundu ve ona hatırı sayılır bir erişim sağlıyordu" diye konuştu. "Bu özelliklerin birleşiminden çıkan sonuç şu ki, Archaehierax çevik ama çok da hızlı olmayan bir uçan canlıydı ve büyük olasılıkla bir pusu avcısıydı. Geç Oligosen çağının en büyük karasal yırtıcılarından biriydi, o dönemde yaşayan kuşlar ve memelilerin üzerine ani saldırılar yapıyordu."

Editör: İRFAN KARSLI