Sağlık

Avustralyalı bilim insanlarına göre 'bukalemun' hücreleri aşıların geleceğine yön verebilir

Salı günü duyurulan, dokuda yerleşik bellek T (TRM) hücrelerinin bağışıklık sisteminde oynadıkları role ışık tutan ve hücrelerin farklı beden dokularında nasıl davrandıklarını...

Abone Ol

Salı günü duyurulan, dokuda yerleşik bellek T (TRM) hücrelerinin bağışıklık sisteminde oynadıkları role ışık tutan ve hücrelerin farklı beden dokularında nasıl davrandıklarını tanımlayan bulgular, Nature Immunology isimli dergide yayınlandı.

TRM hücreleri dolaşımda veya kanda değil, sadece dokularda bulunuyor ve viral hastalıklara karşı bağışıklık koruması açısından yaşamsal öneme sahipler ve cilt tümörü olan melanomun büyümesini kontrol edebiliyorlar. Peter Doherty Enfeksiyon ve Bağışıklık Enstitüsü'nde laboratuvar başkanı olan Melbourne Üniversitesi'nden Profesör Laura Mackay'in liderliğindeki araştırma ekibi, TRM hücrelerinin çeşitli beden dokularındaki davranışını inceledi. Deri gibi çevreye maruz kalan bariyer organlarını, karaciğer gibi solid organlarla karşılaştıran immünologlar, TRM'lerin arttığı dokuların, bağışıklığa nasıl katkı yaptıklarını etkilediğini ortaya koydu.

Araştırmacı Susan Christo, belli bazı dokularda bulunan TRM hücrelerinin moleküler imzalarının ortaya konmasının, T hücre aşılarının ve bağışıklık tedavilerinin gelişimine yardımcı olacağını söyledi. Christo, "Örneğin SARS-CoV-2 veya grip gibi bir solunum yolu virüsüne karşı T-hücre aracılığıyla etkin bir bağışıklık istiyorsanız, akciğere TRM hücreleri vermeye ihtiyacınız olur" diyerek şöyle devam etti: "Böylece, patojenle potansiyel karşılaşma bölgesinde, enfeksiyon hafızası var olur." "TRM hücrelerinin yeni bir dokuya girdiğinde bukalemun gibi hareket ettiklerini bulduk - etraflarında bulunan molekül ve proteinlere hızla adapte oluyor ve yeni bir 'görünüm' veya fenotip kazanabiliyorlar." "Doku etrafında bulunanlar da bu hücrelerin nasıl davranacağını kontrol ediyor - deride bulunan TRM hücreleri, bu hücreleri otoimmüniteye neden olabilecek gereksiz aktivasyondan alıkoyuyor ancak buna karşın melanom gibi tehlikelere karşı savaşmalarına izin veren ve bir el freni gibi davranan TGF-b isimli belli bir protein tarafından baskılanıyor." "Deri TRM hücrelerinin kilit bir avantajı da gerçekten uzun bir süre hayatta kalabilmeleri ve beden gerçek bir tehlike altındayken saldırıya hazır olmaları."

Araştırma ekibi, karaciğerde bulunan TRM'lerin, TGF-b "el frenine" sahip olmadıklarını ve bu nedenle daha geniş bir hücre havuzu oluşturmak için daha büyük bir yeteneğe sahip olduklarını buldu. Christo, "Bunların, enfeksiyonla savaşan askerlerden oluşan büyük bir ordu yarattıklarını düşünebilirsiniz" dedi ve şunu ekledi: "Buna karşın karaciğer TRM'leri daha kısa bir yarı ömre sahipler ve gelecek savaşlara katılmak üzere orada olmayabilirler." "Akciğerdeki kısa ömürlü TRM hücreleri için de aynı şey geçerli, ki bu da grip ve Kovid-19'a karşı aşıların ömürleri hakkında önemli etkilere sahip. İşte bu yüzden çalışmamız bize, bağışıklık hücrelerimizin ömürlerini artırması ve bizi uzun bir süre koruması için nelere ihtiyaç duyduğu hakkında ilk kanıtları sunuyor."