Yeni keşif, Cumartesi günü Science Advances dergisinde yayınlandı. Bu yöntemle alıcının cildine "yüksek yoğunluklu bir mikrodizi yaması" yapıştırıldıktan sonra aşı binlerce mikroskobik projeksiyonla tatbik ediliyor. Queensland Üniversitesi Kimya ve Moleküler Biyoloji Bölümü akademisyenlerinden olan çalışmanın baş araştırmacısı Dr. David Muller, farelerde Amerikan yapımı bir Kovid-19 aşısı kullanılarak yapılan ilk testlerin sonucunda "daha iyi ve daha hızlı bağışıklık tepkileri" görüldüğünü söyledi.
Muller, bu yeni yöntemin ilk olarak İngiltere ve Güney Afrika'da tespit edilen varyantlar da dahil olmak üzere çok sayıda varyantı etkisiz hale getirdiğini de belirtti. Ancak teknolojinin asıl vaat ettikleri; kendi kendine uygulanabilir olması, kişinin tek dozla tam olarak aşılanabilmesi ve çeşitli sıcaklıklarda saklanabilmesi. Muller, "Bu aşının, bir bantın üzerini kuru şekilde kapladığında 25 santigrat derecede en az 30 gün, 40 derecede ise bir hafta stabil kaldığını gösterdik. Yani mevcut aşı seçeneklerinden bazıları gibi soğuk zincir gerektirmiyor" dedi. Muller'a göre, bu, küresel aşılama kampanyalarında, özellikle de doktorların ve aşı soğutma tesislerinin yetersiz olduğu gelişmekte olan ülkelerde büyük kolaylık sağlayabilir.
Bilim insanı, yama teknolojisinin koronavirüs aşılarının ötesinde çocuk felci, dang humması ve grip aşılarına da uygulanabileceğini söyledi. Xinhua'ya konuşan Muller, "Yani yama, temel olarak üzerinde çalışmak istediğiniz aşı ile eşleştirebileceğiniz bir platform teknolojisi" bilgisini verdi. Teknolojiyle ilgili deneme aşaması bittiğinde ve üretimi arttığında, aşının doldurulmuş iğne ve şırıngalar ile benzer maliyete sahip olmasının beklendiğini söyledi.
Muller, özellikle Kovid-19'a karşı aşı olmak isteyenler için çok ciddi bir sorun olan ve tripanofobi olarak da bilinen iğne korkusundan muzdarip Avustralyalılardan teknolojiyle ilgili son derece olumlu tepkiler alıyor. Muller, "Her hafta, 'Ne zaman hazır olacak?', 'Denemelere katılabilir miyiz?' diye soran e-postalar alıyorum. Bilmedikleri bir şey var, o da her türlü klinik araştırmanın kan alımını içerdiği" diye konuştu. Muller, "Bu (yöntem) çok zararsız. Dolayısıyla, nihai kullanıcı için bu deneyimin fazla bir endişe yaratmayacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.