Salı günü Critical Care dergisinde yayımlanan araştırma, geçen yıl pandeminin ilk dalgası sırasında ortalama yaşları 61 olan, 30 hastaneden 212 eski yoğun bakım hastası üzerinde yürütüldü. Araştırmacılar; hastaların ölüm oranları, yeni yeti kaybı tanısı ve tekrar çalışmaya başlayabilme durumları gibi faktörleri ölçtü. Araştırmanın başkanlığını yürüten Monash Üniversitesi'nden Profesör Carol Hodgson, hastaların yüzde 71,3'ünün nefes darlığı, güç kaybı, bitkinlik, baş ağrıları ve tat ve koku kaybı gibi kalıcı semptomlar sergilediğini söyledi. Hastaların yaklaşık üçte birinde bilişsel bozukluk görülürken yaklaşık yüzde 20'si anksiyete artışı, depresyon ya da travma sonrası stres bozukluğu yaşadı. Hastaların onda birinden fazlası, devam eden sağlık bozukluğu yüzünden işsizdi.

Araştırmacılar, bulguların yoğun bakımda kalanlar başta olmak üzere "uzun Kovid-19" hastalarına desteğin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Hodgson, kritik düzeyde Kovid-19 hastalığı geçirmiş kişilerin hızla pratisyen hekimlerle bağlantısının kurulması ve pratisyen hekimlerin, bu hastaların yeni yeti kayıpları geliştirebileceği konusunda eğitilmesi gerektiğini dile getirdi. Hodgson, "Hareket kabiliyeti ve yürüme ve ayakta durma becerisi ve gücü konusunda sorun yaşayanların fizyoterapiye yönlendirilmesi gerekebilir" diye konuştu. Hodgson, "Bazı kişilerin yutma ya da yedikleri şeyler konusunda sorunları olabilir. Bu kişilerin bir konuşma terapistine ya da bir diyetisyene ihtiyacı olabilir" diye ekledi.

Profesör, araştırmada Kovid-19'un uzun süreli etkisinin, "sandığımızdan çok daha fazla kişiyi etkileyecek bir şey" olduğunun ortaya çıktığını vurguladı. "Gerçekten, acı çeken sadece hastalar değil" diyen Hodgson, "Aynı zamanda onlara destek olmaya çalışan aile üyelerini de etkileyecektir" ifadelerini kullandı.

Bangladeş'te günlük en yüksek dang vakası sayısı kayda geçti Bangladeş'te günlük en yüksek dang vakası sayısı kayda geçti

Editör: İRFAN KARSLI