The Conversation'da yayınlanan makalesinde Griffith Üniversitesi Gezegen Sağlığı ve Gıda Güvenliği Merkezi Direktörü Hamish McCallum, bir çalışmanın çevrimiçi olarak yayınlanan ön baskısının Kovid-19'un kökenlerinin "doğal yayılma" hipotezini desteklemek için güçlü kanıtlar elde ettiğini ve "laboratuvar sızıntısı" hipoteziyle "bağdaştırılması zor" sonuçlara ulaştığını yazdı.
Makaleye göre hakem tarafından incelenecek çalışma, 2019'un sonlarında ve 2020'nin başlarında Kovid-19 ile enfekte olmuş insanlardan elde edilen iki erken neslin genetik dizilerinin ayrıntılı bir incelemesine dayanıyor. Her iki soy, genetik dizilimdeki iki farklı anahtar bölgede sadece iki nükleotit ile farklılık gösterdi.
"Tek bir laboratuvar sızıntısı olayı varsa, A ve B soylarına ayrılma, laboratuvar sızıntısından sonra gerçekleşmiş olmalı" denilen makalede, "Bu nedenle, bir bölgede soy A nükleotidi ve diğer bölgede soy B nükleotidi olan çok sayıda ara soy görmemiz gerekir" denildi. "Ancak, insanlardan elde edilen genetik dizilerin neredeyse tamamı saf soy A veya saf soy B ise, bu, ya doğrudan yarasalardan ya da köprü konakçılardan en az iki farklı yayılma olayı olduğunu gösterir" diye devam eden makalede, "Ve iki soyun evrimi, insanlara bulaşmadan önce gerçekleşmiştir" denildi. Makalede, "Bu nedenle genetik kanıtlar bize güçlü bir şekilde insan popülasyonlarına en az iki ayrı yayılma olayı olduğunu gösteriyor" ifadeleri yer aldı.