Yaşam

Zamanda yolculuk yaptığını iddia eden 12 insan ve hikayeleri

Tıpkı Geleceğe Dönüş serisi gibi zamanda yolculuğu konu alan pek çok filmin yanında zamanda yolculuk hikayeleri de oldukça meşhur.

Abone Ol

Şimdi kemerlerinizi bağlayın, çünkü sizi bu zaman yolculuğu hikayeleri arasında güvenli bir yolculuğa çıkaracağız!

1901 Yılında İki Profesör Versay’da Marie Antoinette’i Görüyor

1901’de İngiltere, Oxford’daki St. Hugh’s College’dan iki profesör Versay Sarayı’nı ziyarete gitti. Versay, 1792’de monarşi kaldırılana kadar Fransız kraliyet eviydi. Orada yaşayan son kraliyet üyelerinden biri olan Marie Antoinette 1793’te idam edildi.

1901’deki o gün, profesörler Anne Moberly ve Eleanor Jourdain sarayda yürürken, Marie Antoinette’in Petit Trianon’un dışında bir taburede öylece oturduğunu görmeyi beklemiyorlardı. Antoinette orada oturmuş eskiz yapıyordu ve çevrede 1780’ler dönemine ait kıyafetler giymiş insanlar vardı. Bir tur rehberi Moberly ve Jourdain’e yaklaştığında Antoinette ve diğer herkes ortadan kayboldu. İki profesör birlikte, deneyimleri hakkında An Adventure adlı bir kitap yazdılar ve hikaye ün kazandı. Bu profesörler yüksek eğitimli ve saygın iki kadındı, böyle bir hikaye uydurmaları mümkün değildi. Peki o gün yaşanan şey neydi? Gerçekten zamanda yolculuk mu yaptılar? Zaman yolculuğu hikayeleri arasında yer alan bu olay, en etkileyici ve ünlü zamanda yolculuk hikayelerinden biridir.

Askeri Bir Pilot Fütüristik Bir Uçak Görüyor

Air Marshall Sir Robert Victor Goddard, 1935’te Edinburgh’da terk edilmiş bir havaalanını teftiş etmek için gönderildi. Havaalanı harap bir haldeydi ve gördüklerini not etti. Daha sonra uçağına geri döndü ve havalandı, ancak şiddetli yağmur ve düşük görüş mesafesi yüzünden fazla uzağa gidemedi. Bu nedenle fırtınanın geçmesini beklemek için havaalanına geri döndü.

Ancak iniş pistine yaklaşırken çok garip bir şey oldu. Bulutlar dağıldı, güneş aniden ortaya çıkıp parladı ve daha önce terk edilmiş arazinin şimdi mavi tulumlu tamircilerle dolu olduğunu gördü. Ayrıca pistte dört sarı uçak vardı ve bunlardan biri daha önce hiç görmediği türdendi. Unutmayın, bu adam bir askeri pilottu. O sırada mevcut olan tüm farklı uçak modellerine oldukça aşinaydı.

Goddard’ın kafası tamamen karışmıştı. Bunları hayal mi etmişti? Halüsinasyon mu görüyordu yoksa bu bir rüya mıydı? Gördüklerinin gerçek olması mümkün değildi. Goddard dört yıl sonra hava alanına geri gönderildi. Terk edilmek şöyle dursun, mavi tulum giyen tamirciler sarı uçakları tamamlamışlardı ve Goddard’ın 1935’te tanımlayamadığı uçak pistte oturuyordu. O uçak bir Miles Magister idi. Magister ilk kez 1938’de, Goddard’ın ilk gördüğünden üç yıl sonra üretildi.

Bir Gazeteci, Hava Saldırısı Gerçekleşmeden 11 Yıl Önce Olaya Tanık Oldu

Gazeteci J. Bernard Hutton ve fotoğrafçı Joachim Brandt, 1932’de bir Alman gazetesi tarafından Hamburg tersanesine bir haber yapmak üzere gönderildi. Olaysız bir ziyaretti, ta ki üzerlerine bombalar yağmaya başlayana kadar. Hutton ve Brandt, bir hava saldırısının ortasında kaldıklarını fark ettiler ve oradan uzaklaştılar, ancak o sırada birkaç fotoğraf çekmeyi başardılar. Hamburg’un merkezine döndüklerinde kimse hikayelerine inanmadı. Deli olmadıklarını herkese kanıtlamak için çektikleri fotoğrafları gösterdiler. Ancak tam tersini kanıtlamış oldular. Çünkü fotoğraflarda hava saldırısıyla ilgili hiçbir şey yoktu.

11 yıl sonra Hutton Londra’da yaşıyordu. Gazetesini okurken Hamburg’a yapılan bir hava saldırısı olan Gomorrah Operasyonu hakkında bir hikaye olduğunu gördü. Gazetedeki haberde gördüğü fotoğraflar, 11 yıl önce yaşadığını iddia ettiği bombardımana benziyordu.

İngiltere’nin Woolpit Kentinde Tenleri Yeşil Renk Olan İki Çocuk Ortaya Çıktı

12. yüzyılda İngiltere’nin Woolpit kentinde genç bir erkek ve bir kız yalnız bulundu. İngilizce veya tanımlanabilir bir dil konuşmuyorlardı ve tenleri yeşildi. Evet, yeşil!

Yerel bir köylü tarafından yakalandılar ve erkek çocuk kısa süre sonra ölmesine rağmen kız hayatta kaldı ve zamanla İngilizce konuşmayı öğrendi. Sonunda birine nereden geldiğini söyleyebildi. St. Martin’s Land adlı alacakaranlıkla kaplı bir yerden geldiğini ve bir gün erkek kardeşiyle birlikte babalarının koyunlarına baktıkları sırada bir mağara bulduklarını söyledi. Mağaraya girdiler ve çok uzun bir süre yürüdükten sonra Woolpit’te ortaya çıktılar.

Belki de bu sadece bir halk masalıdır ya da belki gelecekten geldiler. Sonuçta, hikayeleri şüpheli bir şekilde bir zaman kayması gibi geliyor. Zaman yolculuğu hikayeleri arasında bulunan bu olayın başrolü olan kız, maalesef hiçbir zaman geldiği yere ve zamana dönemedi.

Charlotte Warburton, Farkında Olmadan Zamanda Yolculuk Yaptı

1968’de Charlotte Warburton daha önce hiç görmediği bir kafeye girdi. Hiçbir şey yanlış görünmüyordu, ancak birkaç gün sonra kafeye tekrar gitmeye çalıştığında ortadan kaybolmuştu. Charlotte daha sonra, aslında o noktada yıllar önce bir kafe olduğunu öğrendi. Charlotte’un birkaç gün önce gittiği kafenin olduğu yerde artık bir süpermarket vardı.

Bir Polis Memuru 1996’dan 1950’lere Gitti

1996 yılında bir polis memuru ve eşi Liverpool’da alışveriş yapıyorlardı. Sokağın aşağısındaki bir CD dükkanına giderlerken karısı bir kitapçıya girdi. Polis kitapçıdan uzaklaşırken, her şeyin aniden sessizleştiğini fark etti. Ardından 1950’lerden kalma bir minibüs korna çalarak etrafında döndü. Her nasılsa, sokağın ortasında duruyordu ve bundan daha da ilginç olanı, etrafındaki herkes 50’ler tarzı giysiler giyiyordu.

Polisin kafası karıştı, kitapçıya geri dönmeye çalıştı ama orada değildi. Onun yerine Cripps adında bir kadın giyim mağazası vardı. Bu yüzden giyim mağazasına girdi ve içeri girer girmez mağaza yine kitapçı oldu. Polis 1996’ya geri dönmüştü, ancak olan biteni anlayamadı. Biraz araştırma yaptıktan sonra Cripps’in 1950’lerden sonra kapandığını öğrendi.

Taured’den Gelen Adam, Aniden Ortadan Kayboldu

1954 yılında Japonya’nın Tokyo kentindeki Haneda Havalimanı’nda gümrükten geçmeye çalışan bir adam gümrük görevlileriyle biraz sorun yaşadı. Sorunun sebebi gümrük formunda bir şey beyan etmeyi unutması değildi. Var olmayan bir ülkeden olduğunu iddia ettiği ve bunu kanıtlayacak bir pasaportu ve pulları olduğu için sorun çıkmıştı.

Pasaportu, İspanya ve Fransa arasında olduğunu iddia ettiği Taured adlı bir ülkedendi. Gümrük memurları bir harita çıkarıp Andorra’yı mı kastettiğini sorunca adam çok kızdı. Gümrük görevlilerinin gösterdiği yerin doğru olduğunu ama Taured’in en az 1000 yıldır var olduğunu söyledi. Andorra’yı hiç duymamıştı.

Polis neler olup bittiğini anlamaya çalışırken, adam için bir geceliğine otel odası tuttular. Odasının önüne silahlı muhafızlar yerleştirilmiş olsa da, adam ertesi sabah ortadan kaybolmuştu. Havaalanındaki güvenlik ofisinde saklanan pasaportu da gitmişti. Yetkililer, Tauredli adamın gizemini asla çözemediler. Zaman yolculuğu hikayeleri arasında yer alan bu olayın bir daha eşi benzeri yaşanmadı.

Jophar Vorin, Kimsenin Bilmediği Bir Yerden Geldiğini İddia Etti

1850’de Almanya’nın Frankfort-on-the-Oder kentinde Jophar Vorin adında bir adam bulundu ve sorgulandı. Çok kötü bir Almancası vardı, bu da iddialarının anlaşılmasını daha da zorlaştırıyordu. Laxarialı olduğunu ve Laxarian ve Abramian dillerini konuştuğunu söyledi. Uzun zamandır kayıp olan kardeşini aradığını, ancak gideceği yere giderken bir gemi kazası geçirdiğini söyledi.

Vorin, kendisine sunulan haritaların veya kürelerin hiçbirini tanımadı. Vorin, dünyanın beş bölümü olduğunu iddia etti: Sakria, Aflar, Aslar, Auslar ve Euplar. John Timbs, Bilim ve Sanatta Gerçekler Yıllığında, Vorin’in sorgulanmak ve incelenmek üzere Berlin’e götürüldüğünü bildirdi. Vorin’in gerçekten var olduğuna dair hiç şüphe yok. Ancak asıl soru şu; o bir deli mi yoksa çok uzak bir gelecekten gelen birisi mi?

Dört Arkadaş, 1979’dan 1905’e Gitti

1979’da Geoff ve Pauline Simpson ile Len ve Cynthia Gisby Fransa’da seyahat ediyorlardı. Saat geç olunca geceyi geçirmek için bir otel bulmaya karar verdiler. Gittikleri yolun çok uzağında olmayan bir yer buldular. Garip bir yerdi, odaların kapılarında sadece ahşap mandallar vardı ve kilit yoktu. Ayrıca pencerelerde cam yoktu ve kalın panjurlar vardı.

Sabah otelde kahvaltı ettiler ve pelerinli, eski görünümlü üniformalar giymiş iki jandarma ile karşılaştılar. Oteldeki her şey garip görünüyordu, çünkü konaklamaları sadece 19 frank tutmuştu. Bölgedeki diğer oteller 200 franktan fazlaya mal olmuştu. Yine de mutlu bir şekilde yollarına devam ettiler ve dönüş yolculuklarında tekrar aynı otelde kalmaya çalıştılar. Ancak otel yok olup gitmişti. Yanlarına gelen jandarmaların giydikleri üniformalar ise 1905 yılına aitti. Zaman yolculuğu hikayeleri arasında yer alan bu olay, dört arkadaşın çok şaşırmasına neden oldu.

Bir 20. Yüzyıl Doktoru Kendini 1800’lerde Buldu

1935 yılında Dr. EG Moon, hastalarından birinin evinden ayrılırken arabasının bıraktığı yerde olmadığını fark etti. Hem araba yolu hem de kaldırım hatırladığından çok daha zorlu görünüyordu. Dr. Moon evin yanında yürüyen bir adam gördü ve adamın birkaç pelerin ve silindir şapka giydiğini ve uzun namlulu bir silah taşıdığını fark etti. Adam, Moon’a 20. yüzyıldan değil, 19. yüzyıldanmış gibi baktı.

Dr. Moon eve geri dönmek için yürümeye başladı, ama o giderken, garaj yolunun yeniden asfaltlandığını ve arabasının orada park halinde olduğunu gördü. Daha sonra adamı aramak için yola geri döndü, ancak adam çoktan gözden kaybolmuştu.

2000 Yılında John Titor Adlı Gizemli Bir Adam, 2036 Yılından Geldiğini İddia Etti

2000 yılının Kasım ayında, Time Travel Institute forumlarında olağan dışı faaliyetlerde bir artış görüldü. Kendine John Titor diyen bir adamdan gelen bir dizi gönderi, alışılmış komplo teorileri içeriyordu. 2036 yılından olduğunu iddia ederek, hükümetin kendisini bazı bilgisayar programlarında hata ayıklamak için ihtiyaç duydukları bir IBM bilgisayarını alması için 1975’e geri gönderdiğini söyledi. Ayrıca geleceğin çok kötü olacağı konusunda herkesi uyardı.

2004’te Amerika Birleşik Devletleri’nde sivil kargaşanın başlayacağını ve 2012’ye kadar tam bir iç savaş olacağını iddia etti. 2015 yılına kadar, hızlı bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın gelip gideceğini söyledi. Tabii ki, bunların hiçbiri gerçekleşmedi.

1969’dan İki Adam 1940’lara Gitti

1969’da iki adam, bir Güneybatı Louisiana kasabasında öğle yemeği yediler. Daha sonra arabalarına bindiler ve eyaletin çoğunu kapsayan bir otoyol olan US Route 167 boyunca ilerleyerek çalışmaya geri döndüler. Uzakta eski bir araba gördüler. Yaklaştıklarında çok yavaş hareket ettiğini fark ettiler ve plakasında “1940” yazdığını gördüler. İki adam arabanın yanına yanaştı ve her şeyin yolunda olup olmadığını görmek için içeri baktılar. Arabanın içinde 1940’ların kıyafetleriyle süslenmiş bir kadın ve çok şaşkın ve korkmuş görünen küçük bir çocuk olduğunu gördüler.

Kadına kenara çekmesini işaret ederek ona yardım edeceklerini belirttiler. Kadın arabayı yolun kenarına çekerken iki adam onun birkaç metre önünde durdu. Güvenli bir şekilde park ettiğinden emin olmak için arkalarını döndüklerinde araba ortadan kaybolmuştu.

(Listelist)