Çin ve ABD sadece ortak çıkarları için değil, aynı zamanda küresel barış, istikrar ve refaha anlamlı bir katkı yapmak üzere farklılıklarının ötesine geçerek diyalog ve işbirliğini ilerletmelidir.
BEİJİNG, 26 Aralık (Xinhua) -- Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, Peru'nun başkenti Lima'da düzenlenen 31. Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Ekonomi Liderleri Toplantısı sırasında ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmüş ve ülkesinin Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı gelişimini sürdürme kararlılığını yinelemişti.
Çin'in ABD ile ilişkilerinin istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir olması hedefinin değişmediğini vurgulayan Xi, bu çerçevede Çin-ABD ilişkilerinde karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği ilkelerine bağlılıklarının, Çin'in egemenlik, güvenlik ve kalkınma çıkarlarını kararlılıkla koruma tutumlarının ve Çin ile ABD halkları arasındaki geleneksel dostluğu ileriye taşıma arzularının değişmeden sürdüğünü ifade etti.
Bu ifadeler, Çin'in ABD ile ilişkileri konusunda uzun zamandır sürdürdüğü yaklaşımı açık şekilde ortaya koyar nitelikte olup, ülkenin diyalog ve işbirliğini artırmaya ve farklılıkları yönetmeye olan bağlılığını vurgulamaktadır.
Önde gelen ülkelerin birbiriyle rekabet etmesi zamanın ruhuna uymamaktadır. Rekabet, Amerika'nın iç sorunlarına ya da dünyanın karşı karşıya kaldığı acilen çözülmesi gereken sorunlara da bir çözüm değil. Tüm dünyada ülkeler sayısız küresel krizle mücadele etmeye çalışırken Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı ve yapıcı olmasına yönelik beklentiler giderek artıyor.
Çin ve ABD sadece ortak çıkarları için değil, aynı zamanda küresel barış, istikrar ve refaha anlamlı bir katkı yapmak üzere farklılıklarının ötesine geçerek diyalog ve işbirliğini ilerletmelidir.
Geniş bir okyanusta yol bulmaya çalışan iki dev gemiye benzetebileceğimiz Çin ve ABD'nin birbiriyle ilişkilerini çarpıştırmak şöyle dursun yönlerini ve hızlarını kaybetmeden doğru güzergahta tutabilmek için iki tarafın karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliğini el üstünde tutması gerekiyor.
Bu yaklaşım ikili ilişkilerin onlarca yıllık tarihinden çıkarılabilecek kilit öneme sahip bir sonuç olmanın ötesinde yeni dönemde iki ulusun önünde duran ihtiyatlı yoldur.
Çin, barışçıl kalkınma, uluslararası ilişkilerde daha fazla demokrasi, barış içinde bir arada yaşamanın beş ilkesi ve kazan-kazan işbirliğiyle öne çıkan yeni bir uluslararası ilişkiler türüne bağlılığını sürdürmektedir. Beijing, eşit olmayan bir düzlemde Washington'la ilişki kurmayacak ve sözde "güç pozisyonu" kaynaklı zorlamayı kabul etmeyecektir.
Çin, ABD'yle ilişkileri ilerletmeye hazır olmakla birlikte temel çıkarlarına ilişkin konularda geri adım atmayacaktır. Tek Çin ilkesi ve Çin'le ABD arasında imzalanan üç ortak bildirinin Çin-ABD ilişkilerinin siyasi temeli olması ve Çin halkının kalkınma hakkından mahrum bırakılamayacağı ve bu hakkın gözardı edilemeyeceğine yönelik ilkeler Çin'in kararlı duruşunu teşkil etmektedir.
Birçok zorluğun yaşandığı dünyada bağları koparma, uygulanabilir bir çözüm değildir ve "yüksek çitli küçük bahçeler" önde gelen ülkelere yakışmamaktadır. Washington'ın ulusal güvenlik kavramını aşırı genişletip Çin'in kalkınmasını baskılamakta bir bahane olarak kullanma girişimi kesinlikle geri tepecektir.
Çin ve Amerikan halkları arasındaki uzun soluklu dostluk konusunda ise tarih, halklar arası ve kültürel etkileşimlerin her zaman Çin-ABD ilişkilerinin istikrarı için güvenli bir koruma ve ikili işbirliğinin kalıcı bir faktörü işlevi gördüğünü ortaya koymaktadır.
Zorlu zamanlarda Çinliler ve Amerikalılar arasında dostluk bağlarını güçlendirmek ve karşılıklı anlayışı teşvik etmek çok daha kritik hale gelmektedir. ABD tarafı, ikili ilişkilerin parlak geleceği insanlara bağlı olduğu için iki halk arasındaki normal etkileşimlerin, siyasi faktörlerle kesintiye uğratılmaması gerektiğinin farkına varmalıdır.
İleriye dönük olarak ABD tarafının, vizyon sahibi olduğunu ortaya koyarak farklılıkların ötesine geçme, sıfır toplamlı oyun zihniyetini reddetme ve karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği temelinde bir ilişki geliştirme konusunda Çin'e katılması temenni edilmektedir.