BALİ, 14 Kasım (Xinhua) -- Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve ABD'li mevkidaşı Joe Biden, Endonezya'nın Bali Adası'nda, Çin-ABD ilişkilerinde stratejik öneme sahip konular ile başlıca küresel ve bölgesel meseleler hakkında Pazartesi günü samimi ve derinlemesine görüş alışverişinde bulundu. Cumhurbaşkanı Xi, Çin-ABD ilişkilerinin mevcut durumunun, iki ülke ve halkının temel çıkarları ile uluslararası toplumun beklentilerine uymadığına işaret etti. Xi, Çin ve ABD'nin, tarih, dünya ve insanlar için sorumluluk duygusuna sahip olması, yeni dönemde birbirleri ile iyi geçinmenin doğru yolunu keşfetmesi, ikili ilişkileri doğru yola sokması, ayrıca hem iki ülkenin hem de bütün dünyanın yararına olacak şekilde ilişkileri sağlıklı ve istikrarlı büyüme yoluna geri döndürmesi gerektiğini söyledi.
Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) 20. Ulusal Kongresi ve önemli sonuçlarına değinen Xi, ÇKP ve Çin hükümetinin açık ve şeffaf olan iç ve dış politikalarının açıkça belirtildiğini ve stratejik hedefinin şeffaflık, süreklilik ve istikrar sergileyen bir yapıda olduğunu belirtti. Xi, ülkedeki çabaları insanların daha iyi bir yaşam için özlemlerini karşılama hedefine dayandırarak, reform ve dışa açılma politikasını değişmez şekilde izleyerek ve açık küresel ekonominin inşasını teşvik ederek, Çin halkının yeniden canlanma sürecinin tüm cephelerde modernleşme yolunda ilerlediğini belirtti. Çin'in barışa dayalı bağımsız bir dış politikası izleme konusunda kararlı olduğunu belirten Xi, ülkesinin konum ve tavrını her zaman meselelerin esasına göre kararlaştırdığını ve anlaşmazlıkların diyalog ve istişare yoluyla barışçıl şekilde çözülmesini savunduğunu söyledi.
Çin'in, küresel ortaklıkları derinleştirme ve genişletmeye, özünde Birleşmiş Milletler bulunan uluslararası sistemi ve uluslararası hukuk tarafından desteklenen uluslararası düzeni korumaya ve insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir topluluk inşa etmeye kararlı olduğunu vurgulayan Xi, ülkesinin barışçıl, açık ve kazan kazan anlayışına dayalı kalkınmaya bağlı kalacağını, küresel kalkınmaya katılıp katkıda bulunacağını ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle ortak kalkınmayı sürdüreceğini ifade etti. Dünyanın tarihte önemli bir dönüm noktasında olduğuna işaret eden Xi, ülkelerin hem eşi görülmemiş güçlüklerle başa çıkmaları hem de eşi görülmemiş fırsatları yakalamaları gerektiğini belirterek, bunun, iki tarafın Çin-ABD ilişkilerini gözden geçirip değerlendirmeleri gereken derin bir konu olduğunu söyledi. Çin-ABD ilişkilerinin, bir tarafın diğerine üstün geldiği veya başarılı olduğu, bir taraf kazanırken diğer tarafın kaybettiği bir oyun olmaması gerektiğini belirten Xi, "Çin ve ABD'nin başarıları birbirleri için meydan okuma değil fırsat olmalı. Dünya, iki ülkenin kendilerini geliştirip birlikte refaha kavuşmaları için yeterince büyük" dedi.
İki tarafın birbirlerinin iç ve dış politikaları ile stratejik hedefleri konusunda doğru bir algı oluşturmaları gerektiğini belirten Xi, Çin-ABD etkileşimlerinin cepheleşme veya bir tarafın kazanıp diğer tarafın kaybettiği şeklinde değil, diyalog ve kazan kazan anlayışına dayalı işbirliğiyle tanımlanması gerektiğini vurguladı. Biden'ın "beş-hayır" açıklamasını çok ciddiye aldığını söyleyen Xi, ülkesinin mevcut uluslararası düzeni değiştirmeyi ya da ABD'nin iç işlerine karışmayı düşünmediğini ve ABD'ye meydan okumaya ya da yerinden etmeye niyeti olmadığını ifade etti. Xi, Çin-ABD ilişkilerinin yön veya hız kaybetmeden, daha az karşı karşıya gelerek doğru yolda ilerlemesini sağlamak için iki tarafın birbirine saygı göstermesi, barış içinde birlikte yaşaması, kazan kazan anlayışına dayalı işbirliğini sürdürmesi gerektiğine dikkati çekti. Uluslararası ilişkilerin temel normları ile Çin ile ABD arasındaki üç ortak bildiriyi uygulamanın, iki tarafın farklılık ve anlaşmazlıkları yönetmesi, ayrıca cepheleşme ve çatışmayı önlemesinde hayati önem taşıdığını belirten Xi, bunun Çin-ABD ilişkileri için gerçekten de en önemli bir koruma ve güvenlik ağı olduğunu söyledi.
Taiwan meselesinin kökeni ve Çin'in ilkeli duruşu hakkında net konuşan Xi, Taiwan meselesinin Çin'in temel çıkarlarının tam merkezinde yer aldığını, Çin-ABD ilişkilerinin siyasi temelinin kökenini oluşturduğunu ve Çin-ABD ilişkilerinde aşılmaması gereken ilk kırmızı çizgi olduğunu vurguladı. Taiwan meselesinin çözümünün Çin ve Çin'in içişleriyle ilgili bir mesele olduğunu söyleyen Xi, Çin halkı ve ulusunun ortak arzusunun, ulusal yeniden birleşmeyi gerçekleştirip toprak bütünlüğünü korumak olduğunu belirtti. Taiwan'ı Çin'den ayırmak isteyen herkesin Çin ulusunun temel çıkarlarını ihlal edeceğini söyleyen Xi, Çin halkının buna kesinlikle izin vermeyeceği konusunda uyardı. Çin'in Taiwan Boğazı'nda barış ve istikrarı görmeyi umduğunu ve baştan beri buna bağlı olduğunu, ancak Boğaz'ın iki yakasındaki barış ve istikrar ile "Taiwan'ın bağımsızlığının" su ve ateş kadar uzlaştırılamaz olduğunu belirten Xi, ABD tarafının sözleriyle eylemlerinin birbirini tutacağına ve tek Çin ilkesi ve üç ortak bildiriye bağlı kalacağına yönelik umudunu dile getirdi.
ABD Başkanı Biden'ın birçok kez ülkesinin "Taiwan'ın bağımsızlığını" desteklemediğini ve Taiwan'ı Çin ile rekabette avantaj sağlamak veya Çin'i kontrol altına almak için bir araç olarak kullanma niyetinde olmadığını söylediğini hatırlatan Xi, Çin'in ABD tarafının bu güvenceye göre hareket etmesini umduğunu ifade etti. Biden ise Xi'yi yıllardır tanıdığını ve düzenli iletişimi sürdürdüğünü, ancak bugünkü yüz yüze görüşmenin yerini hiçbir şeyin alamayacağını kaydetti. Xi'yi ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri olarak seçildiği için tebrik eden Biden, iki büyük ülke olarak ABD ve Çin'in yapıcı bir ilişkiyi sürdürme sorumluluğuna sahip olduğunu belirtti. Biden, ABD tarafının, iki tarafın farklı görüşte olduğu konularda samimi görüşmeler yapmasına olanak sağlama ve gerekli işbirliğini güçlendirme, ayrıca iki ülke ve halkının yanı sıra tüm dünya için hayati derecede önemli olan iklim değişikliği, gıda güvenliği ve diğer önemli küresel sorunların çözümünde kilit rol oynama çerçevesince, iki lider arasında ve hükümetin her seviyesindeki iletişim kanallarını açık tutmaya kararlı olduğunu belirtti.
İstikrarlı ve müreffeh bir Çin'in ABD ve dünya için iyi olduğunu yineleyen Biden, ABD'nin Çin'in sistemine saygı duyduğunu ve bunu değiştirmeye çalışmadığını söyledi. ABD'nin yeni bir Soğuk Savaş peşinde olmadığını, Çin'e karşı ittifakları yeniden canlandırmaya çalışmadığını, "Taiwan'ın bağımsızlığını" desteklemediğini, "iki Çin" veya "bir Çin, bir Taiwan" görüşünü desteklemediğini ve Çin ile bir çatışma yaşamaya niyeti olmadığını belirten Biden, ABD tarafının Çin'le bağlarını koparma, Çin'in ekonomik gelişimini durdurmak ya da Çin'i kontrol altına almak gibi bir niyetinin olmadığını vurguladı. ABD-Çin ilişkisinin gelişiminin dünyanın geleceği açısından son derece önemli olduğunu belirten Biden, ABD ve Çin'in, dünyaya farklılıklarını yönetebileceklerini göstermek ve yanlış anlamaları, yanlış algıları veya şiddetli rekabeti cepheleşmeye veya çatışmaya dönüştürmekten kaçınmak ve önlemek için ortak bir sorumluluğa sahip olduğunu söyledi. ABD tarafının, ABD-Çin ilişkilerine yön veren ilkelerin düzenlenmesi gerektiği görüşünü paylaştığını belirten Biden, iki tarafın halihazırda mevcut olan ortak anlayış temelinde görüşmelere devam edebileceklerini ve mümkün olan en kısa sürede varılacak bir anlaşma için gayret göstereceklerini bildirdi. ABD hükümetinin tek Çin'in ilkesine bağlı olduğuna işaret eden Biden, Taiwan meselesini Çin'i kontrol altına almak için bir araç olarak kullanmayacaklarını ve Taiwan Boğazı'nda barış ve istikrar görmeyi umduklarını sözlerine ekledi.