Bir süredir İstanbul'da köklü bir mücevher firması, nitelikli adayların talep ettiği maaşların çok yüksek olması nedeniyle kurum içi tasarımcının boşluğunu doldurmakta zorlandı.
Dünyanın dört bir yanındaki müşterilerine sipariş üzerine üretim yapan yerel marka Prestij Kuyumculuk'un yöneticisi olan Serdar Şenyüz, şirketi daha rekabetçi bir konuma getirecek eşsiz parçalar yaratabilecek tasarımcı aradıklarını söyledi.
SERDAR ŞENYÜZ, Prestij Kuyumculuk Müdürü:
"Sektörün en büyük açığı, bana göre kaliteli personel. Bütün çevremizde de bunu duyuyoruz. Personel ihtiyacı çok var."
Şirket bir süre önce İstanbul'daki bir üniversitenin mücevher tasarımı bölümünden mezun olan genç yetenekli bir tasarımcıya ulaştı ve karşılayabilecekleri en yüksek maaş olan aylık 20.000 Türk Lirası (yaklaşık 1.200 ABD Doları) teklif etti ancak tasarımcı beklentisinin altında olduğu için bu rakamı reddetti.
Daha sonra tekstil şubesinden bir başka çalışanı bu boş alanda istihdam etmek zorunda kaldılar ve tüm tasarım-üretim sürecini ona öğrettiler.
Şenyüz, pek çok deneyimli tasarımcının ya kendi işini kurmayı ya da şanslarını yurtdışında denemeyi tercih ettiğini, özellikle de mücevher tasarım kariyerinin fırsatlarla dolu olduğu İtalya'yı tercih ettiklerini söyledi.
SERDAR ŞENYÜZ, Prestij Kuyumculuk Müdürü:
"Tabii ki sektörün ileri gelenlerinin, bu sektörü nasıl sevdirebiliriz, nasıl ısındırabilirizin yollarını aramaları gerektiğini düşünüyorum."
Firma 35 sene önce Mustafa Gürdamar tarafından kurulmuştu.
MUSTAFA GÜRDAMAR, Prestij Kuyumculuk Kurucusu:
"Biz işçiliğimizi, emeğimizi satıyoruz. Biz altın satmıyoruz. Ürünü alıyoruz. Bir şekle sokuyoruz, bunun karşılığında işçiliğimizi satıyoruz."
İstanbul'da genç bir endüstriyel tasarımcı ve işletme sahibi olan Yazgı Eravutmus, Xinhua'ya neden pek çok kuyumcunun prestijli yerel markalar için çalışmak yerine bağımsız olarak tasarımcı kariyerini tercih ettiğini anlattı.
YAZGI ERAVUTMUS, Genç bir endüstriyel ürün tasarımcı:
"Bazı kuyumcu atölyelerinde tasarımlarımızın önüne ekstra başka sesler de çıkıyor. Üretilemez, pahalı olur, piyasada gitmez gibi... Bizi çok kısıtlıyorlar. Tasarım yapmaya çok fırsat olmuyor. Küçücük bir çerçeveye sokulup tasarımcı değil, çizimci oluyor orada çalışan. Haliyle mesleğini istediği gibi icra edemiyor. Keza tasarım iyi bir hayal gücü ve uçarılık isteyen bir alan. Bunu yapamadığında da sıkışıp kalıyorsun."
Yerel basında çıkan haberlere göre Türkiye'nin yıllık ortalama altın tüketimi yaklaşık 200 ton, üretim seviyesi ise 40 ton civarında bulunuyor. Bu işi yapanlar, geriye kalan 160 tonluk talebin ithalatla karşılandığını söylüyor.
Xinhua Haber Ajansı muhabirleri İstanbul'dan bildiriyor.