Uzmanlar, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2023 Yıllık Toplantısı sırasında, dönüm noktası niteliğindeki bir biyolojik çeşitlilik anlaşmasının amaç ve hedeflerine ulaşmanın önemine dikkat çekti. Harvard Kennedy Okulu Kurumsal Sorumluluk Girişimi direktörü Jane Nelson Perşembe günü, yakın tarihli BM biyolojik çeşitlilik anlaşması için "Gerçekten tarihi, çığır açan ve dönüm noktası niteliğinde bir anlaşma" dedi. Çin'in öncülüğünde, resmi adı Kunming-Montreal Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi olan anlaşma, geçtiğimiz ay BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın 15. Toplantısı'nda (COP15) kabul edildi. Çerçevede doğayı korumak için, 2050'ye yönelik dört uzun vadeli hedef ve 2030'a kadar olan 10 yıllık döneme yönelik 23 küresel hedef belirlendi. Çerçeve tarafından belirlenen hedeflere göre, 2030 yılına kadar, bozulmuş karasal, iç sular ile kıyı ve deniz ekosistemlerinin en az yüzde 30'u etkin bir şekilde eski haline getirilecek.
Nelson, "Şu anda karaların tahminen yalnızca yüzde 17'sinin ve deniz alanlarının yüzde 8'inden daha azının korunduğu düşünüldüğünde, bu iddialı bir hedef, ancak yapılabilir" dedi. Hoffmann Global İş ve Toplum Enstitüsü İcra Direktörü Katell Le Goulven de, Xinhua'ya, Davos haftasında bir şirketin nasıl net sıfır emisyona ulaşıp doğaya duyarlı hale gelebileceğine dair pek çok tartışma olduğunu söyledi. Goulven, "Bu çok önemli, çünkü bu küresel çerçeve şirketlerden doğayı maruz bırakacakları riskleri ve doğaya bağımlılıklarını raporlamalarını ve açıklamalarını istiyor" dedi. Doğal kaynakları korumaya odaklanan bir sivil toplum kuruluşu olan Afrika Parkları CEO'su Peter Fearnhead, zaman hassasiyetinin çok önemli olduğunu vurguladı. Fearnhead, WEF yıllık toplantısının bir oturumunda yaptığı konuşmada, bazı ülkelerdeki yönetim zorlukları ve Afrika'daki yoksulluk seviyeleri ve artan nüfus dikkate alındığında, dünyanın 2030 hedeflerine ulaşmada başarılı olması gerektiğini ifade etti.
