BEİJİNG, 4 Ekim (Xinhua) -- Uzmanlar, Çin'in ekonomik direncinin yanı sıra küresel ekonomi ve tedarik zincirlerindeki merkezi rolü dikkate alındığında, "Çin'den ayrılma" söyleminin gerçekçilikten uzak ve ileriyi göremeyen bir söylem olduğunu ifade ettiler. Tayland'ın önde gelen bankalarından Kasikornbank'ın kıdemli başkan yardımcısı Wichai Kinchong Choi, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olarak Çin'in küresel tedarik zincirlerinde çok önemli bir rol oynadığını ve dünya ekonomisinin yeniden toparlanmasında hayati önem taşıyacağını söyledi. Choi, Çin'in dinamik endüstriyel ekosisteminin, güçlü altyapısının, şeffaf iş ortamının ve devasa iç pazarının yabancı yatırımlar için çekici olduğunu söyledi.

Singapur Ulusal Üniversitesi Yönetişim ve Sürdürülebilirlik Merkezi Direktörü Lawrence Loh ise, Xinhua'ya verdiği demeçte, ülkeleri veya bölgeleri ayırma veya tecrit etmenin küreselleşmeye aykırı düşeceğini söyledi. "Küreselleşmenin ekonomik mantığına bağlı kalmalıyız" diyen Loh, küreselleşmenin kaynakların ve çıktıların hareketini teşvik etmeye yardımcı olduğunu ve bunun ülkelere verimlilik artışı getirdiğini kaydetti. Küreselleşme eğiliminin geriye döndürülemez olduğunu kaydeden Malezyalı hükümet dışı düşünce kuruluşu Yeni Kapsayıcı Asya Merkezi Başkanı Koh King Kee; ilerlemenin yolunun açık, kapsayıcı ve kazan-kazan işbirliği olduğunu söyledi. Koh'a göre, son 10 yılda Çin'in küresel ekonomik büyümeye katkısı yaklaşık yüzde 30'da kaldı. Çin, dünyanın en büyük mal ticareti yapan ülkesi ve 120'den fazla ülkenin ve bölgenin büyük ticari ortağı konumunda bulunuyor.

Çin'in Nannieshui Müzesi'ndeki taştan oyma heykeller bin yıl öncesine tanıklık ediyor Çin'in Nannieshui Müzesi'ndeki taştan oyma heykeller bin yıl öncesine tanıklık ediyor

Çin'den ayrılma 2

Çin'in doğusundaki Anhui eyaletinin Taihe ilçesindeki bir fabrikada ihracat için kıyafet üreten işçiler, 26 Mayıs 2022. (Fotoğraf: Liang Xiaopeng/Xinhua)

"Dünya hem bir tedarikçi hem de tüketici olarak Çin'e daha bağımlı hale geldi" diyen Koh, Çin'in çok taraflılığı savunmanın yanı sıra ASEAN-Çin Serbest Ticaret Bölgesi ve Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık gibi bölgesel işbirliği platformları yoluyla açık, kapsayıcı ve kazan-kazan işbirliğini teşvik etiğini sözlerine ekledi. Yılın ilk altı ayında Çin'e yapılan Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) miktarı, fiili kullanımda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 17,4 artışla 723,31 milyar yuana yükseldi. Çin'e yapılan yatırımlar, ABD doları bazında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 21,8 artışla 112,35 milyar dolara çıktı. İkinci çeyrekte, yabancı sermayeli şirketlerin yüzde 91'i Çin'deki faaliyetlerini korudu veya genişletti.

Japonya Uluslararası Ticareti Destekleme Derneği'nde bir yetkili olan Yuki Izumikawa, Çin'in olmadığı bir küreselleşmenin küreselleşme olmadığını ve "Çin'den ayrılmanın" tümüyle boş sözler olduğunu söyledi. Çin-Brezilya Araştırma ve Ticaret Merkezi Direktörü Ronnie Lins, "Çin'den ayrılmayı" bir araçtan motor ve tekerleklerin sökülmesine benzetti. Uzmanlar, şirketlerin bir tedarik zincirini kurmasının yıllar aldığını ve tedarik zincirinde herhangi bir halkanın düşüncesizce kaldırılmasının ekonomik ve hatta gerçekçi olmayacağını söyledi. Kasikornbank'tan Choi, "Sürekli Çin'den ayrılmaktan dem vuranlar Soğuk Savaş zihniyetine sarılıyor ve sadece boş bir hayal görüyorlar" dedi. Dünya hala Kovid-19'un olumsuz etkileriyle boğuşurken yükselen enflasyon ve enerji fiyatları gibi ortaya çıkan zorlukların küresel ekonominin büyümesinde yeni riskler oluşturduğunu söyleyen Choi, Çin ekonomisinin büyük bir potansiyele ve dayanıklılığa sahip olmasının gelecek yıllarda küresel ekonominin toparlanmasına ve büyümesine yön vereceğini sözlerine ekledi.

Editör: Şeymanur Erbay