BEİJİNG, 22 Mayıs (Xinhua) -- ABD Kongresi'nde sık sık Çin'i karalayan ve komik ama tehlikeli biçimde "Çin tehdidi" söylemine takıntısıyla ünlenen Marco Rubio, Japonya'nın Nikkei Asia internet sitesine yakın zamanda yazdığı görüş yazısında, Asya-Pasifik bölgesinde bölgesel bir Çin karşıtı koalisyonun kurulması gerektiğini savundu. Rubio, Çin'e yönelik bir blok cepheleşmesi tutkusunda yalnız değil. Soğuk Savaş zihniyetinde takılıp kalan ABD yönetimi de Çin'e karşı "küçük zümrelerin" yaratılması konusunda hevesli davranıyor. Asya-Pasifik bölgesindeki uzmanlarsa ABD'nin kamplaşma yaratarak hegemonyasını sürdürme çabasının, bölgesel barış ve güvenliği tehdit ettiği uyarısında bulunuyor.
HEGEMONYA ARAYIŞINDA İSTİKRARSIZLIK İHRACI
Analistlerin vurguladığı üzere Asya-Pasifik bölgesinde bir dizi grup oluşturan ve "tehditlere karşı birlikte mücadele" adı altında müttefikleriyle askeri işbirliğini güçlendiren ABD'nin gerçek niyeti, müttefiklerini ABD'nin savaş arabalarının peşine takıp kendi gerileyen hegemonyasını kurtarmak amacıyla başkalarından faydalanmak.
Japonya'daki Higashi Nippon Uluslararası Üniversitesi'nde misafir profesör olan Kazuteru Saionji, Washington'ın bölgesel hegemonya konumunu koruma gayretiyle kasıtlı olarak bazı ülkelerle Çin arasında ayrılıklar yarattığını, onları Çin karşıtı zümreye katılmaya zorladığını söyledi.
Kuzey Kore Araştırmaları Üniversitesi'nde profesör olan Kim Dong-yup ise ABD, Japonya ve Güney Kore'nin Kuzey Kore'ye karşı caydırıcılıklarını güçlendirdiğini, ancak asıl amaçlarının Çin'in kısıtlamak olduğunu dile getirdi.
Bölge ülkelerinin ABD hegemonyasına hizmet etmesini sağlamak için Washington'ın bölgeye ve hatta dünyaya Çin'in "tehdit" olduğu fikrini yayarak Çin'i karaladığını kaydeden Avustralya'nın Griffith Üniversitesi fahri profesörü Colin Mackerras, "Asıl tehlikeli olan ABD" başlıklı makalesinde, "ABD'nin kendi sınırları dışında yüzlerce askeri üssü bulunuyor. ABD yabancı ülkelerde 'demokrasi' diye adlandırdığı ideolojisine uymayan çok sayıda hükümetin yerine yeni hükümetler geçirdi" ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, bölge ülkelerini kendi zümrelerine çeken ABD'nin bölgesel barış ve istikrarı baltalamaktan başka bir şey yapmadığını vurguladı. Kore-Çin Şehir Dostluk Derneği Başkanı Kwon Ki-sik, ABD'nin Güney Kore'yi "yeni Soğuk Savaş" kampına katmak ve blok cepheleşmesine dahil etmekle meşgul olduğunu ve bunun sadece Kore Yarımadası'nda barışın istikrarsızlaşmasına yol açmakla kalmayacağını, aynı zamanda Kuzeydoğu Asya'nın güvenliğine yeni bir tehdit oluşturacağını söyledi. Filipinler'in başkenti Manila merkezli bir düşünce kuruluşu olan Asya Yüzyılı Filipinler Stratejik Araştırmalar Enstitüsü başkan yardımcısı Anna Malindog-Uy, Filipinler'i baştan çıkarmaya çalışan ABD'nin, Asya-Pasifik bölgesinde daha fazla gerilim ve bölünmeyi kışkırtarak bölgesel barış ve istikrarı tehdit ettiğini vurguladı.
ARTAN MUHALEFET, BÜYÜYEN ENDİŞELER
Asya-Pasifik bölgesinde ABD zümrelerinin kötü niyetleri ve yarattıkları büyük risklerin dünyanın gözlerinin önüne serilmesiyle bölge, blok cepheleşmesine yönelik muhalefetle çalkalanıyor. Japon hükümetinin ABD'nin "Hint-Pasifik Stratejisine" hizmet amacıyla savaş sonrası barışçıl savunma stratejisini terk etmeye çalıştığını kaydeden Yamaguchi Üniversitesi fahri profesörü Atsushi Koketsu, Japonya'nın güvenlik politikasının, askeri gücünü artırmak yerine ekonomi, tıbbi bakım ve kültür alanlarında dünya barışına katkıda bulunmak yönünde olması gerektiğini dile getirdi. Profesör, Japonya'nın askeri anlamda ABD ile aynı eksene girerek son derece tehlikeli bir yol seçtiğini sözlerine ekledi.
Güney Kore medyasında da hükümetin ABD-Japonya cephesine katılmasına yönelik endişeler ve şüpheler dile getirildi. The Hankyoreh gazetesi, Güney Kore'nin ABD'nin körüklediği "yeni bir Soğuk Savaş'a" katılması halinde yarımada çevresindeki güvenlik risklerinin büyük ölçüde artacağı ve Güney Kore'nin güvenlik durumunun daha istikrarsız hale geleceği uyarısında bulundu. Eski Güney Kore Birleşme Bakanı Lee Jong-seok yazdığı makalede, ABD'nin ortak değerler adına Japonya ve Güney Kore ile ittifak seviyesinde askeri ve siyasi işbirliğine girmeye ihtiyaç duyduğunu beyan ettiğini, fakat Güney Kore'nin bu işbirliğinden ne elde edeceğinin belirsiz olduğunu vurguladı.
Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Romualdez Marcos yakın zamanda yaptığı açıklamada, ülkesindeki askeri üslerin Çin de dahil olmak üzere başka ülkelere yönelik saldırılarda kullanılmayacağını açıkladı. Analistler bu açıklamanın, Filipinler tarafının ABD'nin körüklediği blok cepheleşmesine dahil olma konusunda isteksiz olduğu, ancak ABD'nin baskısı karşısında ikileme düştüğü anlamına geldiğine inanıyor. Malindog-Uy, Filipinler'in bağımsız dış politikasının ciddi bir sınavdan geçtiğini ve Filipinler ile ABD arasında derinleşen güvenlik ve askeri işbirliğinin rahatsız edici olduğunu söyledi.
Avustralyalı politikacılar ise AUKUS nükleer denizaltı anlaşmasını açık şekilde eleştiriyor. Avustralya parlamentosunda senatör olan Jordan Steele-John, bu anlaşmanın, Avustralya hükümetinin şu ana kadar verdiği en feci dış politika kararlarından biri olduğunu söyledi. Avustralyalıların, kamu parasının İngiliz ve ABD'li savunma üreticilerini sübvanse ettiğini göreceğini belirten senatör, anlaşmanın "Avustralya'yı sonsuza kadar ABD'ye prangayla bağladığını" sözlerine ekledi. Analistler, ülkelerin birbirlerine giderek daha bağlı hale geldiği bir zamanda Soğuk Savaş zihniyetiyle blok cepheleşmesine girişmenin, zamanın ruhuna aykırı olduğunu ve tüm insanlığın ortak çıkarlarına zarar verdiğini vurguladı.