Abu Usame, "Nisan ayı ortalarından itibaren su temininde daha fazla kesinti yapıldığına tanık olmaya başladık. Birkaç yıl önce haftada iki kez su alabilirken, şimdi sadece iki haftada bir su alıyoruz" dedi. Dünyanın en çok su sıkıntısı çeken ülkelerinden biri olan Ürdün, kent halkına genellikle haftada bir kez su tedarik ediyor. Binaların tepesinde göze çarpan su depolarında saklanan su, kent sakinleri tarafından bir sonraki tedarik zamanına kadar paylaşılıyor.
Ancak mevcut şiddetli kuraklıklar Ürdün'deki su sıkıntısını daha da kötüleştirdi, bu nedenle yenilenebilir su temini şu anda krallığın normal taleplerinin sadece yarısını karşılayabiliyor. Ürdün Su ve Sulama Bakanlığı Sözcüsü Ömer Selame'ye göre, geçen Ekim ayından Nisan ayı sonuna kadar süren son yağmur mevsiminde gerçekleşen yağış, Ürdün'ün yıllık yağış ortalamasının yüzde 60'ının da altında kaldı.
Sözcü, "Düşük olan yağış miktarı Kovid-19 pandemisinin olumsuz etkileri ve çok sayıda mültecinin varlığıyla örtüştüğü için bu yaz, su sektörü için kritik olacak" dedi. Ürdün'de su uzmanı olan Hana Namrouqa, yaptığı açıklamada, Kovid-19 pandemisi sürecinde su tüketiminde yaklaşık yüzde 10'luk bir artış kaydedildiğini, bunun sebebinin de kısmen evlerde karantinaya girmek olduğunu belirtti. "Su açığı bu yaz yaklaşık 15 milyon metreküpe ulaşabilir" diyen Selame, zorlu yaz sezonu için "su tüketimi ve muhafazasında sorumlu davranma" çağrısında bulundu.
Su ve Sulama Bakanlığı verilerine göre, Ürdün'de mevcut su kaybı oranı yüzde 48, bazı bölgelerde bu oran yüzde 60'a kadar çıkabiliyor. Namrouqa, ağırlıklı olarak yerüstü suyuna dayanan aşırı pompalanma ve eski su şebekeleri gibi sorunların bir araya gelerek, Ürdün'ün karşı karşıya olduğu mevcut su temin krizini kötüleştirdiğini belirtti. Namrouqa, "Çözüm, daha fazla farkındalık, daha az tüketim ve Kızıl Deniz suyunun tuzdan arındırılması gibi yeni projeler üzerinde çalışmaktan geçiyor" dedi.