Bitlis'te geçtiğimiz günlerde iki çocuğu sokak köpeği ısırmıştı. Çocuklar kuduz şüphesiyle Ankara'ya sevk edilmişti. Çocukların sağlık durumuyla ilgili açıklama yapan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, iki çocuktan birine kuduz teşhisi konduğunu belirtti. Prof. Dr. Cengiz yaptığı açıklamada ‘Solunum cihazına bağlı olarak hastamız yoğun bakım ünitesinde izleniyor. Sağlık durumu biraz olumsuz yönde, arkadaşlarımız tüm yaşam desteğini veriyorlar. Kuduz hastalığı geliştikten sonra özel bir tedavisi yok, destekleyici tedavi uygulanıyor. Isıran köpek ölü olarak bulundu, kuduz virüsünü taşıyan köpekler ısırdıktan 10 gün sonra ölür’ diye konuştu.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi F. Gökçe Demir ise hastalıkta 24 saatin önemine dikkat çekti. Öte yandan dünyada kuduza yakalanıp kurtulan tek bir kişinin olduğu öğrenildi.

BİR ÇOCUĞA KUDUZ TEŞHİSİ KONDU

Bitlis'in Adilcevaz ilçesinin Göldüzü köyünde yaşanan olayda, M.E. ve P.E, sokak köpekleri tarafından ısırıldı. Adilcevaz Onkoloji Hastanesi'nde ilk müdahalesi yapılan çocuklar, kuduz şüphesi ile Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Tedavi altına alınan ve sağlık durumu ciddiyetini koruyan M.E.ye kuduz tanısı konuldu. P.E'nin ise yapılan tetkiklerde kuduz olmadığı anlaşıldı. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, Hasan Doğramacı Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Serap Sivri ve Sağlık Hizmetleri Birimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necla Özer, çocukların sağlık durumuna ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde dün basın mensuplarına açıklamada bulundu.

‘YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNE ALINDI’

Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, M.E.'nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu belirterek, ‘İlk vaka Sağlık Bakanlığı aracılığı ile 21 Ekim tarihinde geldi. Kuduz bulguları olan çocuğun sevk edilmesi istendi. 10 yaşında bir erkek çocuk. Okul çıkışında eve dönerken bir köpek tarafından ısırılmış, aileye ise bisikletten düştüğünü söylemiş. 19 Ekim'de sağ kolunda uyuşma başlamış. Bitlis'te doktora götürüldü, kuduz aşısının ilk dozu yapıldı. Uyuşukluk artınca gözlem altında tutuldu. Çocuk buraya geldiğinde bilinci açıktı, belirtilerini bize kendisi söyledi. Kolunda uyuşma olduğunu, karnının ağrıdığını, sudan korktuğunu söyledi.

Wall Street Journal: Spotify podcast savaşında YouTube'u hedef alıyor Wall Street Journal: Spotify podcast savaşında YouTube'u hedef alıyor

Muayene bulguları normalken birkaç saat içinde hırçın, anlamsız davranışların görülmesi, kollarını kasması gibi bazı davranışları ortaya çıktı. Ondan sonra yoğun bakım ünitesine alındı. İlk iki tetkiki negatif geldi, yalnız 3'üncü örneğinde tükürükte kuduz virüsünün saptandığı belirtildi. Tanı kesinleşti, hasta sakinleştirilerek uyutuldu. Solunum cihazına bağlı olarak hastamız yoğun bakım ünitesinde izleniyor. Sağlık durumu biraz olumsuz yönde, arkadaşlarımız tüm yaşam desteğini veriyorlar. Kuduz hastalığı geliştikten sonra özel bir tedavisi yok, destekleyici tedavi uygulanıyor. Isıran köpek ölü olarak bulundu, kuduz virüsünü taşıyan köpekler ısırdıktan 10 gün sonra ölür’ dedi.

‘KUDUZ TANISI NEGATİF ÇIKTI’

Prof. Dr. Cengiz, P.E.'nin aynı bölgede yaşadığını, yavru köpeğe taş atması sonucu ısırıldığını belirterek, ‘Aynı bölgede temaslı hasta taraması yapılırken, küçük köpek tarafından ısırıldığını söylemiş. Bu hastamız da hastanemize sevk edildi. Köpek canlı olarak bulundu. Çocuğun ilk 3 doz aşısını tamamladık. Kuduz tanısı negatif çıktı, bugün yarın taburcu edeceğiz. Köpeğin kışkırtma, taş atma sonucu mu yoksa durduk yere mi ısırdığı bizim için önemli’ diye konuştu.

‘BULGULARIN ÇIKMASI 1-3 AY KADAR SÜREBİLİYOR’

Prof. Dr. Cengiz, kuduz belirtileri, ilk müdahale ve dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de şunları söyledi:

‘Ülkemizdeki kuduz vakalarının tamamına yakını köpek ısırması sonucu gerçekleşiyor. Burada önemli olan temastan sonra yaranın temizliğini yapmak. Hasta hayvan, tükürüğündeki mikropları kas içine bulaştırınca, kas içindeki sinirler boyu ilerleyerek omuriliğe, sonra beyne doğru gidiyor. Bulguların çıkması 1-3 ay kadar sürebiliyor. Önemli olan, kuduz virüsü sinir dokusuna daha girmeden oraya girişini engellemek. Bunun için çok iyi yara temizliği yapılması gerekiyor. Akan suda basınçlı olarak yaranın 10-15 dakika temizlenmesi gerekiyor. Bir alkol ile de temizliğin tamamlanması öneriliyor. Bundan sonra hastanın en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Özellikle yüze, beyne yakın yaralanmalar, parmaklardan olan ısırılmalar bizim için daha önemli, virüs buralardan daha kolaylıkla beyne ulaşıyor. Hastanın izlenmesine başlandıktan sonra hayvanın da gözlem altında tutulması lazım. Hastanın özellikle riskli yaralanmada lokal yara bakımından, sonra kuduz aşısının başlanması bizim için önemli. Erken tanı ile tedavisine başlanırsa ölümlerin çoğu engellenmiş oluyor.’

Prof. Dr. Cengiz, kuduz aşılarının sağlık kuruluşları tarafından ücretsiz yapıldığını hatırlatarak, ‘Aşıların gözetim altında, sağlık personeli tarafından yapılması önemli. El teması ya da diğer yollarla bulaş söz konusu değil. Çocukların ailelerine haber vermesi, bu durumda çok önemli. Kuduz hastalığı önlenebilir. Sağlık sistemine henüz ulaşamamış, ailenin bilmediği zamanlarda maalesef istenmeyen sonuçlar olabiliyor. Kuduz hastalığının belirtileri öne çıktıktan sonra aşı ya da hazır antikorların faydası olmuyor. Ailelerin farkındalığı önemli. Bazen çocuklar, korkuyor, söylemiyor. Kuduz hastalığı gerçekleştikten sonra hayatta kalma olasılığı düşük. Kuduz hastalığı geliştikten sonra hastalığı durdurmak imkansıza yakın. Erken teşhis, sinir dokularına yayılmadan hastalığın önlenmesi önemli. Tedavi edilebilir bir hastalık; ama geciktirilmemesi lazım’ ifadelerini kullandı.

36 KİŞİNİN DAHA KÖPEK TARAFINDAN ISIRILDIĞI ORTAYA ÇIKTI

Öte yandan olayın ortaya çıkmasının ardından aynı bölgede yapılan taramalarda 36 kişinin daha köpek tarafından ısırılmasına rağmen hiçbir sağlık kuruluşuna başvurmadığı ortaya çıktı.

‘FAZLA SÜRE GEÇMİŞ, GEÇ KALDILAR’

Kuduzun etkili antiviral tedavisinin olmadığını, genellikle ölümcül seyrettiğini ve beyin iltihabına sebep olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi F. Gökçe Demir, ‘Eğer ısırıldıkları gibi hastaneye gitselerdi aşı ve kuduz antiserumu uygulanırdı. Ne yazık ki başvurduklarında yedi günden fazla süre geçmiş, geç kaldılar’ diye konuştu.

‘DURUMUNU AİLESİNDEN SAKLAMIŞ’

Kuduzun temasla da bulaşabildiğini ve ilk testte negatif çıkan sonucun tekrarlanan testlerde pozitife dönebileceğini belirten Dr. Demir, ‘Kesinleşen kuduz vakasında üçüncü kez tekrarlanan testte pozitif sonuç çıktı’ dedi. Kuduz olduğu belirlenen M.E'nin durumunun ağırlaştığını belirten Demir, şöyle konuştu:

‘Durumu ailesinden saklamış. Kolunda karıncalanma gibi bulgular başlayınca ailesi hastaneye götürmüş. Ancak o zaman köpeğin ısırdığını söylemiş. Virüs, merkezi sinir sistemine girdikten sonra aşı ve serum etki maalesef etmiyor.’

'24 SAAT' DETAYI

Kuduzun yüzde yüz ölümcül bir hastalık olduğunun altını çizen Demir, literatürde kurtulan sadece bir vaka bulunduğunu, onun da şaibeler barındırdığını belirtti. Demir, aşılı olup olmadığı bilinmeyen bir hayvan (kedi, köpek, vahşi hayvanlar) tarafından ısırılan ya da tırmalanan kişinin 24 saat içinde kuduz istasyonu olan bir merkeze gitmesi gerektiğine de dikkat çekti.

DÜNYADA HAYATTA KALAN TEK KİŞİ

ABD'de 2004 yılında yarasa ısırması sonucu, kuduz hastalığına yakalanan 15 yaşındaki Jeanna Giese adlı genç kız, yürüyemez ve konuşamaz hale geldi. Doktorların o dönem deney aşamasındaki ilaç kombinasyonlarını kullandığı bir çocuk hastanesine kaldırılan Jeanna Giese’in hayatını kurtarmak amacıyla bir hafta komaya sokulduğu ve komadan çıktıktan sonra da felçli olduğu kaydedildi. Genç kız gördüğü 11 haftalık tedavi sonrası tekerlikli sandalyeyle hastaneden taburcu oldu. Giese, ‘aşısız halde kuduz hastalığına yakalanıp hayatta kalabilen dünyadaki tek örnek’ olarak gösteriliyor.

BU BELİRTİLERE DİKKAT!

Kuduzun belirtilerine değinen Dr. Gökçe Demir, sözlerine şu şekilde devam etti:

‘Isırılan bölgede karıncalanma, uyuşma, şişkinlik hatta bazen hissizlik olabilir. Kişide tuhaf davranışlar görülebilir. Bazı kişiler mahcup içine kapanık davranışlar gösterirken bazıları da saldırganlaşır. Hastalık ilerledikçe kasılmalar ve nöbetler başlar. Bu durum komaya kadar gider.’