İSTANBUL, 10 Ağustos (Xinhua) -- Marmara Üniversitesi akademisyenlerinden Barış Doster, kısa bir süre önce Xinhua'ya verdiği röportajda, Kovid-19 pandemisinin ABD'nin sağlık sisteminin makyajı ve cilasını götürdüğünü söyledi. ABD hükümetinin pandemiyi gerektiği gibi ele alamaması hakkında yorumlarda bulunan Doster, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki vahşi kapitalizmin doktorları pazarlama uzmanları, hastaneleri ise ticarethane haline getirdiğini söyledi. Aynı zamanda eski bir gazeteci ve jeostratejist olan Doster, "Pandemi bu ülke gelir dağılımındaki eşitsizliklerin ne kadar katlanılmaz hale geldiğini ortaya çıkardı" dedi. Akademisyen, dünyada sağlık sistemleri halkın yararına olmalıdır, ancak Amerika Birleşik Devletleri'nde tam tersi bir durum var" dedi. Doster, "Hispanik denilen Latin Amerika kökenliler ve koyu tenli Afrikalılar gibi daha yoksul ABD vatandaşları sağlık hizmetlerine erişimde en dezavantajlı gruplar olarak ortaya çıktılar" dedi.
Doster bu durumun, "Amerika Birleşik Devletleri'nde sağlık sisteminin ne kadar kötü ve yoksul ile zengin arasında uçurumun ne kadar derin olduğunu" gösterdiğini sözlerine ekledi. Johns Hopkins Üniversitesi'nin son verileri, Amerika Birleşik Devletleri'nin 92 milyondan fazla vaka ve 1 milyondan fazla can kaybı ile pandemiden en çok etkilenen ülke olduğunu gösteriyor. Çeşitli araştırmalara göre ABD'nin siyahları, Latin Amerika kökenlileri ve Amerikan yerlileri beyazlara ve Hispanik olmayanlara kıyasla daha yüksek oranda Kovid-19 enfeksiyonu, hastaneye kaldırılma ve can kaybı yaşadılar. Virüs dünyada hala hızla yayılıyor olsa da, Amerika Birleşik Devletleri halk sağlığı pahasına ekonomik çıkarlar peşinde koşmayı seçti. Doster, "Bu konuda uzun uzun konuşmaya gerek yok. Pandemi, birçok konuda olduğu gibi sağlık sistemi üzerindeki ABD makyajını ve cilasını da ortadan kaldırdı" dedi. Akademisyen, bu temel konularda Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında önemli bir anlayış farkı olmadığını söyledi. "Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki fark, neredeyse aynı tattaki iki Amerikan içeceği olan Coca-Cola ve Pepsi Cola arasındaki fark gibidir" diyen Doster, birbirini izleyen ABD hükümetlerinin aşağı yukarı aynı politikaları izlediğini de sözlerine ekledi.
