Genel

Planları değiştirecek dolar tahmini: Fransız banka duyurdu

Piyasalar, FED başta olmak üzere Avrupa Merkez Bankası ve TCMB’yi takip ediyor. Dolar endeksinin 20 yılın zirvesine gerilemesiyle dolar/TL kuru da yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Abone Ol

Dolar/TL kuru 19 Temmuz Salı günü de yükselişini sürdürüyor. Küresel pay piyasalarında, ABD'de hafta içinde açıklanan enflasyon verilerinin ABD Merkez Bankası'nı (Fed) daha da şahinleştireceği ve ülkenin resesyona gireceği endişesiyle oynaklık artarken, gözler yurt içi ve yurt dışında merkez bankalarının para politikası kararlarına çevrildi.

ABD Merkez Bankası Fed başta olmak üzere bir çok majör Merkez Bankası yükselen enflasyon karşısında agresif sıkı para politikasına yönelmiş durumda. Fed Haziran toplantısında 50 baz puan faiz artımına gitmişti. Temmuz toplantısında ise özellikle ABD enflasyon rakamları sonrası 100 baz puanlık faiz artımı beklentisi arttı. Ancak Avrupa Merkez Bankası şu ana kadar enflasyon ile mücadelede agresif sıkı para politikası araçlarına uygulama noktasında daha ağırdan alıyor.

AVRUPA MERKEZ BANKASI’NIN FAİZ KARARI

Bugün ise Euro Bölgesi enflasyon rakamları odak notasında olacak. Veri Perşembe günü gerçekleşecek Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı öncesine denk gelmesi açısında önemli. Euro Bölgesinde tüketici enflasyonunun haziran ayında yıllık bazda yüzde 8,6 artış kaydetmesi bekleniyor. Mayıs ayında yıllık enflasyon yüzde 8,1 artış göstermişti. Perşembe günü gerçekleşecek toplantısında 11 yıl sonra ECB’nin ilk faiz artımını gerçekleştirmesi bekleniyor. Medyan beklenti 25 baz puan artım yapılacağı yönünde. Ancak bugün açıklanacak enflasyon rakamlarının beklenti üstünde gelmesi halinde toplantıya iki gün kala ECB üstünde ekstra baskı yaratabilir.

MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE OLACAK?

Yurt içinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da faiz kararını 21 Temmuz Perşembe günü ECB’nin hemen öncesinde, saat 14.00'te açıklayacak. Para Politikası Kurulu'nun (PPK) bu ayki toplantısına ilişkin beklenti, haftalık repo faizinin yüzde 14,00 seviyesinde sabit tutulacağı yönünde oluştu.

FAİZLER YÜZDE 14’TE SABİT

TCMB, 2021 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında gösterge faizde toplam 500 baz puan indirim kararı alarak, yüzde 14 seviyesine çekmişti. Banka, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran aylarında beklentilere paralel olarak faizde herhangi bir değişikliğe gitmemişti.

Bu gelişmelerle geçen hafta 20 yılın ardından ilk kez euro/dolar paritesinin 1 doların altına gerilemesiyle kur piyasalarında tarihi anlar yaşandı. Dolar endeksi 108 puanı geçti. Küresel tarafta son 20 yılın zirvesine ulaşmış olan dolar endeksi gelişen ülke para birimleri için zayıf bir zemin ortaya koyarken, 910 baz puana yakınında hareket eden Türkiye 5 yıllık CDS priminin de kura yönelik yukarı yönlü risklere vurgu yaptığı izleniyor. Dolar endeksi gerilerken yurt içinde dolar/TL kurundaki yükseliş devam ediyor. Yıl başından bu yana en yüksek seviyelerde hareket eden kur bu sabah 17,47 liradan değerleniyor. Aynı dakikalarda euro/TL de 17,75’ten işlem görüyor.

SOCGEN’DEN DOLAR TAHMİNİ

Fransız Société Générale (SocGen), ABD’de resesyon ihtimalinin önümüzdeki birkaç ay daha piyasayı domine etmesini beklediklerini belirtirken aralarında TL’nin de bulunduğu birçok gelişen ülke para birimine karşı dolar tavsiyesinde bulundu. Banka yıl sonunda Dolar/TL kurunun 22’ye çıkacağı tahmininde bulundu.

Phoenix Kalen liderliğindeki banka stratejistleri tarafından hazırlanan bilgi notunda, ‘Kısa vadede gelişen ülke para birimlerini daha fazla sorun bekliyor’ ifadelerine yer verilirken düşen ABD büyüme beklentileri ve zayıflayan Çin ekonomik verilerinin yakında gelişen ülkelerin büyüme beklentilerine olumsuz yansıyacağı vurgulandı.

Banka Çin ekonomisinin toparlanmada zorluk yaşamasıyla birlikte emtia fiyatlarında düşüş yaşanabileceğini ve emtia ithalatçısı ülkelerin, ihracatçı ülkelerden daha iyi bir performans sergileyebileceğini kaydetti.

SocGen ekonomistleri, Latin Amerika ülkeleri para birimlerinin baskı altında kalmaya devam edeceğini belirtirken Çin’de para birimine yapılan müdahalenin son dönemde yaşanan kayıpların bir kısmını tersine çevirdiğini fakat düşüş eğilimini tersine çeviremeyeceği öngördü.