Siyasi ve askeri uzmanlara göre Mısır ordusu, bazı bölgesel güçlere "caydırıcı bir mesaj" ve silahlı kuvvetlerin her türlü tehdide hazır olduğunun güvencesi olarak son zamanlarda askeri tatbikatları ve talimleri yoğunlaştırdı.
Mısırlı askeri uzman Samir Farag, "Mısır'ın kuzeyde Akdeniz, doğuda Sina, batıda Libya ve güneyde Nil Nehri'nin kaynağını içeren dört stratejik yönü, şu an için ortak tatbikatları çok önemli hale getirdi" dedi. Savunma Bakanlığı Ahlak Dairesi'nin de eski yöneticisi olan Farag, Xinhua'ya verdiği demeçte Doğu Akdeniz'deki doğalgazla ilgili çatışmalarda, deniz zenginliğini korumak için askeri bir güce ihtiyaç olduğunu söyledi.
Silahlı Kuvvetler'in Facebook sayfasında yayınlanan resmi istatistiklere göre ordu, Kasım ayından bu yana dokuz ortak tatbikat gerçekleştirdi. Bu eğitim faaliyetlerinden yedisi Fransa, Kıbrıs, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Britanya, Ürdün ve Sudan güçlerinin katılımıyla Mısır bölgesel sularında gerçekleştirildi.
Yunanistan, Fransa, BAE ve Bahreyn gibi bazı ülkeler birden fazla tatbikata katılırken, ABD, İtalya ve Almanya da gözlemci olarak yer aldı. Mısır ayrıca, Kasım ayından bu yana Sudan'daki hava kuvvetleri tatbikatı ve Rusya'daki denizcilik faaliyetleri gibi sınırlarının dışındaki askeri ortak tatbikatlara da katıldı.
Farag, faaliyetlerin çeşitliliğinin silahlı kuvvetlerin deneyimini arttırdığı, çünkü her ülkenin farklı savaş yöntemlerine ve tekniklerine sahip olduğunu yorumunda bulundu. Emekli bir general olan Cemal Mazlum'a göre, Mısır yılda ortalama 40 ortak tatbikat gerçekleştiriyor. Silahlı Kuvvetler, eğitimlerin, Mısır ordusu ile dost ülkeler arasında artan ortaklık ve askeri işbirliği ışığında gerçekleştirildiğini söyledi.
Yapılan açıklamada, katılımcı güçlerin komutanlar ve subayların ortak operasyonları yönetme becerilerini artırmak için çeşitli ortak deniz ve hava muharebe görevleri uyguladığı belirtildi. Mazlum, bu tatbikatların farklı koşullar altında, bilhassa da hızlı bölgesel ve uluslararası değişimler sırasında daha yüksek verimlilik ve teyakkuz düzeyine ulaşmak için uzmanlıkların teatisine yardımcı olduğunu söyledi.
Emekli general, Kızıldeniz'de deniz trafiğini güvence altına almak için tasarlanan bazı deniz tatbikatlarının olası deniz saldırılarını engellemek için hava savunma operasyonları da içerdiğini ifade etti. Mazlum, Kızıldeniz'in güneyinin doğrudan Mısır'ın bölgesel güvenlik alanına girdiğini belirterek, buradaki herhangi bir gerginliğin, Mısır'ın Kızıldeniz kıyısındaki deniz faaliyetlerini ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin güvenliğini etkileyeceğini vurguladı.
Öte yandan, Kahire merkezli Arap siyasi araştırmalar merkezinin başkan yardımcısı olan Mokhtar Gobashy, etrafı kolayca tutuşabilecek unsurlarla çevrili Mısır'ın bölgede merkezi bir ülke olduğunu ve her cephede bütünüyle hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.
Gobashy, durumu "Libya krizi henüz çözülmedi. Doğu Akdeniz'deki durum hala gergin ve ihtilaflı Etiyopya barajı için herhangi bir çözüme varılamadı" sözleriyle açıkladı. "Uluslararası silah teknolojilerindeki ilerleme ve gelişmeler, Mısır'a askeri faaliyetlerini ve kaynaklarını çeşitlendirmekten başka seçenek bırakmadı" diyen Gobashy, modern ulusal güvenlik kavramının yakın komşulardan uzaktakilere doğru yayılan tehditleri incelemesi gerektiğini sözlerine ekledi.