Dünya

Matematik Öğretmeni, Yazar Ali Rıza Ercan: Edebiyat, insanı bilimin ulaşamadığı yerlere ulaştırıyor

Kerem Köfteoğlu’nun Youtube ve Yön Radyo’da sunduğu “Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz: Çin’deki Türkler” programına katılan Shenzhen BASIS International School Matematik Öğretmeni...

Abone Ol

Kerem Köfteoğlu’nun Youtube ve Yön Radyo’da sunduğu “Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz: Çin’deki Türkler” programına katılan Shenzhen BASIS International School Matematik Öğretmeni Ali Rıza Arıcan, 21 yıldır öğretmenlik yaptığını hatırlattıktan sonra şunları söyledi: “Kişi bir işi severek yapıyorsa, yaptığı işi başkalarına da sevdirmek için çabalıyor. Ben de sınıfa girip matematiği anlatmaya başladığımda öğrenciler sıkılmasın, dersi sevsin diye, esprili, eğlenceli bir tarz geliştirdim. Dersi öğrencilerinize sevdirdiniz mi başarı da arkasından geliyor.”

Öğretmenliğinin yanı sıra, şimdiye kadar dokuz kitap da yazmış olan Arıcan, bu konudaki görüşlerini şöyle özetliyor:” Edebiyat; dilleri, dinleri, kültürleri farklı toplulukları ortak bir paydada, insan olma ve insanca tepki verebilme paydasında bir araya getiriyor. Dünyanın mevcut haliyle bazı sorunlarım var ve mutlu değilim. İnsanı anlayıp onun derdini ortaya koymak için yazıyorum. İnsana baktığımız zaman, aynı anda onda birçok şeyi gözlemliyorsunuz. Arkamda bir eser bırakıp, bir zamanlar ben de buradaydım, ben de vardım demek için yazıyorum.”

“Rutini olmayanın geleceği olamaz”

Matematik ile edebiyat arasında kesin bir bağ, bir ilişki olup olmadığı konusunda emin olmadığını belirten Arıcan, şöyle konuştu: “Matematik bir bilim, içinde de kendi mantığını barındırıyor. Bilimle edebiyat aynı değildir. Laboratuvarda mikroskop altında incelenen insanla, Yaşar Kemal’in haksızlığa ve adaletsizliğe karşı isyan etsin diye yarattığı İnce Mehmet aynı insan değildir, olması da imkânsızdır. Bu yüzden insan, en kapsamlı haliyle, romanlarda ve öykülerde anlaşılır ve anlatılır.  Edebiyat insanı bilimin ulaşamadığı yerlere ulaştırıyor, gerçek insanı orada görürüz.”

Öğretmen adayları ve öğrencilere de seslenen Arıcan onlara şu önerileri yaptı: “Mutlaka en az bir yabancı dil öğrensinler. Açık fikirli olup, farklı fikir ve kültürleri anlamaya çalışsınlar. Gençler iyi bir yere gelmek istiyorlarsa kısa sürede şöhreti yakalayanları değil, uzun süre mücadele ederek başarıyı yakalayanları takip etsinler. Saman alevi gibi 10 günde şöhret olup kısa sürede unutulanları değil, uzun süre yazan, iğneyle kuyu kazar gibi araştıran, laboratuvarda deneyler yapıp yıllar sonra Nobel ödülü alanları örnek alsınlar. Rutini olmayanın geleceği olamaz. Sıra dışı bir başarıyı sıradan alışkanlıkları varsa yakalayabilirler. Sabırla çalışıp üretenin, üretmenin peşinden gitsinler. Gerçek zenginlik çok şeye sahip olmak değil, az şeye ihtiyaç duymaktır. Ayrıca yaşlı insanlara, hayvanlara ve doğaya karşı merhametli olsunlar. Bana göre merhamet zekânın en yüksek formudur. Merhamet, bilincin kendi dışındaki canlılara gösterebileceği en yüksek, en mükemmel değerdir.”