Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında başlayan tercih süreci devam ediyor. Liselere kayıt olacak öğrencilerin önünde, genel liselerin kaldırılması nedeniyle neredeyse sadece iki seçenek bulunuyor: Anadolu lisesi ve meslek liseleri. Başarı düzeyi düşük olan öğrenciler meslek liselerine ve imam hatip liselerine mecbur kalıyor.
Tercih süreci 20 Temmuz saat 17.00’de sona erecek. Öğrenciler, ‘merkezi sınav puanı ile öğrenci alan okullar’, ‘yerel yerleştirme ile öğrenci alan okullar’ ve ‘pansiyonlu okullar’ olmak üzere üç grupta tercih yapacak. Merkezi sınava girmeyen öğrenciler ise yerel yerleştirme ile öğrenci alan okullar ve pansiyonlu okullar olmak üzere iki grupta tercihte bulunabilecek.
Önce yerel yerleştirme ile öğrenci alan okullar ekranından tercih yapacak olan öğrenciler, yerel yerleştirme tercihlerinden ilk üç okulu kayıt alanından seçmek şartıyla en çok beş okul tercihinde bulunabilecek. Yapılan tercihlerde aynı okul türünden en çok üç okul seçilebilecek. Yerel yerleştirme ile öğrenci alan okullar için tercihlerini yaparak kayıt işlemini tamamlayan öğrenciler, istemeleri halinde merkezi sınavla öğrenci alan okullar için açılacak merkezi sınavla öğrenci alan okullar ekranından en çok 10 okul; pansiyonlu okullar tercih ekranından da en çok beş okul olmak üzere toplam 20 okul tercihinde bulunabilecek.
Yerleştirme sonuçları ve boş kalan kontenjanlar 25 Temmuz’da duyurulacak.
Yerleştirmeye esas nakil tercihleri ortaöğretim kurumlarına tercih ve yerleştirme takvimi doğrultusunda iki dönem halinde alınacak ve yerleştirmeye esas nakil sonuçları her nakil döneminin sonunda, 1 ve 8 Ağustos tarihlerinde açıklanacak.
TERCİH NASIL YAPILMALI?
Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Sadi Seferoğlu’na göre, tercih edilecek lise türünü belirlerken öğrencilerin üniversitede okumak istediği alana göre seçim yapması önemli. Okul seçimlerinde akademik başarının tek kriter olmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Seferoğlu, ‘Bu süreç nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın gençlerin tercihleri de göz önünde bulundurulmalı, önemli olanın onların mutluluğu olduğu unutulmamalıdır’ dedi.
Prof. Dr. Sefer-oğlu’nun tercih yapacak gençlere önerileri şu şekilde:
- Tercih sistemi aynı zamanda teknik bir süreçtir. Bu nedenle bu sürecin teknik ayrıntılarının bilinmesi, sistemin nasıl çalıştığının öğrenilmesi gerekiyor. LGS tercih klavuzu iyi incelenmelidir.
- Lise hayatı bir gencin kimliğini bulduğu bir aşamadır. Lise hayatı ayrıca gencin kariyerini biçimlendirmeye başladığı çağdır. Başka bir ifadeyle lise çağı kariyer planlamasının yapılmaya başlandığı bir aşamadır. Bu nedenle öğrencinin üniversitede okumak istediği alanı destekleyen bir lise türünü belirlemek bu açıdan önemlidir. Öte yandan eğer aday üniversiteye devam etmeyi düşünmüyorsa lise planlamasını da buna göre yapması en doğrusu olacaktır.
- Tercih yapılacak okulları ziyaret ederek okul hakkında ayrıntılı bilgi edinmek tercih yapma sürecine katkı sağlayabilir.
- Tercih yapılacak okullardaki öğrencilerin başarı durumları, sosyal etkinlikleri vb. öğrenilmeli.
- Eğer okulda yabancı dil ağırlıklı bir eğitim veriliyorsa o dilin hangisi olduğuna bakmakta yarar var. Bu dil öğrencinin tercih edeceği bir dil mi?
- Tercih yapılacak okulun genel durumunun incelenmesi düşünülebilir. Örneğin okulun bulunduğu yerin/bölgenin güvenlik kaygıları açısından uygun, ulaşım açısından kolay erişilebilir bir mekânda olması önemli değişkenler olarak değerlendirilebilir. Bu arada okulun öğrenci profilinin incelenmesi de karar verme sürecinde işe yarayabilir.
- Tercih süreci hem öğrencilerde hem de velilerde ciddi kaygıların yaşanmasına yol açmaktadır. Bu sürecin öğrencinin/gencin psikolojik sağlığından daha önemli olmadığı unutulmamalıdır. Bu süreç nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın gençlerin tercihleri de göz önünde bulundurulmalı, önemli olanın onların mutluluğu olduğu unutulmamalıdır.
YÜZDELİK DİLİME DİKKAT
Hacettepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Özer, ‘Öğrencilerin ve ailelerin morallerini altüst eden, genellikle ailelerin çocuklarıyla ilişkilerini bozan ve sınava giren öğrencilerin yüzde 90’nından fazlasında yetersizlik duygusu geliştiren bir sınav daha sonuçlandı. Çünkü sınava giren öğrencilerin sadece yüzde 5 ya da yüzde 10’u istedikleri okullara yerleşebiliyor’ dedi.
Ulaşılmaz hedeflerin sadece düş kırıklığı getireceğine dikkat çeken Prof. Dr. Özer, ‘Çocuklarınızla birlikte koşullarınızı (servis, yemek ücreti) değerlendirerek tercih yapın. Tercihlerinizde çocuğunuzun yüzdelik sırasını göz önünde tutun. Yerleşme olasılığı olan liselerin yanı sıra garanti tercihler de yapın aksi halde soluğu istemediğiniz bir okulda alabilirsiniz’ dedi.