Türkiye İstatistik Kurumu, Nisan 2023 konut satış istatistiklerini açıkladı. Söz konusu bültene göre, nisan ayında Türkiye genelinde toplam 85 bin 652 konut satılmış durumda. Bu veri, Nisan 2022’ye göre yüzde 35.6 oranında bir azalma olduğunu gösteriyor. 2021 Nisan ayında 95 bin 863, 2022 Nisan ayında da 133 bin 58 konut satılmıştı. Dolayısıyla son 3 yılın en düşük konut satış verisiyle karşı karşıyayız.

Bu verilerde konut piyasasından ciddi bir ciro düşüşü olduğu görülüyor. Bu düşüşün sebebine baktığımızda, özellikle hızla yükselen fiyatların önemli bir etken olduğunu görüyoruz. İpotekli satışların aylık bazda yüzde 32 düşmesi, kredi faizlerinin yeterince düşük olmadığını ve krediye ulaşmanın zor olduğunu gösterse de diğer satışlarda aylık bazda satışların yüzde 36.8 düşmesi, daha önemli başka faktörlerin de ciro düşüşünü tetiklediğini ifade ediyor. İlk el satışların yüzde 26 düşmesinin yanında ikinci el satışların yüzde 39.3 düşmesi, piyasanın ne kadar durakladığını açıkça gösteriyor. 

YÜKSEK FİYATLAR

Yabancılara yapılan konut satışlarına baktığımızda şunları gözlemliyoruz: 2021 yılı nisan ayında 4 bin 77, 2022 yılı nisan ayında 6 bin 447 konut yabancılar tarafından alınmış iken, 2023 yılı nisan ayında sadece 2 bin 567 konut alınmış. Burada da ciddi bir daralma olduğu açıkça görülüyor. Konut alan yabancıların ülke dağılımına baktığımızda 817 konutla Rus vatandaşlarının ilk sırada, ardından da 377 konutla İran vatandaşlarının geldiği görülüyor. ABD vatandaşları sadece 48 konut almış. Birçok ülke de aynı durumda.

Yabancıların alış oranlarındaki azalma, hem konut fiyatlarının aşırı yüksek olduğunu hem de global durgunluğun kendini iyice hissettirdiğini gösteriyor.

STOK YÖNETİMİ

Konut sektörü birçok sektörü yakından ilgilendiriyor. Öyle ki, konutta kullanılan demir, çimentodan tutun, elektrik aksamına, su tesisatından mobilyasına kadar birçok sektörü yakından ilgilendiriyor. Dolayısıyla, bu sektörde işlerin yavaşlaması, eğer ihracat bağlantıları yapılmamışsa, inşaatı destekleyen tüm sektörlerde de ciro düşüşü anlamına geliyor. Eğer ihracat bağlantısı yapılmamışsa, o zaman ürünlerin yurt içi fiyatlarında düşüşler görmeye başlayabiliriz. Bu durumda enflasyonda eksi rakamları bile görme ihtimalimiz artar. Yani bir diğer deyişle fiyat düşüşleri görme ihtimali yükselir. 

Global anlamda gerek enerji fiyatlarındaki düşüşler, gerekse global resesyon etkilerinin hissedilmesi fiyatlamalarda aşağı yönlü baskı yapıyor. Bu durum maliyet düşürmede de önemli bir fırsat oluşturacak.

Şirketlerin unutmaması gereken önemli bir konu da stok yönetimidir. Daha önce tutulan stoklar yükselen enflasyonist ortam nedeniyle ciddi kârlar getirmiş olsa da bundan sonra fiyat düşüşleri ihtimali her geçen gün arttığından, mevcut stoklar daha pahalı hale gelecek. O zaman elden çıkarırken kârdan feragat etmek zorunda kalınabilir.

(İTO HABER)