Pandeminin devam eden olumsuz etkilerine rağmen geçen yıl, Türkiye-Çin ticaret hacminin yüzde 38’lik artışla 35,9 milyar dolar seviyesine geldiğini belirten Köfteoğlu şu bilgileri verdi:

İki ülke ticaretinde sürekli Türkiye aleyhine bir durum olduğu tartışılıyor. Ticarette dengenin oturabilmesi için bizim Çin’den daha fazla yatırım çekip, bu pazarda daha aktif olmamız gerekiyor. Dersimizi iyi çalışırsak, ticaret hacmini 100 milyar doları çıkarıp, ticarette arzulanan dengeyi de yakalayabiliriz. Bunun için girişimcilerimizin öncelikle kafalarındaki ‘uzak’ kavramını bir kenara bırakıp, uygun bir yol haritası belirlemelerinde yarar var. Çin geçen yıl dünyadan 110 milyar dolarlık gıda alımı yaptı. Türkiye geçen yıl Çin’e, bir önceki yıldan yüzde 65’lir artışla 381 milyon dolarlık gıda ihracatı yaptı. Bu rakamı büyütebilecek bir potansiyele sahibiz.

Çin’in özellikle tarımda yakaladığı başarıdan alınması gereken dersler olduğuna dikkat çeken Köfteoğlu bu dersleri şöyle özetledi:

Bu başarının altında uzun vadeli planlama yapılması, teknolojiden en üst seviyede yararlanma ve köylüye-çiftçiye önem, destek ve teşvikler verilmesi gibi nedenler yatıyor. Tarımın, toprağın ve köylünün-çiftçinin öneminin farkında olan Çin’de her yıl toprak ve üretimle ilgili düzenlenen onlarca şenlik ve festivallerle bu anlaşışlar sürekli pekiştiriliyor. Kırsal alanda başarıyı yeniden yakalayıp kendi kendimize yeter hale gelebilmemiz için Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün söylediği ‘Köylü milletin efendisidir’ anlayışını yeniden canlandırmamız gerek. Üç başlık altında özetlenenleri yaparsak biz de başarılı oluruz."

KUŞAK-YOL VE CIIE FUARININ ÖNEMİ

Günümüzde tedarik zincirinde yaşanan kırılmalardan dolayı Çin’in önderlik ettiği Kuşak ve Yol Girişi kapsamında Xi’an’dan kalkıp ‘orta koridor’ Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan ihracat trenlerinin daha da önemli hale geldiğini hatırlatan Köfteoğlu bu önemi şöyle özetledi: “Söz konusu trenlerle malların teslim süresi 12 güne düştüğünden dolayı maliyetlere olumlu bir etki yapıyor. Bu trenler malları teslim ettikten sonra Çin’e boş dönüyor. İhracat trenleri Çin’e dönerken onlara Türk ürünlerini yükleyip dolu gitmeleri sağlanırsa bundan hem Türkiye hem de Çin kârlı çıkar. Uzmanlar bu trenlerin yılda 100 sefer yapabilme kapasiteleri olduğunu söylüyor. Bu kapasiteyi kullanmanın yollarını bulmak zorundayız.

5-10 Kasım tarihlerinde Çin’in Şanghay kentinde düzenlenecek olan 5. Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın (CIIE) Türk girişimcilerine önemli fırsatlar sunduğunu söyleyen Köfteoğlu bu konuda şu bilgileri verdi:

Filistin Ekonomi Bakanı: Filistin ekonomisi benzeri görülmemiş bir riskle karşı karşıya Filistin Ekonomi Bakanı: Filistin ekonomisi benzeri görülmemiş bir riskle karşı karşıya

Bu fuar artık mal ve hizmetlerini dünya pazarına sunmak isteyenler için önemli bir vitrin haline geldi. Nitekim bunun farkında olan ABD’li şirketler, Çin-ABD arasında yaşanan ticaret savaşlarına rağmen geçen yıldan daha fazla firmayla fuara katılacak. Bu fuar sadece Çin’e değil, Asya’ya hatta dünyaya mal satmak isteyenlerin önüne büyük fırsatlar çıkarıyor. Türk girişimcilerimiz bu fuara başta gıda, kozmetik ve tekstil ürünleri olmak üzere yüksek kaliteli markalarıyla katılmalı. Fuara gitmeden önce görüşmeleri gereken firmaları şimdiden belirleyip fuara bir plan yapıp, yol haritalarını hazırlayıp gitmeli. Otomotiv yan sanayi alanında da Çinlilerle ortak üretim konusunu da araştırmalarında yarar var. İşinsanlarımıza bir Asya stratejisi belirlemelerini öneriyorum. Bunu yapanlar, ‘Yükselen Asya Çağı’nda kazançlı çıkacaktır.

 

Editör: Seyran Bayır