Yüzlerce yıllık iskeletler üzerinde yapılan incelemelerde veba salgınında insanların hayatta kalmasını sağlayan mutasyonlar bulundu.
Fakat bu mutasyonların, günümüzde insanları hala etkileyen otoimmun hastalıklarla (kişinin bağışıklık sisteminin kendi vücuduna saldırması sonucu ortaya çıkan hastalıklar) ilişkilendiriliyor.
Kara Ölüm, insanlık tarihinin en önemli, en ölümcül ve en çaresiz anlarından biri. Pandemide 200 milyonun hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Bu ölçekte bir olayın insan evrimi şekillendirmiş olabileceğini düşünen bilim insanları, salgın öncesi ve sonrasına ait 206 iskeleti inceledi.
Araştırma kapsamında çoğu Danimarka'dan gelen kemiklerin yanı sıra İngiltere'nin başkenti Londra'da veba sırasında insanların toplu olarak gömüldüğü East Smithfield'daki kalıntılar analiz edildi.
Sonuçları bilim dergisi Nature'da yayımlanan araştırmada ERAP2 adlı bir genin mutasyonlarına odaklanıldı. Doğru mutasyonları olanların veba salgınında hayatta kalma oranlarının yüzde 40 daha fazla olduğu belirlendi.
Chicago Üniversitesi'nden Prof. Luis Barreiro, ‘Bu çok muazzam bir etki. İnsan genomunda böyle bir şey bulmak çok şaşırtıcı’ dedi.
Genin görevi, düşmanın daha etkin bir şekilde tanınması ve nötralize edilmesi için istilacı mikropları parçalayacak proteinleri üretmek ve bu parçaları bağışıklık sistemine yönlendirmek.
Genin iyi çalışan ve hiçbir şey yapmayan versiyonları var. Anne ve babadan birer gen alınıyor. Şanslı olanlar, anne ve babasından iyi çalışan genleri alanlar.
Veba salgınında hayatta kalanların çocuklarına geçirmesiyle bu mutasyonların hızlı bir şekilde yaygınlaştığı belirtiliyor.
McMaster Üniversitesi'nden genetik bilimci Prof. Hendrik Poinar, ‘İki ya da üç nesilde yüzde 10'luk bir değişim var. Bu, insanlarda bugüne dek görülen en güçlü seçilim’ dedi.
Araştırmada elde edilen bulgular, Yersinia pestis adlı veba bakterisi kullanılarak yapılan modern deneylerde teyit edildi.
Kan örneklerinde iyi çalışan mutasyonlara sahip olanların, olmayanlara kıyasla enfeksiyona daha dirençli oldukları görüldü.
Prof. Poinar, ‘Kara Ölüm'ü bir petri kabında (laboratubarda bakteri üretme tabağı) izlemek gibi bir şey. Bu ufuk açıcı’ dedi.
Bugün bile, vebaya karşı dirençli mutasyonlar Kara Ölüm dönemindekinden daha yaygın. Ancak sorun bu mutasyonların Crohn hastalığı gibi hastalıklarla bağlantılı olması. Yani 700 yıl önce atalarımızın hayatta kalmasını sağlayan mutasyon bugün sağlığımıza zarar veriyor.
DNA'mızda başka tarihi etmenler de var. Modern insan DNA'sının yüzde Neandertallerle ilişkisi olan atalarımızdan geliyor ve bu miras Covid dahil bir dizi hastalığa tepki verme kabiliyetimizi etkiliyor.
Prof. Barriro, ‘Bu yara izleri, bugün hala, inanılmaz bir şekilde hastalıklara duyarlılığımızı etkiliyor’ diye konuşuyor.
(BBC Türkçe)