İSTANBUL, 22 Haziran (Xinhua) -- Türkiye'nin en kalabalık şehri olan İstanbul'daki 1.600 yıllık tarihi surların restorasyonu, beklentilerin ötesine geçerek bir zamanların kötü şöhretli mahallelerini yeniden canlandırdı. İlk olarak 5. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu döneminde şehri karadaki ve denizdeki düşmanlardan korumak amacıyla inşa edilen surlar, tarih boyunca bir dizi ekleme ve düzenleme gördü. Yine de zamanın gazabından kurtulamayan surların büyük bir kısmı yıkıldı ya da ağır hasar aldı. Antik dönemde mükemmel bir tahkimat sistemi olarak kullanılan surların yanındaki mahalleler, bir dönem uyuşturucu bağımlıları, alkolikler ve evsizler için sığınak oldu ve defalarca çökmelere tanıklık etti. Bu durum şehir için bir güvenlik tehlikesi oluşturuyordu.
İstanbul surlarının Mevlanakapı girişinin eşiğinde Yunanca yazılmış oymalar görülüyor, 13 Haziran 2023. (Fotoğraf: Ömer Kuşçu/Xinhua) İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2021 yılında surlarda büyük bir restorasyon projesi başlatmasından bu yana tüm bölge hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Projenin beyin takımında yer alan tarihçi Önder Güler, kara surlarının ana kapılarından biri olan ve bir mahalleye adını veren Mevlanakapı'da Xinhua'ya yaptığı açıklamada, "Burası içler acısı bir haldeydi" dedi. Güler, surların önceki haline ilişkin olarak "Burçlara giremiyor ya da merdivenlerden çıkamıyordunuz, parmaklık da yoktu. Güvenlik ve düşme tehlikesi vardı" ifadelerini kullandı. İşçilerin restorasyona başlamasından önce, sırf Mevlanakapı'daki surlarda dağ gibi biriken yaklaşık 7,5 ton molozu kaldırmak için 300'den fazla kamyon çalıştı.
İstanbul'daki 1.600 yıllık tarihi surların kuleleri, 13 Haziran 2023. (Fotoğraf: Ömer Kuşçu/Xinhua) Restorasyon ve bakım çalışmalarının ardından, toplam 22 kilometre uzunluğundaki surların 7 kilometrelik bölümü halkın kullanımına açıldı. Bu bölümde kütüphaneler, parklar, kafeler, sanat ve kültür merkezlerinin yer aldığı güzel bir yürüyüş parkuru oluşturuldu. Restorasyon ekipleri an itibarıyla 1453'teki İstanbul kuşatması sırasında Osmanlı askerlerinin duvarlarda bıraktığı izleri, örneğin top güllelerinin oluşturduğu oyukları ortaya çıkarmaya odaklanıyor. Tarihçi Güler, "Fetihten sonra kapılarda nöbet tutan yeniçeriler tarafından kapılara ve duvarlara kazınmış remiz adı verilen başka izler de mevcut" dedi. "Her yeniçeri, ait olduğu bölüğün adını, flamasını ve kendi adını kapıya, duvarlara, çeşmelere kazır ve boyardı" bilgisini paylaşan Güler, restorasyon ekiplerinin bunları daha görünür kılmak ve solmalarını önlemek için koruyucu prosedürler uyguladığını belirtti.
İstanbul'un 1.600 yıllık surlarının girişinden geçen vatandaşlar, 13 Haziran 2023. (Fotoğraf: Ömer Kuşçu/Xinhua) Doğduğu günden bu yana Mevlanakapı mahallesinde yaşayan 70 yaşındaki Hasan Marşoğlu, Xinhua'ya verdiği demeçte bölgenin artık insanların eğlendiği, tarihi dokuya temas ettiği ve sergileri gezdiği güvenli bir alana dönüştürüldüğünü söyledi. Marşoğlu, "Eşim bu bölgenin müdavimi oldu. Arkadaşlarıyla yürüyüş yapıyor, kafelerde oturup sohbet ediyor, çay ve kahve içiyor" dedi. 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan İstanbul'daki diğer burçlar ile kara surlarının bazı bölümlerinde restorasyon çalışmaları devam ediyor.