BAĞDAT, 21 Mart (Xinhua) -- Irak'ın batı vilayeti Anbar'da, Fırat Nehri'nin kıyısındaki Hadisa'da yaşayanlar, ABD askerlerinin masum sivillere yönelik katliamını ABD'nin ülkeyi işgalinden 20 yıl sonra hala büyük acı ve öfkeyle hatırlıyor. 49 yaşındaki avukat Khalid Salman Rasif, 19 Kasım 2005 sabahı erken saatlerde başkent Bağdat'ın 200 km kuzeybatısındaki Hadisa'da evinin yakınında büyük bir patlama olduğunu hatırlıyor. Patlamada ABD konvoyundaki bir deniz piyadesi ölmüş, ikisi ise yaralanmıştı. Bu durum, hayatta kalan ABD askerlerini yerel sivillere dönük bir intikam baskını düzenlemeye yöneltmişti.

Patlamadan saatler sonra Rasif, aile üyelerinin iyi olup olmadığını kontrol etmek için amcası Salim'in evine gizlice ulaşmayı başardı. Burada amcası Salim'in torunu 11 yaşındaki Safa'yı buldu. Safa ona ailesinden sekiz kişinin Amerikan askerleri tarafından öldürüldüğünü, tek hayatta kalanın kendisi olduğunu söyledi. Safa, Rasif'in diğer amcası Abdul Hameed'in ailesinden, Rasif'in kız kardeşi ile kız kardeşinin çocuğunun da aralarında bulunduğu yedi kişinin de Amerikan askerleri tarafından öldürüldüğünü söyledi.  Katliam sırasında Amerikan askerleri Jamal al-Ghurairi'nin de evine saldırıp dört oğlunu bir odada topladıktan sonra vurarak öldürdü. Kanlar içinde kalan kadın hızla koşarak komşusu Aws Fahmi al-Shammary'nin kapısını çaldı. Ancak al-Shammary ne olup bittiğini görmek için evinden dışarı çıkar çıkmaz bir Amerikan keskin nişancısı tarafından kalçasından vuruldu.

Xinhua'ya konuşan al-Shammary, "Kurşun bana zarar verdi. Düzgün şekilde hareket edemediğim için eşim ve ben çok zorluk yaşadık. Bir buçuk yıl kadar düzenli tedavi görmek zorunda kaldım" diyor. Katliamın kurbanları arasında taksiyle yolculuk yapan dört üniversite öğrencisi de bulunuyordu. Amerikan askerleri taksiyi durdurup şoför ve dört öğrenciyi dışarı çıkarttı ve hepsini öldürdü. Öldürülen iki üniversite öğrencisinin kardeşi Jamil Ayada, katliam gününü "kanlı" ve "karanlık" şeklinde tarif ediyor. Olayı Xinhua'ya anlatırken gözleri dolan Ayada, "Üzerlerini aradıktan sonra tüm belgelerine (kimlik kartları) el koydular ve onları korkunç bir şekilde infaz ettiler" diyor. Ayada, "Onlar evlerinden savaşmak amacıyla çıkmamıştı, öldürüldükleri sırada sakin bir hayatları vardı. Onlar çocuk, kadın, erkek ve yaşlılardı" diye anlatıyor. ABD'nin Irak işgali sırasında, Iraklılar yanlış zamanda, yanlış yerde bulundukları için ABD tarafından cezalandırılıyordu.

Çin'in güneyindeki pirinç terasları turistler için cazibe noktasına dönüştü Çin'in güneyindeki pirinç terasları turistler için cazibe noktasına dönüştü

Hadisa'da yaşayan, Bağdat merkezli bir özel televizyon kanalında çalışan gazeteci Ghassan Eyada Menshid, 10 Temmuz 2005 günü Bağdat'ın 160 km batısındaki Heet kasabası yakınlarında bir polis memuru olan arkadaşıyla birlikte bindiği aracı kullanırken ABD askerleri tarafından tutuklandı. ABD kuvvetleri ve Sünni isyancılar arasında çıkan çatışmada hem Menshid hem de arkadaşı yaralandı. Olayı takiben tutuklanan Menshid bir yıldan uzun süre boyunca fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz bırakıldı. ABD askerleri gazeteciyi uzun saatler boyunca kızgın güneş altında bekletti ve onu 23 gün boyunca ufak bir demir kafese kapattı. Kafeste kapalı olduğu süre boyunca Menshid sadece haftada iki kere tuvalet için dışarı çıkartıldı, duş için ise haftada bir defa iki dakikalık müddet verildi. Menshid tutuklu kaldığı sürenin sekiz ayını kötü şöhretli Ebu Gureyb hapishanesinde geçirdiğini söylüyor. Burada aşağılandı ve işkenceye maruz bırakıldı. ABD askerleri, yakınlarının onu ziyaret etmesini ya engelledi ya da özellikle geciktirdi. Menshid, Amerikalıların Irak'ı demokratik ve özgür bir ülkeye çevirecekleri yalanını eleştirerek şunları söylüyor: "Öyle bir şey görmedik. Ülkenin kontrolünü rakip mezhepçi ve etnik partilere teslim ettiler. Onlar da serveti kendi aralarında bölüşürken Irak halkı yoksulluk ve açlık içinde inledi."

Editör: Şeymanur Erbay