WASHINGTON, 10 Mart (Xinhua) -- Georgieva, medya ile gerçekleştirdiği sanal yuvarlak masa toplantısında gazetecilere, Ukrayna krizinin ekonomik yansımalarının dünyanın geri kalanına üç ana kanal aracılığıyla iletildiğini söyledi: Yüksek emtia fyatları, reel gelirler ve reel ekonomi üzerindeki etki ile fnansal şartlar ve ticari güven üzerindeki etki.
"Özellikle petrol ve gaz fyatlarından gelen baskıyla birçok ülkede fnansal şartlar zaten sıkılaşıyor" diyen Georgieva, yüksek enfasyon nedeniyle bu sıkılaştırma önlemlerinin "daha fazla hızlandırılıp daha da ilerletilebileceğini" sözlerine ekledi.
"Ve gelişmekte olan pazarlar için özellikle rahatsız edici şey şu ki bu pazarlarda işlerdeki çöküşün iş güveni üzerindeki birleşik etkisi ve sıkılaşan koşulların onları daha sıkıntılı bir yere götürdüğü görülebilecek" dedi.
IMF Başkanı ayrıca, "gerginlikleri hızla aşamayacağımız bir durumdaysak… ülkeleri krize karşı desteklemeye dair çok tarafı kapasiteye bazı olumsuz etkileri görebiliriz" diyerek uyarıda bulundu.
IMF Başkanı "Bu yüzden Fon'daki görevimiz, şoklara daha fazla eğilimli bir dünyada yaşadığımız için, üyeliği birarada tuttuğumuzdan emin olmak. Gelecek şoklarla başa çıkmak için topluluğun gücüne ihtiyacımız var" diye ekledi.
IMF Başekonomisti Gita Gopinath ise, Ukrayna krizinin ardından küresel sistemin "önemli şekillerde değişeceğine" inandığını belirtti.
Gopinath, "Enerji sektöründeki değişimi görebiliyorsunuz, dünya genelinde ödeme sistemleri açısından meydana gelen değişiklikleri görüyorsunuz" dedi ve mevcut olayların merkez bankası dijital para birimlerine geçişleri hızlandırabileceğini ve ülkelerin hangi rezervleri tutacağına karar vermesinde önemli etkileri olabileceğini belirtti.
Gopinath, "Tüm bunların nasıl sonuçlanacağını söylemek için henüz çok erken ancak küresel ekonomi için bazı önemli sonuçların olacağını söyleyebiliriz diye düşünüyorum" dedi.
IMF, Dünya Ekonomik Görünüm raporunda Ocak ayında yapılan bir güncellemede, küresel ekonominin 2022'de büyümesine yönelik Ekim ayında yaptığı tahmini 0,5 puan düşürerek büyümenin yüzde 4,4 olarak gerçekleşeceğine yönelik bir tahminde bulunmuştu.