BEİJİNG, 14 Şubat (Xinhua) -- ABD Başkanı Joe Biden'ın, kısa süre önce yaptığı "Birliğin Durumu" konuşmasındaki önerisi gerçeklikten tümüyle kopuktu. Göreve geldiğinden bu yana elde ettiği başarılarla övünen ABD lideri, halkın desteğini kazanmak için "Çin tehdidi" beklentisi yaratmaya çalıştı. Biden, "Bugün, Çin veya dünyadaki herhangi bir başka ülke ile rekabet edebilmek için yıllardır olmadığımız kadar güçlü konumdayız" ve "Çin ile olan yarışı kazanmak hepimizi birleştirmeli" dedi. Washington Post-ABC News'in yeni anketine göre Amerikalıların çoğu, Biden'ın göreve gelmesinden bu yana pek de bir şey başaramadığına inanırken, yüzde 41'i Biden döneminde mali yönden daha kötü durumda olduklarını belirtiyor. Bununla birlikte, NPR/Marist'in anketine göre ise her 10 kişiden yedisi ülkenin "yanlış yönde ilerlediği" görüşünde. Biden'ın kamuoyu desteği yüzde 41 ile başkanlığı dönemindeki en düşük seviyeye yakın.
Kendilerini halkın hizmetinde olarak nitelendirenler, partizan güç oyunlarına bağımlı halde.
Öte yandan Amerikan halkı gelir dağılımındaki artan uçurum, sosyal bölünmeler, kontrolsüz silahlanma ve polis şiddetinin yanı sıra artan nefret suçları ve ırk ayrımcılığı ile mücadele ediyor. Biden, Çin tehdidi kartını oynamaya çalışırken, bu Asya ülkesinin büyüme beklentilerini küçümsedi. Ancak lafa değil icraata bakılmalı. Veriler, Çin ekonomisinin 2020'den 2022'ye kadar yıllık ortalama yüzde 4,5 büyüdüğünü gösterdi. Dünya ortalaması olan yüzde 1,8'i geçen rakam, diğer büyük ekonomilerden de daha yüksek orana işaret ediyor. Çin ekonomisi, yılın başından bu yana Kovid-19 müdahalesinin optimize edilmesi ve büyüme yanlısı politikaların zamanında uygulamaya konmasıyla, hızlı bir toparlanma süreci ile etkileyici bir performans sergiledi.
Büyüme beklentilerini yakından izleyen uluslararası kuruluşlar Çin'in 2023 ekonomik büyümesine ilişkin tahminlerini artırdı. Uluslararası Para Fonu (IMF), Çin'in bu yılki ekonomik büyüme tahminini yüzde 5,2'ye yükseltti. IMF'nin bir önceki tahmini yüzde 4,4'tü. Financial Times, güçlü ekonomik verilerin yatırımcıları daha çok hisse senedi almaya teşvik etmesi nedeniyle, küresel yatırımcıların bu yıl 21 milyar ABD doları değerinde rekor düzeyde Çin hissesi satın aldıklarını bildirdi. Yale Üniversitesi'nde kıdemli akademisyen ve öğretim üyesi olan Stephen Roach, "Unbalanced: The Codependency of America and China" ("Dengesiz: Amerika ve Çin'in Karşılıklı Bağımlılığı") adlı kitabında, Çin'in ABD'nin favori yabancı günah keçisi haline geldiğini ve bu durumun ABD'nin kurban rolünü oynamasına izin verdiğini söyledi. Aslında, Çin'in veya ABD'nin ilerlemesi, birbirleri için zorluklar oluşturmaktan ziyade fırsatlar sunuyor. Dünya, iki ülkenin bireysel ve kolektif olarak gelişmesi için yeterince büyük. Dünyanın en güçlü ulusu olarak ABD, sorumlu bir büyük ülke gibi davranmalı. Ve bu da ABD'nin kendi sorunlarını çözmesiyle başlıyor.