Global ekonominin yeni kabusu deflasyon

Abone Ol

Bu yazıyı sizler için hazırlarken acaba fazla mı erken diye kendi kendime sordum. Ancak Çin’den gelen veriler, şimdiden yazmanın faydalı olabileceği kanaatini uyandırdı.

Nedir bu deflasyon ve neden kabus oluyor?

Deflasyon aslında enflasyonun tersi olup, fiyatlardaki düşüşü ifade eder. Halk arasında enflasyon düştü sözü yanlış algılanmakta olup, sanki fiyatlar düşüyormuş gibi yorumlanır. Oysa fiyat artış hızındaki düşüşten bahsedilir. Oysa deflasyon, işte tam anladıkları konuyu anlatır. Deflasyonist ortamda fiyatlar geri gelir. Yani fiyatlar ucuzlar.

Bu kötü bir şey mi?

MADALYONUN DİĞER YÜZÜ

İlk bakışta her şey ucuzlayacağı için güzelmiş gibi görünebilir ama madalyonun diğer yüzü farklı. Fiyatlar düşerken firmalar zarar etmeye başlar. Çünkü stok maliyetleri yüksek ve maliyetin altına bile satmak zorunda kalabilirler. Ayrıca tüketici alımı erteler. Bu durumda piyasada durgunluk başlar. O zaman cirolar düşer ve firmalar eleman çıkarmak zorunda kalır. Yani işsizlik ve şirket kapanmaları artar.

Global ekonomide entegrasyon nedeniyle ülkeler dışarıdan enflasyon veya deflasyon alabilir. Son zamanlarda ihracata dayalı büyüyen ekonomilerde global yavaşlama nedeniyle sıkıntılar görülüyor. Bu ülkeler Çin ve Almanya gibi ülkelerdir. Almanya için negatif büyümeden bahsedilirken, iş dünyası güven endeksi de düşüyor. Çin’de ise global ölçekte firmaların borçlarını ödeyemediği için borç ötelemesi yaptığını görüyoruz. Çin’de temmuz ayında Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 0.3, Tüketici Fiyat Endeksi de (TÜFE) yüzde 4.4 azaldı. Açıklanan veriler, hem ÜFE hem de TÜFE’nin 2020’den bu yana ilk kez aynı anda gerilediğini ortaya koydu. Analistler, Çin’de açıklanan verilerle birlikte hem küresel talepteki düşüşün hem de ülkede devam eden deflasyonist sürecin ülkenin ekonomik aktivitesine yönelik endişeleri artırdığını belirtti.

HEDEF PAZAR ÇEŞİTLENDİRMESİ

Çin, hem ihracat hem de ithalat anlamında global ticaretin en önemli oyuncusu. Çin’de üretimin yapılamaması, global mal tedarikinde yeniden bir sorunu tetikleyebilir. Çin’in ürün sattığı ülkelerde ürüne rahatlıkla ulaşılamazsa tekrar fiyat artışları başlar. Yani hem enflasyon hem de durgunluk aynı anda oluşur ki, buna stagflasyon diyoruz.

Resesyon, stagflasyon ve deflasyonist ortamlardan etkilenmemenin yolları var. Örneğin, talebin artmaya devam ettiği Afrika kıtası, Hindistan gibi ülkelerle ticareti artırmanın yollarını bulmak, hedef pazar çeşitlendirmesi yaparak riski dağıtmak anlamına geliyor. 

O zaman bir yerdeki krizden etkilensek bile diğer bölgelerle ticarette etkiyi sınırlamak mümkün.

Kısacası, şirket yönetirken ‘varlık ve yükümlülüklerimizi’ yönettiğimizi unutmamalıyız. Riski dağıtmak, global ve yurt içi sorunlardan kurtulmanın en önemli yoludur.

(İTO HABER)