Bilim kurgu edebiyatının tahmin başarısı, bin yıl öncesine kadar uzanıyor: Yazarlar milattan önce 175 yılı kadar uzak bir tarihte Ay’a yolculuk fikri üzerine kafa yormuş. Süryani hiciv yazarı Samsatlı Lukianos, Ay’a uçarak giden gemileri hayal etmiş. Lukianos’un bu hikayesi, denizci kültürün göğe yükselme arzusuna dayanıyor. Kurgu her zaman hayalden ibaret değil. Her sene hayali ve kurgusal eserlere ödül veren Dartmouth Koleji Neukom Hesaba Dayalı Bilim Enstitüsünün müdürü Dan Rockmore, ‘En büyük yazarlarımızın bazıları aslında bol keseden sallamıyor ve bilimsel ya da başka şekilde, zamanın ruhunu örnek alıyorlar’ diyor.
Yazarların tahmin edemediği şeyler de var elbet. Örneğin akıllı telefonlar (Durun bakalım Star Trek’çiler, o aygıtlar daha çok süslü çağrı cihazlarına benziyor). İşte, eski zamanların bilim kurgu yazarlarınca yapılan doğru tahminlere kısa bir bakış.
LABORATUVARDA ÜRETİLEN ET
Mary Bradley Lane, 1880 tarihli kısa öyküsü ‘Mizora’da sığır etinin kimyasal elementlerini yapay köftelere dönüştüren Amazonluları betimliyor ve bunun, 'hayvanları şişmanlatmaktan daha ekonomik bir et elde etme yöntemi' olduğunu belirtiyordu. Pek haksız sayılmazdı; Hollandalı bilim insanı Mark Post’un petri kabında doğan hamburger köftesi, sığırlardan alınan kök hücrelerle oluşturulmuştu. 2013 yılında geliştirilen ilk yapay etin yetiştirilmesi 280.000 dolardan fazla tutuyordu. Fakat bu fiyat, aradan geçen zamanda 12 dolara kadar düştü.
ŞOK CİHAZI
Mary Shelley’nin galvanizmden (kasların elektrik akımıyla manipüle edilmesi) ilham alan karakteri Dr. Victor Frankenstein, ölü bedenleri tekrar canlandırmasıyla ünlü. Cesetlere Frankenstein kadar ilgi duymayan Dr. Claude Beck, 1947 yılında genç bir hastanın kalbine ev yapımı şok cihazıyla 60 Hz şok uygulayarak hastayı kurtarmayı başarmış. Şok cihazı, bir prize bağlı iki gümüş koldan oluşuyormuş. 50’li yıllara gelindiğinde ise bu makineler, dünya çapında hastaları hayata döndürmek için kullanılmaya başlanmıştı.
TASER’LAR
Tom Swift ve Elektrikli Tüfeği, hedeflerini ‘depoladığı güçlü elektrik akımıyla’ sersemleten çocuk bir mucidi konu alıyor. Fikrin muazzam olduğunu düşünen NASA mühendisi Jack Cover, geliştirdiği TASER ile 1911 tarihli bu romanın baş harflerine gönderme yapmış. Patentini 1974’te aldığı silah, bir pilden çektiği elektrik akımını bir çift uç yardımıyla hedefin sinir sistemine aktarıyor.
UZAY İSTASYONLARI
Edward Everett Hale’in 1869 tarihli kısa romanı Tuğla Uydu’da dört eski okul arkadaşı, tuğladan yapılan ve içinde insanların bulunduğu gökdelen boyutundaki bir küreyi nehir akıntısıyla çalışan bir çark yardımıyla yörüngeye gönderiyordu. Sovyetler Birliği’nin Salyut uzay programıyla, 1971 yılında 20 metrelik bir silindir fırlatılmış ve ilk uzay istasyonu yörüngeye çıkarılmıştı. Dünya’nın fotoğraflarını çeken mürettebat, gama ışınları ve gizli bir askeri radyometreyle de deney yürütmüştü.
TAŞINABİLİR SES CİHAZI
Ray Bradbury’nin distopik gelecekleri tahmin etmeyi değil, bundan kaçınmak istediği bilinir. Fakat 1953’ün Fahrenheit 451 romanında bahsedilen ufak bir teknolojide, kurgu dışı kritik bir eşiğe varılmış: Bunlar, ‘ses, müzik ve konuşmadan meydana gelen elektronik bir okyanus’ sunan ‘yüzük radyolar’. Sonraki sene Texas Instruments şirketi, tek ve küçücük bir kulaklıkla beraber kitlesel pazara sunulan ilk taşınabilir radyoyu piyasaya sürmüştü.
UZUN VADELİ ISI DEPOLAMA
Rukiye Sakavat Hüseyin’in yaz güneşini saklayıp kışın bir kasabayı ısıtma hayali, İskandinav ülkelerinde onlarca yıldır yürütülen küçük ölçekli projelerin ardından 2007 yılında gerçeğe dönüştü. Kanada’nın Alberta şehrinde yıl ortasında depolanan yüksek sıcaklıklar, yer altı borularının donmasını önlemek üzere kullanılıyor. Isınan zemin, soğuk mevsimin tamamı boyunca 52 eve ısı yayıyor.
ÖĞRENEN MAKİNELER
Samuel Butler’in 1872 tarihli romanı Erewhon’da bilgisayarlar ‘sonunda insan ırkını alt etmeye’ başlıyor, bu yüzden akıllı cihazlar yasaklanıyordu. Gerçek robotlar, yapay zeka araştırmacılarının Dartmouth Koleji’nde çalıştay yürüttüğü 50’li yıllardan beri bizi geride bırakmayı öğreniyor. IBM’de çalışan Arthur Samuel, kendisini yenene kadar gelişmeye devam eden bir dama oyuncusu kodlamıştı.
(Populer Science)