Kültür - Sanat ve Tarih

‘Ne izlesek’ diye düşünenlere 8 muhteşem film önerisi!

İş stresi, hayat yorgunluğu derken birçoğumuz dinlenmek için çeşitli yollar arıyor. Biz de film tutkunları için 8 muhteşem filmi sizler için derledik.

Abone Ol

İş stresi, hayat yorgunluğu derken birçoğumuz dinlenmek için çeşitli yollar arıyor. Biz de film tutkunları için 8 muhteşem filmi sizler için derledik.

Bu hafta birbirinden apayrı türlere ait, hepsi alanında yetkin 8 yeni filmi sizler için inceliyor olacağız. Animasyondan bilim kurguya, korkudan dramaya 8 yeni filmden dilediğinizi seçin; hafta sonunuza güzel bir renk katın. Yapmanız gereken tek şey film önerileri listemizi okumaya devam etmek…

HOUSE OF GUCCİ – GUCCİ AİLESİ (2021) – IMDB: 6.6 G. I. Jane, Hannibal, Gladiator, Alien, Cennetin Krallığı, Blade Runner, Robin Hood gibi filmlerden tanıdığımız usta yönetmen Ridley Scott’ın vizyona giren son filmi olan House of Gucci, 2021 yapımı bir biyografik suç ve drama filmidir. Sara Gay Forden’ın aynı adlı kitabından uyarlanan film, 75 milyon dolarlık devasa bir bütçeye sahiptir. Ünlü oyuncular Lady Gaga, Al Pacino, Salma Hayek, Adam Driver, Jared Leto, Jeremy Irons’ın önemli rolleri paylaştığı film, ciddi bir gişe başarısı da göstermiştir. Universal Pictures yapımcılığındaki; BAFTA, Altın Küre ve Oscar Akademi ödüllerine aday gösterilen filmin toplamda 14 film ödülü ve 75 ödül adaylığı bulunmaktadır. 1978 Milan’ında, hasta ve kibirli babasının karşı çıkışlarına rağmen; yakışıklı varis ve hukuk öğrencisi Maurizio Gucci, iddialı ve her ne pahasına olursa olsun aklına koyduklarını yapan bir orta sınıf mensubu olan Patrizia Reggiani ile fırtınalı bir romantizme başlar. Genç çift birlikte bir gelecek inşa ederken, Patrizia beklenmedik bir müttefik kazanır ve yavaş yavaş Gucci moda imparatorluğuna kancayı takar. Şimdi, Patrizia için yanında olmayan ona karşıdır. Göz alıcı Gucci Evi, Patrizia’nın ince entrikalarından kurtulabilecek mi?

SHİTHOUSE – 1. SINIF ÖĞRENCİSİ (2020) – IMDB: 6.8 Shithouse, 2020 yapımı bir komedi ve drama filmidir. Pandemi sürecindeki yasaklardan ötürü ilk gösterimini yapamayan film, normalde gösterim yapacağı South by Southwest festivalinden En İyi Anlatı dalında Jüri Büyük Ödülü kazanmıştır. Sundance Film Festivali’nde jüri büyük ödülü adaylığı bulunan ’97’li bir genç yönetmen olan Cooper Raiff tarafından yazılan, yönetilen, yapımcılığı ve ayrıca başrolü üstlenen film; sadece birkaç haftalık bir üretim sürecine ve 15.000 dolarlık bir bütçeye rağmen oldukça başarılı bir yapım… Üniversitede başarılı olmak için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan binlerce çocuk arasında Alex kendini yalnız ve depresif hissediyor. Evi 1500 mil uzakta ve geri dönmemek için bir sebep bulmakta zorlanıyor. Alex’in ikinci sınıf öğrencisi R.A. Maggie ise üniversiteyi sürekli olarak asan, hayata dair kaygıları bambaşka olan ve pek çok konuda Alex’in yaşam tarzına uyumsamayan bir insandır. Shithouse adı verilen bir mekandaki partiden sonra Maggie aradığı arkadaşlığı Alex’te bulmaya başlar. Birbirinden çok farklı yaşamların içerisinde büyüyen iki genç olan Alex ve Maggie birbirlerine meydan okur ve yaşam karşısında birlikte olgunlaşırlar.

MANK (2020) – IMDB: 6.8 BAFTA ve Oscar Akademi Ödülleri’nden En İyi Yapım Tasarımı ödülü alan film, aynı zamanda En İyi Sinematografi dalında bir Oscar daha kazanmıştır. 6 dalda Altın Küre adaylığına layık görülen Mank, 2020 yapımı biyografik bir dram filmidir. Emmy, BAFTA ve Altın Küre ödüllü usta yönetmen David Fincher’ın vizyona giren son filmi olan Mank’ın oyuncu kadrosunda Gary Oldman, Lily Collins, Amanda Seyfried, Arliss Howard, Tom Pelphrey, Tom Burke ve Charles Dance bulunmaktadır. Yönetmenin isteği ile RED dijital kamera ile siyah beyaz çekilen film, 1930’lu yılların filmlerine saygı duruşunda bulunuyor. Sınırlı sayıda sinemada ve sadece ABD’de sinema gösterimine giren film çok kısa bir süre sonra Netflix’te yayınlandı. Film için yazılıp bestelenen ve albümleştirilen toplamda 52 parça vardır ve tamamı 1,5 saatten daha uzun sürmektedir. Mojave Çölü’nün ortasındaki gözlerden uzak North Verde Çiftliği’nde mahsur kalan yatalak Amerikalı senarist Herman J. Mankiewicz’in ‘Citizen Kane’ filminin (1941) senaryosunun ilk taslağını teslim etmek için 60 kısa günü kalmıştır. Alkol bağımlılığıyla boğuşan Herman J. Mankiewicz, Hollywood’un 24 yaşındaki altın çocuğu Orson Welles ile işbirliği yapar ve işe koyulur. Hollywood’un 5 büyük film stüdyosundan birisi olan RKO, Orson Welles’e yetkileri konusunda açık çek verir. Herman J. Mankiewicz ise; MGM için çalıştığı eski günlerden, gazete patronu William Randolph Hearst ile olan dostluğundan ve Hearst’ün 20 yaşındaki kız arkadaşı olan aktris Marion Davies’inden ilham almaya karar verecektir.

10 CLOVERFİELD LANE – CLOVERFİELD YOLU NO: 10 (2016) – IMDB: 7.2 Dan Trachtenberg’in yönettiği bir bilim kurgu ve psikolojik gerilim filmi olan 2016 yapımı ‘10 Cloverfield Lane’, ilk gösterimini New York’ta yaparak kısa bir süre sonrasında bütçesinden 100 milyon dolardan fazla hasılat yapmıştır. Ana çekimleri iki ayda geçen ve kayda değer bir bölümü tek mekanda çekilen film, üç dalda Satürn ödülü kazandı. Mary Elizabeth Winstead, John Goodman ve John Gallagher Jr.’ın başrolleri paylaştığı filmin orijinal müzikleri de dijital olarak yayınlanmıştır. Çıkmaz bir ilişkiden ve memleketi New Orleans’tan uzaklaşmak üzere çıktığı yolda arabasına ağır bir kamyon çarpan, umutlu genç tasarımcı Michelle; bilincini yeniden kazandığında kendini açıklanamaz bir şekilde Howard diye bir adamın gizemli yeraltı sığınağının kül bloklu duvarına kelepçelenmiş olarak bulur. Hayatta kalma uzmanı olma misyonuyla yaşayan bu tuhaf kır saçlı adam; Michelle’i yalnızca bariz bir araba kazasından değil, aynı zamanda havayı solunamaz ve dünyayı yaşanmaz hale getiren ayırt edilemez hava kaynaklı zehirli bir tehditten de kurtardığını iddia ediyor. Howard doğruyu söylüyor olabilir mi, yoksa varlığına dair hiçbir somut kanıt elde edemediği bu varsayımsal tehlike, çok daha karanlık bir amaca ulaşmak için uydurulan bir yalan mı?

DOGTOOTH – KÖPEK DİŞİ (2009) – IMDB: 7.2 Yılın En İyi Yabancı Filmi dalında Oscar adaylığına layık görülen Dogtooth, filmi yazıp yöneten ünlü yönetmen Yorgos Lanthimos’a Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülünü kazandırmıştır. Ayrıca film önerileri listemizdeki bu film de ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapmıştır. 250.000 dolarlık düşük sayılabilecek bütçesine karşın 1,5 milyon dolarlık bir hasılat elde eden Dogtooth, genellikle olumsuz eleştirilerini filmin içerisindeki rahatsız edici sahnelerden ötürü almıştır. Filmin oyuncu kadrosunda Christos Stergioglou, Michelle Valley, Angeliki Papoulia, Mary Tsoni, Christos Passalis ve Anna Kalaitzidou bulunuyor. Manipülatör ve otoriter bir babanın yanlış bilgilerinin ve korkularının sonucu olarak özgürlük alanları tanınmayan üç yetişkin kardeş – iki kız kardeş ve bir erkek kardeş-, bir sabah kendilerini lüks ve izole villalarına hapsedilmiş bulurlar. Sonuç olarak oldukça sıkı denetlenen küçük bir hapishanede kapana kısılan kardeşler, hayatın gerçekleri hakkında bilgi edinmek için soğuk ve manipülatif ebeveynlerine güvenirler ve sözde eğitici kasetlerden gerçeğe meydan okuyan dersler alırlar. Ve bu zalim baba ile soğukkanlı anne; masum, itaatkar çocuklarının özgürlüklerini bütünüyle ve kasten ellerinden almışlardır. Ardından, güvenlik görevlisi adındaki bir unsur, aile hiyerarşisinin içindeki bu adaletsiz denkleme girer ve aniden ailenin yıllarca süren titiz algı yönetiminde bir gedik açar. Şimdi üç kardeş evlerinin çevresindeki çitin diğer tarafındaki çimenlerin daha yeşil olup olmadığını düşünmektedirler…

THE BASKETBALL DİARİES – GÜNLÜK (1995) – IMDB: 7.3 1995 yapımı bir biyografik suç ve drama filmi olan The Basketball Diaries, 1995 yılının başlarında Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimini yapmıştır. Henüz 20 yaşında bir genç iken filmin başrolünü alan usta oyuncu Leonardo DiCaprio’nun oynadığı film, yaklaşık 2,5 milyon dolar hasılat elde etti. DiCaprio’ya eşlik eden diğer oyuncu kadrosu da şu isimlerden oluşuyor: Bruno Kirby, Lorraine Bracco, Ernie Hudson, Patrick McGaw, James Mado, Michael Imperioli ve Mark Wahlberg. Günlük, liseli bir basketbol oyuncusu olan ve basketbol yıldızı olma hayallerine sahip Jim Carroll’un, uyuşturucu bağımlılığının yaşamına girmesi ile yaşadığı çöküşü anlattığı mektubunun filme uyarlanmış hâlidir. Dışarıdan bakıldığında idealleri olan bir genç ve yenilmez bir lise basketbol takımının üyesi olan Jim’in hayatı basketboldur. En iyi arkadaşının lösemiden ölmek üzere olması, ekibindeki erkeklere karşı kabul edilemez özgürlükler sergileyen Swifty adında bir koç, gençlerin cinsel kaygıları ve bitmek bilmeyen bir uyuşturucu madde isteği… Tüm bunlar genç Jim’in gelecekle ilgili hayallerini siyah poşete atar. Yakında, New York’un karanlık sokakları, daha düne dek annesinin oğlu olan Jim için zorunlu bir sığınak haline gelecektir. Bu hâlde eve gidemez ve sokakların gerçekliğinden tek kaçışı, uğrunda her şeyi yapabileceği eroindir. Acaba Jim Carroll düştüğü bu bataktan kurtularak tekrardan bir yaşama kavuşabilecek midir?

THE TRİPLETS OF BELLEVİLLE – BELLEVİLLE’DE RANDEVU (2003) – IMDB: 7.7 Slyvain Chomet’in yazıp yönettiği, film önerileri listemizin tek animasyon filmi ‘Belleville’de Randevu’, Cannes Film Festivali’nde özel mansiyon ödülü olan ‘Altın Köpek’e layık görüldü. En İyi Orijinal Şarkı ve En İyi Animasyon dallarında Oscar Akademi ödülü adaylığı olan film aynı zamanda BAFTA Film Ödülleri’nde En İyi Yabancı Film ödülü adaylığına layık görülmüştür. Toplamda 21 film ödülü ve 42 film ödülü adaylığı olan film, bu statüdeki nadir animasyon filmlerindendir. 10 milyon dolara yakın bütçesine karşın 15 milyon dolar hasılat kazanmıştır. Bir yetim olan Champion, büyükannesi Madam Souza tarafından büyütülmüş genç bir çocuktur. Büyükannesinin ona hediye ettiği üç tekerlekli bisiklet, Champion için zamanla hayatının dönüm noktası haline gelecek olan bisiklet yarışı çılgınlığını başlatacaktır. Yıllarca süren amansız eğitimden sonra Champion, dünyanın en zorlu bisiklet etkinliği olan Tour de France’a gelir. Ne yazık ki, Champion ve bir avuç diğer en iyi yarışmacı, asık suratlı bir çift uğursuz dolandırıcı tarafından gizemli bir şekilde kaçırılır. Champion’un sadık yardımcısı ve şişman köpeği Bruno’yu da yanına katan Madam Souza, sevgili torununu kurtarmak için yola çıkar. Bu büyük macera onları Atlantik boyunca, ünlü Fransız mafyasının merkezi olan Belleville adlı geniş bir liman metropolüne dek götürür. Madam Souza ve Bruno, yolda bir zamanlar ünlü caz şarkı grubu The Triplets of Belleville’in üyesi olan üç eksantrik yaşlı kadınla arkadaş olurlar. Madam Souza, Bruno ve Üçlüler; acımasız Fransız mafyasını alt etmek ve zavallı Champion’u pençelerinden kurtarmak için gerekenlere sahip mi?

THE WRESTLER – ŞAMPİYON (2008) – IMDB: 7.9 2008 yapımı bir psikolojik drama filmi olan ve film önerileri listemizin son filmi olan The Wrestler’in yönetmenlik koltuğunda, Siyah Kuğu ve Bir Rüya İçin Ağıt filmlerinden tanıdığımız Darren Aronofsky bulunmaktadır. İlk gösterimini yaptığı Venedik Uluslararası Film Festivali’nde Altın Aslan Ödülü’nü kazanan film, En İyi Erkek Başrol Oyuncusu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında Oscar’a aday gösterilmiş, ayrıca En İyi Orijinal Şarkı dalında Altın Küre ödülü kazanmıştır. BAFTA’da ve Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Mickey Rourke, filmin başrol koltuğunda oturmaktadır. Filmde ayrıca 25’ten fazla profesyonel güreşçi rol almaktadır. The Wrestler, 45 milyon dolara yakın gişe performansı ile genellikle eleştirmenlerden olumlu yorum alan bir filmdir. Sahne adı Randy Robinson veya kısaca ‘The Ram’ olan ve herkes tarafından tanınan Robin Ramzinski, 80’li yıllarda ün kazanmış ve yaşlanan bir güreşçidir. Geçen yirmi yılın ardından Randy, hafta içi yerel bir bakkalda yarı zamanlı çalışırken, hafta sonları da güreş gösterileriyle zar zor geçiniyor. Neyse ki Randy, en tanınmış rakiplerinden biri olan Ayetullah’a karşı 20. yıl dönümü rövanşını kabul ettikten sonra, bir kurtuluş şansı edinir. Ancak, Randy kalp krizi geçirdikten sonra emekli olmak zorunda kalır. Kariyeri sona eren Randy, yaşamına yeniden başlamak zorunda kalır. Biriyle ilişki kurmaya çalışır, ancak bu yöndeki çabaları sürekli geri çevrilir. Randy, genç yaşta terk ettiği kızı Stephanie ile de barışmaya çalışır ama Stephanie onu babası olarak bile görmeyecektir. Yeni bir hayata uyum sağlamakta zorlanan Randy, emeklilikle başa çıkabilecek mi, yoksa her şeyi riske atıp güreşe geri mi dönecek?