Hafta sonu ne izlesek diye düşünenlere birbirinden güzel 10 film önerisi!
Havaların soğuması ile birlikte dışardaki aktiviteler azalırken, sevdiklerinizle evde keyifli vakitler geçirmeniz için birbirinden muhteşem 10 filmi sizler için derledik!
Abone Ol
Sinema, yalnızca basit bir eğlence aracı değil! Sinema, izleyiciyi farklı yaşamlara, farklı dünyalara dâhil eden başlı başına bir mucize! Öte yandan 7. sanat olarak kabul edilen sinema, diğer bütün sanat dallarıyla yakından alakalı. Üstelik hem toplumsal hem bireysel bütün sorunların, olayların hatta kavramların izleyiciye aktarılmasına olanak tanıyan devasa bir yapı! Bu nedenle, film izlemeyi ve genel olarak sinemayı boş zaman aktivitesi olarak değerlendirmek son derece yanlış. Çünkü izlediğiniz bir film, gerçekten yaşamınızı değiştirmenize, eh en azından gözden geçirmenize sebep olacak kadar etkileyici olabilir! Bu yüzden bir sinemasever için film izlemek, asla sıkılmayacağı üstelik her anından keyif alacağı, sürprizlerle dolu muhteşem bir aktivite! İşte, hafta sonu izlemek için film arayanlara birbirinden güzel 10 film…
INTERVIEW WITH THE VAMPIRE (VAMPİRLE GÖRÜŞME)
Listemizin ilk film olan Vampirle Görüşme, adından anlaşılacağı gibi bir vampir filmi. Ancak, alışmış olduğumuz aksiyon dolu vampir filmlerinden değil! Korku edebiyatının önemli isimlerinden Anne Rice tarafından yazılan aynı isimli romandan beyaz perdeye aktarılan film 1994 yapımı. Üstelik bu korku – dram filminin oyuncu kadrosunun neredeyse tamamını dünyaca ünlü yıldız isimler oluşturuyor. Brad Pitt, Tom Cruise, Antonio Banderas, Kristen Dunst… Filmde, karizmatik bir vampir olan Lestat (Tom Cruise) tarafından ısırılarak vampire dönüştürülen Louis’in hikayesi anlatılıyor. Ancak bu hikayeyi ilginç yapan şey, soylu bir ruha sahip olan Louis’in başka insanların kanını emmeyi reddetmesi! Vampirle Görüşme, içinde hala ‘insanlık’ barındıran bir vampirin yaşadığı sancılı dönemlere şahit olmak isteyenlerin mutlaka izlemesi gereken bir film…
BLACK CAT WHITE CAT (KARA KEDİ, AK KEDİ)
Balkan sinemasının en önemli yönetmelerinden Emir Kusturica; Kara Kedi, Ak Kedi’de Balkanların eğlenceli, dinamik ve kaotik yapısını muhteşem bir şekilde izleyiciye aktarmayı başarıyor. Film, huzur ve mutluluktan başka bir istekleri olmayan yoksul ve sıradan insanların başlarından geçen sıra dışı bir öyküyü, gerçekçi ve yumuşak bir şekilde aktarmasıyla ön plana çıkıyor. Filmde bolca, eğlenceli Balkan coğrafyası, muhteşem müzikler, aşk, arkadaşlık, ayrılık ve tehlikeli gangsterle karşılaşacaksınız.
EVERYTHING IS ILLUMINATED
Başrolünde, Yüzüklerin Efendisi serisinden de hatırlayacağınız Elijah Wood’un yer aldığı bu yol filimi, zaman zaman komik zaman zaman hüzünlü anlatısıyla, izleyicilere büyülü bir dünyanın kapılarını aralıyor. Filmde, Amerikalı genç bir koleksiyoner olan Jonathan’ın (Elijah Wood) yolculuğu ve bu yolculukta ona eşlik eden ve tamamen farklı kültürlere sahip Alex, dedesi ve köpekleri Sammy Davis jr jr’ın hikâyeleri anlatılıyor! Everything Is Illuminated sinematografisi ve müzikleri ile de izleyicisinin huzur dolu birkaç saat geçirmesine olanak tanıyor.
DR STRANGELOVE OR: HOW I LEARNED TO STOP WORRYING AND LOVE THE BOMB (DR. GARİPAŞK)
Dr. Garipaşk, tıpkı ismi gibi oldukça garip fakat bir o kadar da eğlenceli bir film. Sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden Stanley Kubrick ile sinema tarihinin en önemli oyuncularından olan Peter Sellers ortaklığı ortaya inanılmaz bir film çıkmasını sağlıyor. Kubrick’in en önemli yapıtları arasında bulunan Dr. Garipaşk, son derece etkili bir hiciv filmi. Filmde, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş sert bir şekilde eleştiriliyor. ABD ordusunda görevli bir asker, Sovyetler Birliği’ne atom bombası gönderilmesi emrini verir. Ancak bu kendi kendine aldığı bir karardır. Bu çılgın asker bir şekilde engellenemez ve atom bombası yüklü uçaklar geri dönmemek üzere Sovyetler Birliği’ne doğru yola çıkar… Bunun üzerine, Amerikalı ve Sovyet yetkililer bir araya gelerek çözüm arayışına koyulurlar. Peter Sellers’ın üç farklı karakteri canlandırdığı bu ikonik taşlama, çoğunlukla tek mekanda geçmesine rağmen, bir solukta izlenebilecek kadar heyecanlı.
BEING THERE (MERHABA DÜNYA)
1979 yapımı Amerikan politik-komedi/dram filmi Being There oldukça sıra dışı bir hikâyeye sahip! Ayrıca usta oyuncu Peter Sellers’ın performansıyla göz doldurduğu filmlerden yalnızca biri… Filmde çocukluktan yetişkinlik, hatta yaşlılık dönemine kadar aynı evde yaşayan ve dış dünya ile neredeyse hiç irtibatı olmayan bir bahçıvan olan Chauncey Gardner’ın hikâyesi anlatılıyor. Yaşamı boyunca, dış dünyadan izole halde bulunan Gardner, işverenlerinin ölümü üzerine yaşadığı yerden ayrılmak zorunda kalır. Üstelik tek başına! Peki ama Gardner’ın yeni yaşamı, nasıl olur da ABD siyasetine yön verecek kadar önemli bir hale gelir?
MARY AND MAX
Listemizdeki bu stop-motion filmi izlemeye karar verirseniz, önceden mendillerinizi hazırlayın! Çünkü gözyaşlarınız sel olup akabilir! Max, tek başına yaşayan ihtiyar bir adamdır. Mary ise, hiç arkadaşı olmayan yalnız bir çocuktur. Ancak bir tesadüf eseri, ikili kıtalar arası bir mektup arkadaşlığına başlarlar ve iki karakterin de son derece hüzünlü hikayelerine yakından şahit oluruz.
GANGS OF NEW YORK (NEW YORK ÇETELERİ)
Usta yönetmen Martin Scorsese imzalı 2002 yapımı Gangs of New York, 1800’lü yıllar boyunca devam eden, New York’taki göçmen mücadelelerini konu alıyor. Filmde, yeni göçmenler ile eski göçmenler, kanlı bir iktidar savaşına girişiyorlar! Ancak bu mücadele içerisinde şiddet kadar ihanet ve aşk da yer alıyor. Öte yandan Gangs of New York, Leonardo DiCaprio ile Daniel Day- Lewis’in harika performansları ile dikkat çekiyorlar…
DOG DAY AFTERNOON (KÖPEKLERİN GÜNÜ)
Usta oyuncu Al Pacino’nun efsane oyunculuk performansı ile zirveye ulaşan Dog Day Afternoon gerçek olaylardan esinlenen bir soygun filmi. Aksiyon ve heyecanın her geçen saniye yükseldiği filmde, Sonny ve Sal, kısa süre bazı zorunluluklardan ötürü bir banka soygunu planlar. Plana göre, çok kısa bir süre içerisinde bankadaki bütün paraları alarak, olay yerinden uzaklaşmaları gerekmektedir. Ancak, soygun planladıkları gibi ilerlemez. Soygun saatler süren, ve ülke gündemine yerleşen bir medya şovuna dönüşür! Ancak Sonny ve Sal için birer hırsız mı yoksa kahraman mı olduklarını ispatlama şansı doğacaktır.
DAS LEBEN DER ANDEREN (BAŞKALARININ HAYATI)
2006 Almanya yapımı film, iktidar ile birey arasındaki hiyerarşinin birey üzerindeki çarpıcı etkilerine odaklanıyor. Filmde, mevcut rejim adına istihbarat elemanı olarak çalışan Yüzbaşı Gerd Wiesler’in içerisine düştüğü çelişkili ve yıpratıcı süreç gerçekçi bir şekilde izleyiciye aktarılıyor. Wiesler, rejim muhalifi olmakla suçlanan ve tehlikeli biri olduğu iddia edilen bir sanatçıyı gözetlemek ve dinlemekle görevlendirilir. Ancak, hedefinin yaşamına her geçen gün daha yakından tanık olan Wiesler, gerçeğin çok farklı olduğunu fark etmeye başlar…
SWISS ARMY MAN (ÇAKI GİBİ)
Listemizdeki son film, Swiss Army Man yoğun dram unsurları ile komediyi absürt bir şekilde harmanlıyor. 2016 yılında vizyona giren filmin başrollerinde Paul Dano ile Daniel Radcliffe bulunuyor… Issız bir adada tek başına sürdürdüğü yaşam savaşının sonunda umutsuzluğa kapılan Hank (Paul Dano) intihar etmek üzeredir. Tam bu esnada sahilde bir insan bedeni olduğunu görür. Bunun üzerine derhal Manny’nin (Daniel Radcliffe), yanına gider. Bu adam, Hank’in hayatta kalma macerasında yeni bir umut olacaktır. Ne var ki, Manny hayatta değildir! Hank’in yaşama hayalleri yeniden sönmek üzereyken Manny’nin oldukça işe yarar, İsviçre çakısı gibi bir ölü olduğu anlaşılır! Böylece, ikilinin heyecan ve umut dolu yolculuğu başlar…
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Lotus News sitemize
abone olun.