Ülkemizin her bir köşesi Ramazan ayında birbirinden özel lezzetlere ve geleneklere ev sahipliği yapıyor. Aile büyüklerinin sık sık özlemle andığı eski Ramazan gelenekleri ise pek çok şehirde yaşatılmaya devam ediyor. Seyahat Sitesi Enuygun, Posta.com.tr okuyucuları için özlemle anılan, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerini sunan eski Ramazan geleneklerini paylaştı. Biz de bu gelenekler hakkında bildiklerimizi anlatttık.
KİLİS'TE RAMAZAN AYININ VAZGEÇİLMEZİ
Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan Kilis’te Ramaza’nın ilk günü tüm evlerde iftar için keşkek pişiriliyor. Keşkekte dövme adıyla da bilinen buğday kullanılıyor. Kilis halkı, keşkek yapılırken kullanılan bu dövme buğdayın midelerinde Allah’ı zikreden bir tespih görevi gördüğüne inanıyor. Bu nedenle de her yıl Ramazan ayının ilk orucunu keşkek ile açıyorlar.
Kilis’te Ramazan Bayramından 15 gün önce misafirler için kahke ve gerebiç hazırlamak da bir gelenek.
KEŞKEK NASIL YAPILIR?
Taş fırında çömlekte pişirilen ve dövülerek içerisine manda kaymağı da ilave edilen coğrafi işaret tescilli keşkek, yapılışı zahmetli olsa da lezzetiyle damaklarda eşsiz bir tat bırakıyor.
- Keşkeğin yapılışı sırasında çömleğin içerisine belirli ölçülerde buğdaydan yapılan göce, zıpkın (pöç), lola kemiği, et ve su koyuluyor.
- Hazırlanan çömlek bir gün önce taş fırının içerisine yerleştiriliyor. Önceden yakılan fırında, akşamdan konulan çömlek 14 saat boyunca pişiyor. Ertesi gün sabah da çömlek fırından çıkarılıyor.
- Daha sonra çömleğin içerisindeki zıpkın ve lola kemikleri temizleniyor, 45 dakika ağaç kaşık yardımıyla dövülüyor. Dolayısıyla çömlekte yapılan keşkeğin tadı da bir başka.
- Kıvama gelen keşkek yemeği, tereyağı ve salça sosu ilave edilerek sunuluyor.
Kilis dışında Afyonkarahisar'da da çok sayıda restoran ve lokantada keşkek yapılıyor. Gastronomi için kente gelen herkese keşkek yemeğinin tadına bakması tavsiye ediliyor.
GAZİANTEP'TE RAMAZAN KAHKESİ
Dünyaca ünlü gastronomi şehri Gaziantep, Ramazan’da kahke geleneğini devam ettiriyor. Şehirde her evde Ramazan ayında çayın yanına eşlik eden kahkeler yapılıyor.
Sahur için de özel hazırlıkların yapıldığı Gaziantep’te kadınların toplaşıp yoğurdukları çiğ köfte ve Firik pilavı da sahurda komşulara dağıtılan geleneksel lezzetlerden…
Ramazan ayının son günlerine doğru da kadınlar yine bir araya gelerek yuvalama yapıyorlar. Günümüzde kadınlar yuvalamayı kendileri yapmasalar da restoranlardan satın alarak bu lezzetli geleneği devam ettiriyorlar.
Uğruna saatlerce kuyrukta bekleten Ramazan Kahkesi Gastronomi kenti Gaziantep'in vazgeçilmez lezzetleri arasında. Ramazan kahkesi, adından da anlaşılacağı gibi Antep'te sadece ramazan ayında damakları şenlendiriyor.
RAMAZAN KAHKESİ NEREDEN GELİYOR?
- Uzun yıllar önce Halep'ten, bu bölgeye yayıldığı tahmin edilen kahke, un, şeker, zeytinyağı ve mahlep gibi maddelerle hazırlanarak 11 ayın sultanı ramazanda sofraları süslüyor.
- Kahke için gerekli ürünleri büyük hamur kazanında karıştıran usta eller, elde ettikleri hamuru bir müddet dinlendiriyor. Ardından şekil verilen hamura bol susam serpiliyor ve yumurta akı sürüldükten sonra fırında pişiriliyor.
- Bu lezzeti sadece ramazan ayında bulabilen Gaziantepliler, iftar saatine saatler kala sokaklarda kokusu yayılan kahkeyi almak için sıraya giriyor. Ramazan kahkesinin bilinen en eski adı ise "Halep kahkesi".
- Sadece Ramazan ayında üretilen kahkenin alamet-i farikası ise içinde kullanılan ve ona özel bir lezzet katan mahlep.
ŞANLIURFA'DA SAHUR SOFRALARININ BAŞ TACI KÜLÜNÇE
Külünçe, Şanlıurfa’da Ramazan ayına özel yapılan baharatlı bir hamur işi. Nohut mayasıyla yapılan bu simidin hamurunu hazırlayan kadınlar genelde taş ocaklarda pişmesi için fırınlara gönderiyorlar.
İftardan sonra çay eşliğinde yenilen bu simit, sahur sofralarının da baş tacı. Günümüzde külünçe yine fırınlarda yapılıyor ve kilolarca satılıyor. Misafirlerine bu lezzeti sunmak isteyen Şanlıurfalılar da fırınların yolunu tutuyor.
AMASYA KALESİ'NDE BANDO KONSERİ
Eski Ramazan gelenekleri sadece yeme içmeyle de sınırlı değil. Şehzadeler şehri olarak da bilinen Amasya’da geçmişi 1860’lı yıllara dayanan bir bando geleneği var. Bu gelenek belediye bandosuyla günümüzde de hâlâ devam ediyor.
Amasya Belediyesi’nin bandosu iftardan 1 saat önce şehirde tur atmaya başlıyor. Attıkları turun son durağı ise Harşena Dağı’nda bulunan Amasya Kalesi. Kalede devam eden konserde hem yöre türküleri icra ediliyor hem de birlik ve beraberliğin en güzel hâli yaşanıyor.
BAFRA'DA EVİN BÜYÜKLERİNİN TORUNLARI İLE SOKAĞA ÇIKMASI
Samsun ilinin bir ilçesi olan ve iftar sofralarını pidelerin şenlendirdiği Bafra’da yeni jenerasyona Ramazan ayının değerlerinin kazandırıldığı Sele Sepet geleneği devam ediyor.
Ramazan ayının 14. gününü 15. gününe bağlayan gece, çocuklar Sele Sepet diye adlandırılan fenerlerle sokağa dökülerek ‘Sele sepet top kandil, aç kapıyı ben geldim. Ayda yılda bir kere, kapınıza ben geldim’ gibi maniler söylüyorlar
Günümüzde de devam ettirilen bu geleneğin bir diğer güzel yanı da kapı kapı dolaşan çocuklara büyüklerin de eşlik etmesi. Çünkü bu etkinlikte dedeler ve büyükanneler, torunlarıyla birlikte sokağa çıkıyorlar.
AYNI MAHALLENİN KÖYLÜLERİ FARKLI ZAMANDA ORUÇ AÇIYOR
Eski ramazanlara dair bir detay olmasa da bu da Samsun'a dair ilginç bir detay. Samsun'da aynı mahallede oturanlar birer dakika araya oruç açıyor.
Bunun nedeni ise şu: Samsun'un Ambartepe ve Elimdağ mahalleleri ile Ordu’nun Şenbolluk Mahallesi’ni, evler arasından geçen dar bir yol ayırıyor.
İki kentin sınırı olarak kabul edilen ve yarısı Samsun diğer yarısı ise Ordu’ya ait yol, bölgede oturanlara ilginç anlar yaşatıyor.
Bir adımla kent değiştiren mahalle sakinleri, karşılıklı oturdukları evlerde ramazan ayında 1 dakika arayla oruçlarını açıyor