TÜİK, kasım ayı enflasyon verisini açıkladı. Veriye göre TÜFE, zirveden dönüşünü yaparak yıllık bazda 85.51’den 84.39 seviyesine geriledi.
Yurt içi ÜFE ise aynı dönemde 157.69’dan 136.02 seviyesine geriledi. Aynı dönemde TCMB tarafından açıklanan kapasite kullanım oranının da 76.9’dan 75.9 seviyesine gerilediğini görüyoruz. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu da dış talepteki daralmadan bahsederek, faiz indiriminin gerekçesinin reel ekonomiyi desteklemek olduğunu açıkça ifade etti.
ÜFE’DE HIZLI GERİLEME
Bu durumda şunu söyleyebiliriz: Global resesyon korkusu ve ABD’nin agresif faiz artırımları büyümeleri biraz frenleyecek gibi görünüyor. Talepteki azalma kaygısı da üreticilerin elinde stok kalabilir kaygısını oluşturduğu için üretim hızında bir yavaşlama meydana geliyor. Hal böyle olunca hammadde fiyatlarında bir düşüş olması kaçınılmaz gibi duruyor. O yüzden tıpkı kasım ayında olduğu gibi ÜFE oranlarında önümüzdeki dönemde hızlı bir gerileme yaşanacak gibi görünüyor.
2021 yılı aralık ayında TÜFE verisi yüzde 13.58 gibi çok yüksek açıklanmıştı. 2022 Ocak ayında da yüzde 11.10 olarak açıklandı. Bu aralar TÜFE 3 civarında geliyor. Kurların yatay seyretmesi, emtia fiyatlarında yaşanan zayıflama, yukarı yönlü fiyat hareketlerini sınırlayacak gibi görünüyor. Aralık ve ocak aylarında TÜFE rakamları aylık bazda 3 civarında çıkarsa, yıl sonu 73-74 civarında yıllık bir TÜFE verisi, ocak rakamları da dahil olduğunda 70’in altında bir yıllık enflasyon verisiyle karşılaşma ihtimalimiz son derece yüksektir.
Daha sonraki aylarda ise 1-2 puanlık düşüşleri yaşayabiliriz. Ancak ana sorun, 35-40 civarına kadar inecek TÜFE verisini daha aşağılara taşımak olacak.
RİSKLER İYİ DEĞERLENDİRİLEBİLİRSE
Global üretim aksaklıkları, ambargolar ve lojistik sorunları global verimliliği de olumsuz etkiliyor. Serbest piyasa kurallarının işlemesi de zorlaşıyor.
Bahsettiğimiz bu sıkıntılar enflasyonun daha fazla düşmesini de olumsuz etkileyebilecek gelişmelerdir.
Kaldı ki, AB’nin petrol varil fiyatına koyduğu 60 dolar tavanının uygulamasında yaşanabilecek sıkıntılar, Rusya’nın bunu uygulamayacağını ve serbest piyasa fiyatına göre hareket edeceğini açıklaması, önümüzdeki sürecin de daha zorlu geçmesine neden olabilir. Petrole ulaşmanın zorluğunu yaşayacak AB, bu sıkıntılar içerisinde yaşayabileceği üretim aksaklıklarına karşı B planı yapmaya çalışıyor. Bu nedenle de ülkemiz de dahil olmak üzere farklı ülkelerde üretim yapma çalışmalarına giriştiler. Ülkemizde bazı fabrikalardaki önemli üretimi de almaya başladılar.
Global durgunluk, enerji ve ürüne ulaşamama kaygıları üretim üssü olan ülkemizi de ön plana çıkarıyor.
Global fiyat hareketlerine göre fiyatlama politikasını iyi yöneten şirketler, global ekonomiden daha fazla pay alacaklar.
Şunu unutmayalım, riskler iyi değerlendirilebilirse inanılmaz fırsatlar barındırır.
(İTO HABER)