İSTANBUL, 8 Şubat (Xinhua) -- İstanbul'da yaşayan ve 40'lı yaşlarında bir doktor olan Ayşegül Oytun, geçtiğimiz yıl 6 Şubat sabahı saat 05.00 civarı anlamlandıramadığı bir sıkıntı hissiyle uyandı. Cep telefonuna bakan Oytun, Hatay'da yaşayan ailesi hakkında bilgi almak isteyen, akraba ve dostlarından gelen onlarca mesaj ve cevapsız çağrı olduğunu gördükten sonra hemen televizyonunu açtı. Sabah 04.17'de Türkiye'nin güney illerinde 7,7 büyüklüğünde şiddetli bir deprem meydana geldiğini ve Hatay'ın depremden en fazla etkilenen yer olduğunu öğrendikten sonra anne ve babasına ulaşamayan Oytun, eşiyle birlikte hemen Adana'ya gitti ve oradan bir otobüse binerek Hatay'ın girişine kadar geldi. Anne ve babasının yaşadığı binayı buluncaya kadar kafa fenerleriyle yaklaşık 20 kilometre yürümeleri gerekti. Depremin birinci yıldönümünde Xinhua'ya konuşan Oytun, o andan sonra yaşadıklarını asla unutamayacağını söyledi.
Hatay'ın Antakya ilçesinde deprem enkazı yanında duran bir ambulans, 13 Şubat 2023. (Fotoğraf: Shadati/Xinhua) Oytun, "Şehir merkezine girmek yaya olarak bile çok zordu. Yıkılmış binalar sokakları kapatmıştı. Etraf zifiri karanlıktı" dedi. Gözyaşları içinde, "Birçok kişi enkaz altında mahsur kalmış, yardım istiyordu. Enkaz altlarında cesetler gördüm. Dışarıdaki insanlar çaresizce yakarıyordu" diyen Oytun, "Tam anlamıyla kıyamet gibiydi" ifadelerini kullandı. Sonrasında acı gerçekle yüzleşen Oytun anne ve babasının yaşadığı binanın enkaza döndüğünü fark etmiş. Arama ve kurtarma ekiplerinin, anne ve babasının cansız bedenlerine ulaşması ise beş gün sürmüş. "O uzun bekleyiş sırasında başkalarının başına gelenleri duyunca kendi acımdan utandığım anlar oldu" diyen Oytun, çocukluk arkadaşı Esra'nın aynı binada iki çocuğu, eşi ve kardeşini kaybettiğini anlattı. Afetin üçüncü gününde bir mucize, Oytun'un kalbine küçük bir umut ışığı getirmiş. Binanın enkazından küçük bir kız çocuğu kurtarılmış. Ama bu çocuk, altı binadan oluşan ve bir zamanlar 400 kişinin yaşadığı Emlak Bank Evleri'nin enkazından canlı kurtarılan tek kişi olmuş. Türkiye'nin yakın tarihindeki en kötü afet olan bu depremde 10'un üzerinde ilde 50.000'in üzerinde kişi hayatını kaybederken, milyonlarca kişi de evsiz kaldı.