Çin

Çinli yetkililer Çin'in kapasite fazlası söyleminin ardındaki sebeplere dikkat çekti

Abone Ol

BEİJİNG, 21 Mayıs (Xinhua) -- Çin'in hızla büyüyen yeni enerjili araç sektörü son zamanlarda birtakım Batılı ülkeler tarafından "Çin'in kapasite fazlası" iddiasıyla mercek altına alındı. Üç hükümet yetkilisi ve bir sektör uzmanı, küresel izleyici kitlesine sektörün görünümü hakkında açıklama yapmak amacıyla Xinhua Haber Ajansı'nın ev sahipliğinde düzenlenen ve tüm medyayı kapsayan bir konuşma forumu olan 5. Çin Ekonomik Yuvarlak Masa toplantısına katıldı. Katılımcılar, söz konusu iddiaların neden dayanaktan yoksun olduğunu açıkladı, Çin yapımı yeni enerjili araçların sürdürülebilirliğe doğru yaşanan küresel değişimdeki önemini özetledi ve Batı'nın kontrol altına alma stratejileri ve korumacı önlemlerinin altında yatan siyasi dayanaklara dikkat çekti.

KAPASİTE FAZLASI YANILGISI

Panele katılanlar arz-talep ilişkisi, küresel iş bölümü ve gelecekteki kalkınma doğrultuları daha yakından incelendiğinde, kapasite fazlası söyleminin gerçek kanıtlarla ve temel ekonomik ilkelerle çeliştiğini belirtti.
2023 yılında Çin'in yeni enerjili araç satışları 9,49 milyon adede ulaşarak 9,59 milyon adetlik üretimin biraz altında kaldı. Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu (NDRC) yetkilisi Huo Fupeng, küçük miktardaki bu üretim fazlasının kapasite fazlası anlamına gelmediğine, bundan ziyade rekabet ve teknolojik ilerlemeyi teşvik ettiğine dikkat çekti.

Çin Sanayi ve Bilişim Teknolojileri Bakanlığı yetkilisi He Hailin ise bir ülkenin üretim kapasitesinin iç talebi aşmasının küresel çapta yaygın bir olgu olduğunu, bu durumun rekabet avantajlarını yansıttığını ve uluslararası iş bölümü ve işbirliğinden kaynaklandığını ifade etti. Ticaret Bakanlığı yetkilisi Ding Weishun da "Örnek vermek gerekirse ABD'de üretilen çiplerin yüzde 80'i ihraç ediliyor, Japon otomobillerinin yüzde 50'si yurtdışında satılıyor ve Almanya'nın ürettiği otomobillerin yaklaşık yüzde 80'i dış pazarlara gönderiliyor" ifadesini kullandı. Çin ise bunların aksine ağırlıklı olarak kendi iç pazarının ihtiyacını karşılıyor ve ülkenin yeni enerjili araç ihracatı, toplam üretimin küçük bir bölümünü oluşturuyor. Çin'de geçen yıl ortalama 9,59 milyon yeni enerjili araç üretilirken, bunların sadece yaklaşık yüzde 12'si ihraç edildi.

KÜRESEL FAYDALAR

Konuşmacılar, dünyanın iklim değişikliği ve ekonomik durgunlukla mücadele ettiği bir dönemde, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde gelişmekte olan yeni enerji sektörünün küresel kalkınma açısından büyük önem taşıdığına işaret etti. Geçen yıl Fransa, Tayland ve Endonezya da dahil olmak üzere 180'den fazla ülke ve bölgeye ihraç edilen Çin yapımı yeni enerjili araçlar, küresel tüketiciler arasındaki cazibesini ortaya koydu.

Çin yapımı yeni enerjili araçların potansiyel araç sahipleri için uygun maliyetli bir seçenek olduğunu söyleyen Ding, bu araçların kişisel ulaşım rahatlığını daha fazla insana yaydığını ve çevre dostu ulaşım çözümlerine yönelik giderek artan küresel talebi karşıladığını ifade etti. Huo, Çin'in yeni enerjili araç sektörünün son yıllarda hızla büyüdüğünü, bunun ise ülkenin çifte karbon hedeflerini ilan etmesi ve yeşil ekonomiye doğru küresel ivmelenmeyle aynı zamana denk geldiğini belirtti.

Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinin Çin'de imalat ve araştırma tesisleri kurmayı tercih ettiğine dikkat çeken Huo, bu stratejik adımın yeni enerjili araçlarda teknoloji inovasyonu ve yeni enerjili araç üretimine geçiş açısından avantajlı olduğunu söyledi. Qu ise yerli ve yabancı otomobil üreticileri arasındaki sağlıklı rekabet için Tesla örneğini vererek, Çinli otomobil üreticilerinin rekabet ve denizaşırı rakipleriyle işbirliği sayesinde sağlam bir rekabet ortamı geliştirdiklerini belirtti. Yeni enerji sektöründeki genişlemeyle birlikte istihdam yaratmada artış ve ilgili sektörlerde daha hızlı büyüme görülmesinin beklendiğini söyleyen Qu, yükselen stratejik bir endüstri olan sektörün küresel ekonomik genişleme için yeni bir dinamo haline gelmeye hazır olduğunu ifade etti.

GERÇEK TEHLİKE: TİCARİ KORUMACILIK

Son yıllarda, yavaşlayan ekonomiler ve bazı ülkelerdeki iç politikalar nedeniyle küreselleşme ve ticari çok taraflılıkta birtakım olumsuzlukların baş göstermesi ticari korumacılığa yol açtı. Ticari korumacılık hayaleti küresel ekonomiye gölge düşürürken, uzmanlar bu tür politikaların açık pazar ve uluslararası işbirliği ilkeleriyle çeliştiğini düşünüyor. Bu durumu açıkça eleştiren Huo, ticari korumacılığın dahili endüstriyel sorunları çözmediği gibi, yeni enerjili araçlarda küresel sanayi zincirinin istikrarlı işleyişini bozduğunu vurguladı.

Korumacı politikaların yansımalarının ekonomik bozulmanın ötesine geçtiğini belirten Huo, bu tür önlemlerin küresel düşük karbonlu dönüşüm için elverişli olmadığı konusunda uyardı. Huo, Çin küresel yenilenebilir enerji kapasitesine önemli ölçüde katkıda bulunurken, korumacılığın ise dünya genelinde sürdürülebilir kalkınmanın ilerleyişini engelleyebileceğini söyledi. Ding de bu konudaki endişelerini dile getirerek, korumacılığın yeşil dönüşümü etkilediğini ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik küresel kolektif çabaları baltaladığını savundu.

Ding, "Bu durum, bir yandan yeşil kalkınma bayrağını dalgalandırırken diğer yandan da korumacılık sopasını sallamaya benziyor. Bu, 'çifte standart' olarak tanımlanabilecek klasik bir çelişki durumu. Nihayetinde bu durum, küresel yeşil, düşük karbonlu kalkınma ve iklim hedeflerinin gerçekleştirilmesine de zarar verecek" dedi. Qu ise ABD'nin korumacılığının arkasındaki siyasi saiklere eleştirel bir bakış açısı getirerek, Çin'in ekonomi sistemini ve kalkınma modelini eleştirmek için korumacılığın bir araç olarak kullanıldığını, bunun ise ideolojik muhalefet yarattığını ve Çin'in uluslararası toplumdaki nüfuz ve itibarını zayıflatmayı amaçladığını belirtti.