BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, 11 Ekim (Xinhua) -- Çin'in silahsızlanma işlerinden sorumlu büyükelçisi Li Song, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Soğuk Savaş'ın 30 yıldan uzun bir süre önce sona erdiğini ancak Soğuk Savaş zihniyetinin dünya barışı ve istikrarı önündeki en büyük tehdit olmaya devam ettiğini söyledi. Li, Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu'nda İlk Komite'nin genel görüşmesinde yaptığı açıklamada, halen küresel güvenlik yapısının yanı sıra uluslararası silah kontrolü, silahsızlanma ve silahların yayılmasının önlenmesini amaçlayan mekanizmalarının Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana en ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Li, Soğuk Savaş zihniyetin yön verdiği bazı ülkelerin devamlı olarak büyük ülkeler arasında rekabet ve ihtilafları körüklediğini, askeri ittifaklarını güçlendirdiğini ve anlaşmazlıkları kasıtlı olarak kışkırttığını ve ağırlaştırdığını kaydetti.
Li, "Bu tür politikalar büyük ülkeler arasında karşılıklı güveni ciddi biçimde baltalıyor, küresel stratejik denge ve istikrarı tehlikeye atıyor ve uluslararası silah kontrolü ve silahsızlanma sürecini engelliyor" dedi. Çin'in duruşu ve önerileri konusuna da değinen büyükelçi, büyük ülkelerin, özellikle nükleer silah sahibi ülkelerin, stratejik rekabet ve blok çatışması konseptini terk etmesi, münhasır ve mutlak güvenlik arayışına ve kendi güvenliğini herkesin üzerinde tutmaya son vermesi gerektiğini söyledi. Bu yılın Ocak ayında nükleer güç sahibi beş ülkenin liderleri ortak bir açıklama yaparak, nükleer bir savaşın kazanılamayacağını ve asla nükleer savaş yapılmaması gerektiğini bildirdiler ve nükleer silahlarının hiçbirinin birbirini veya başka ülkeleri hedeflemediğini bir kez daha teyit ettiler. Bu tarihi açıklamanın, nükleer savaşı önlemek ve silahlanma yarışlarından kaçınmak için büyük ve geniş kapsamlı bir öneme sahip olduğunu söyleyen Li, nükleer silah sahibi beş devletin iletişimi ve işbirliğini daha da güçlendirmesi ve ortaklaşa küresel stratejik denge ve istikrarı desteklemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Li, "BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Çin'in nükleer silahların ilk kez kullanılmaması politikasını benimsemeye yönelik yinelenen çağrısına tüm nükleer silaha sahip devletlerin olumlu yanıt vermesini umuyoruz" dedi. Çinli büyükelçi, en büyük nükleer cephaneliğe sahip iki ülkenin, nükleer silahsızlanmaya yönelik özel ve birincil sorumluluklarını ciddiyetle yerine getirmesinin yanı sıra çok taraflı nükleer silahsızlanma için koşullar yaratmak amacıyla nükleer cephaneliklerini doğrulanabilir, geri döndürülemez ve yasal olarak bağlayıcı bir şekilde önemli ölçüde ve kapsamlı biçimde azaltması gerektiğini vurguladı. Li, ABD'nin bölgesel veya küresel füze savunma sistemlerinin geliştirilmesini veya konuşlandırılmasını durdurması, Asya-Pasifik ve Avrupa'da karada üslenmiş orta menzilli füzeler konuşlandırmaktan kaçınması ve Asya-Pasifik bölgesindeki nükleer paylaşım anlaşmalarını tekrarlamaması gerektiğini de vurguladı. Büyükelçi, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Avustralya (AUKUS) arasında varılan nükleer denizaltılar konusunda üçlü işbirliğinin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'nın (NPT) amaç ve hedefine aykırı olduğunu ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) sistemi korumasına ciddi bir darbe vurduğunu, nükleer yayılma konusunda ciddi riskler oluşturduğunu ve bölgesel barış ve istikrarı baltaladığını vurguladı.
Li, "Çin, bu tür bir işbirliğine karşı derin endişelerini dile getiriyor ve güçlü bir şekilde karşı çıkıyor. Çin, uluslararası toplumun tüm üyelerini, özellikle UAEA'ya üye devletleri bu konuya büyük önem vermeye, uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme rejiminin bütünlüğü ve etkinliğinin korunması için kapsamlı tartışmalar yürütmeye ve konuyu ihtiyatlı bir şekilde ele almaya çağırıyor" dedi. Çin uluslararası silahların kontrolü, silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önleme sürecinde aktif bir rol oynuyor ve süreci ilerletmek için çalışıyor. Li, Çin'in Küresel Güvenlik İnisiyatifi'nin uygulanması, çok taraflı uluslararası düzenin sağlam bir şekilde desteklenmesi, uluslararası silahsızlanma sürecinin aktif olarak ilerletilmesi ve insanlık için ortak bir gelecek topluluğunun inşasına katkıda bulunulması için diğer ülkelerle el ele vermeye hazır olduğunu söyledi.
