BEİJİNG, 19 Ağustos (Xinhua) -- Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, Perşembe günü yaptığı açıklamada sözde "Çin borç tuzağı"nın Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı ülkelerin sorumluluğu ve suçu başkasına atmak için uydurdukları bir yalan olduğunu söyledi. Wang, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Afrika ziyareti sırasında yaptığı suçlamaya, "Çin'e yönelik suçlamaları basitçe kabul edilemez" cevabını verdi. Wang, gelişmekte olan ülkelerin çoğunlukla ticari ve çok taraflı kredi verenlerden borç aldığını ifade etti. Dünya Bankası'nın Uluslararası Borç İstatistikleri'ne göre ticari ve çok taraflı kredi verenler 2020 yılı sonu itibarıyla 82 düşük ya da alt-orta gelirli ülkenin kamu dış borcunun sırasıyla yüzde 40 ve yüzde 34'ünü elinde tutu yordu.

HKSAR Finans Sekreteri: Hong Kong ekonomisi yukarı yönlü eğilim gösteriyor HKSAR Finans Sekreteri: Hong Kong ekonomisi yukarı yönlü eğilim gösteriyor

"İki taraflı resmi kredi verenler yüzde 26'lık pay alıyor ve Çin'in oranıysa yüzde 10'dan az" diyen Wang, gelişmekte olan ülkelerin son yıllarda yeni borçlarını çoğunlukla Batılı ticari kredi verenlerden ve çok taraflı kurumlardan aldığını belirtti. Dünya Bankası istatistikleri de 2015-2020 yılları arasında düşük ya da alt-orta gelirli ülkelerin aldığı 475,2 milyar dolarlık yeni kamu dış borcunun yüzde 42'sini ticari, yüzde 35'ini çok taraflı ve yüzde 23'ünü de ikili resmi borçların oluşturduğunu gösteriyor.

Wang, "Ticari borçların çoğu ya da toplam yeni borçların yüzde 39'u uluslararası mali piyasadaki devlet tahvilleri ile finanse ediliyor. Eurodad'ın 31 önemli borçlu ülke üzerinde gerçekleştirdiği bir araştırmada, ülkelerin devlet tahvillerinin yüzde 95'inin Batılı fin ans kurumlarının elinde olduğu ortaya çıktı" dedi. Sözcü Wang, gelişmekte olan ülkelerin orta ila uzun vadeli borç öde melerinin çoğunlukla Batılı ticari kredi verenler ile çok taraflı kurumlara gittiğine dikkat çekti. Dünya Bankası'nın tahminlerine göre, düşük ve alt-orta gelirli ülke lerin gelecek yedi yılda 940 milyar ABD doları değerinde ana para ve faiz geri ödemesi yapması gerekecek. Toplam ödemenin yüzde 67'si Batılı ticari kredi verenlere (356,6 milyar ABD doları) ve çok taraflı kurumlara (273 milyar ABD doları) ödenirken, toplamın sadece yüzde 14'ü olan 130,8 milyar ABD doları Çin hükümetine ve ticari kurumlarına gidecek.

Wang, "Çoğunluğunu Batılı finans kurumlarının oluşturduğu ve borçlu ülkeler üzerindeki borç servisi baskısının açık arayla en büyük kaynağı olan devlet tahvili sahiplerine 300 milyar ABD dolarından fazla ödeme yapmaları gerekecek" dedi. Sözcü Wang, Batılı ticari kredi verenlerden borç almanın Çin'den borç almaktan çok daha pahalı olduğunu da ifade etti. Afrika örneğine bakıldığında, İngiltere'den Borç Adaleti (Debt Justice) kurumunun Dünya Bankası verilerini temel alan tahminlerine göre Çin'in Afrika ülkelerine verdiği resmi ve ticari kredilerdeki faiz oranı diğer ülkelerin ticari kredilerindeki faiz oranından (yüzde 5) daha düşük. Afrika Kalkınma Bankası'nın açıkladığı verilere göre de Çin'in Afrika ülkelerine verdiği resmi ve ticari kredilerdeki faiz oranı 10 yıllık devlet tahvillerinin faiz oranından (yüzde 4-10) çok daha düşük.

Wang, "Bunun yanında Çin'in sağladığı devlet kredileri sabit faiz oranıyla gelirken, Batılı ticari kredi verenler ise genellikle değişken faiz oranları uyguluyor. ABD doları faiz artış döngüsüne girerken, borçlu ülkeler geri ödemeler konusunda giderek artan baskıyla karşı karşıya bulunuyor" yorumunda bulundu. Sözcü Wang, Batılı ticari kredi verenler ile çok taraflı kurumların küresel borç hafifletme ve borç servisini askıya alma çabalarında da yer almadığına dikkat çekti. Wang, "Çin G20 Borç Servisini Askıya Alma Girişimi'ni uyguluyor ve bu çabanın en büyük katılımcısı. Bunun tersine, borçların büyük kısmını elinde tutan Batılı ticari kredi verenler ve çok taraflı kurumlar kredi derecelendirmesini sürdürmek zorunda olduklarını iddia ederek bu çabanın bir parçası olmayı reddettiler ve gelişmekte olan ülkelerin borç yükünü hafifletmek için güçleri oranında bir katkı sunmadılar" diye ekledi.

"ABD'deki bazı siyasetçiler ve medya kuruluşları ile bazı diğer Batılı ülkeler bu gerçeklere rağmen sözde 'Çin borç tuzağını' pazarlamaya çalıştığında, gerçek amaçları Çin ile diğer gelişmekte olan ülkeler arasına nifak tohumları ekmek, işbirliklerini engellemek ve gelişmekte olan ülkelerin büyümesini durdurmak için bir anlatı tuzağı kurmak" diyen Wang, ancak gelişmekte olan ülkelerin ve uluslararası toplumun geri kalanından olayın iç yüzünü anlayan insanların buna kanmayacağını ifade etti.