Biological Conservation adlı dergide yayımlanan çalışmaya göre araştırmacılar, 2013 ile 2018 yılları arasında Çin'in kuzeydoğusunda Sibirya kaplanlarına uygun dört ana ormanlık alana yerleştirilen kızılötesi kameraları kullanarak kaplanları görüntüledi ve 55 farklı birey tespit etti.
Araştırma, Kuzeydoğu Ormancılık Üniversitesi, Vahşi Yaşamın Korunması Derneği, Dünya Doğayı Koruma Vakfı, Kaliforniya Üniversitesi ve diğer gruplarla ortaklaşa olarak yürütüldü. Çalışmaya göre, 2013 yılında kamera verileri kullanılarak sadece yedi birey tespit edilebilirken, bu rakam 2018'de 33'e çıktı.
Bölgeye yakın konumda bulunan Rusya'daki kaplanların yoğunlukları ve dolaşım alanı büyüklüklerini dikkate alan araştırma, Çin'deki yaşam alanlarının, 310'un üzerinde Sibirya kaplanına ev sahipliği yapma potansiyeli olduğunu ortaya koydu.
Kuzeydoğu Ormancılık Üniversitesi'nden Jiang Guangshun, kaplan yaşam alanlarının küresel olarak hızla yok olmasına rağmen Çin'in Sibirya kaplanlarının popülasyonu ile yaşam alanlarının geri kazanılmasına yönelik büyük potansiyel taşıdığını söyledi. Çalışmada ayrıca Çin'de Sibirya kaplanlarının tercih ettiği büyük av hayvanlarının sayısının az olduğu için kaplanların çoğunlukla küçük bedenli olan karacaları avladığına dikkat çekildi.
Son yıllarda büyük kedilerin popülasyonlarında görülen toparlanma, Çin'in giderek genişleyen bir ulusal park oluşturması, ticari tomrukçuluğu yasaklaması ve kaçak avcılar tarafından kurulan tuzakların kaldırılmasına yönelik kampanyalar düzenlemesi gibi bir dizi önlemle Sibirya kaplanlarının korunması çalışmalarını artırması sayesinde gerçekleşmiş olabilir.
Amur ya da Mançurya kaplanları olarak da bilinen Sibirya kaplanları, dünyada nesli en fazla tehlike altında olan hayvanlardan biri. Bu kaplanlar genellikle Rusya'nın doğusu, Çin'in kuzeybatısı ve Kore Yarımadası'nın kuzey kesimlerinde yaşıyor. 1988 yılında konu hakkında açıklama yapan bazı uzmanlar, kerestecilik ve avlanma yüzünden nesli yok olma noktasına gelen vahşi Sibirya kaplanlarının Çin'deki nüfusunun 40 yıl içinde tamamen tükeneceği tahmininde bulunmuştu