Çin

Çin-Orta Asya işbirliği: Müreffeh geçmiş, umut dolu bir gelecek

Abone Ol

BEİJİNG, 18 Mayıs (Xinhua) -- "Birçok yabancı ülkenin değerli malları burada depolanıyor. Toprak zengin ve verimli, bolca ürün hasat ediliyor. Orman ağaçları yoğun bir bitki örtüsü sağlıyor, bol miktarda çiçek ve meyve bulunuyor."
Çinli Budist rahip Xuanzang'ın 646 yılında Çin ve komşu bölgelerdeki 19 yıllık yolculuğuna ilişkin yazdığı "Büyük Tang Hanedanı'nın Batı Bölgeleri'ne İlişkin Kayıtları" adlı eserden alıntılanan bu cümleler, Batı ile Doğu'yu birbirine bağlayan antik İpek Yolu üzerindeki en önemli geçiş noktalarından biri olan bolluk içindeki Semerkant kentini gerçekçi biçimde betimliyor. 2.000 yılı aşkın bir süre önce faaliyete geçen bu destansı yol, Çin ile Orta Asya arasında mal ticareti ve fikir alışverişi yoluyla gerçekleşen etkileşime tanıklık ediyordu. Günümüzde deve kervanlarının ayak izleri çoktan silinip gitmiş olsa da iki taraf arasındaki işbirliği ve etkileşim her zamankinden daha canlı şekilde devam ediyor.

EKMEK KAPISI VE DAHA İYİ BİR YAŞAM

Su hayattır ve suyun olduğu yerde her şey mümkündür. Ancak Evgeny Yakovlev gibi Kırgız çiftçiler için bir zamanlar suya ulaşmak büyük bir sorundu. "Su yeterli değil. Sürekli sıra oluyor. Suya zamanında ulaşmak çok zor" diyen Yakovlev, Kırgızistan'daki Issık Gölü'nün kuzey kıyısında bulunan Kara-Oy köyünde 15 yıldan bu yana ürün yetiştiriyor. Kara-Oy ve onun gibi köylerdeki su sorununu çözmek için harekete geçen Kırgız hükümeti, ülkenin sulama sistemini yeniden inşa etmek üzere Çin'den tahsis edilen bir bağışla Mayıs 2018'de bir proje başlattı.
Proje kapsamında Kara-Oy köyünde, Çin Demiryolu 5 Numaralı Mühendislik Grubu Limited Şirketi tarafından 470.000 metreküp su kapasitesine sahip bir bent inşa edildi. Toplam 330 hektar işlenmemiş arazi faaliyete açıldı ve 1.000 hektardan daha büyük bir alanda su tedariki artırıldı. İnsanların iyi bir yaşama sahip olmasını sağlamak, su, gıda ve diğer günlük ihtiyaçların karşılanmasından çok daha fazlasını gerektiriyor. Söz gelimi, seyahatlerin güvenli ve sorunsuz hale getirilmesi gibi yaşamsal deneyimlere de dokunmak gerekiyor. Çin ve Kırgızistan tam da bu konuda işbirliği yapıyor. 2001'den bu yana, iki tarafın ortak çabalarıyla yaklaşık 300 kilometre yol ve 10'dan fazla köprü inşa edildi.

BİRLİKTE YEŞİL OLMAK

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2017'nin Mayıs ayında düzenlenen Uluslararası İşbirliği için Kuşak ve Yol Forumu'nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Yeni bir yeşil kalkınma vizyonunun yanı sıra yeşil, düşük karbonlu, döngüsel ve sürdürülebilir yeni bir yaşam ve iş tarzını takip etmeliyiz" demişti. Xi, "Kuşak ve Yol kapsamında uluslararası bir yeşil kalkınma koalisyonunun kurulmasını öneriyoruz. İlgili ülkelere, iklim değişikliğine uyum sağlama konusunda destek vereceğiz" diye eklemişti. Bu sözleri eyleme döken Çin, Kuşak ve Yol İnisiyatifi'ni Kazakistan'ın "Parlak Yol" isimli yeni ekonomi politikasıyla tamamen entegre ederek, Kazakistan'la birlikte 52 işbirliği projesini uygulamaya koydu. Janatas rüzgar çiftliği, bu kapsamdaki önde gelen projelerden biri olarak öne çıkıyor. 2021'de işletmeye açılan ve yıllık 350 milyon kilovat-saat elektrik üretme kapasitesine sahip olan rüzgar çiftliğinin, termik santrallere kıyasla yılda yaklaşık 110.000 ton standart kömür tasarrufu sağlaması ve sera gazı emisyonlarını azaltması bekleniyor.
Çin ile Orta Asya arasındaki yeşil işbirliğinin simgesel öneme sahip diğer bir projesi de Kazakistan'ın güneydoğusunda yer alan Almatı bölgesindeki Kapşagay (yeni adıyla Konayev) şehrinde kurulan 100 megavatlık güneş enerjisi tesisi. Çinli bir işletme ve Kazak ortakları tarafından ortak yatırımla inşası gerçekleştirilen tesis, ülkedeki en büyük fotovoltaik enerji üretim projelerinden biri olma özelliğini taşırken karbon emisyonlarının yılda 160.000 ton azaltılmasını sağlıyor.

KÜLTÜRLERİN TOKALAŞMASI

Özbekistan'ın güneybatısında yer alan, antik İpek Yolu'nun parlak incisi Hive kenti 10. yüzyılda inşa edildi ve 1990'larda UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi. Ancak kültürel kalıntı niteliğindeki bazı eski binalar bakımsızlık yüzünden çeşitli düzeylerde hasar gördü. Xi'nin 2013'te Özbekistan'a yaptığı ziyaretten sonra Çin ve Özbekistan, Hive'deki Emir Tura Medresesi ile Hasan Murad Kuşbeyi Camii ve çevresinin restorasyonu konusunda birlikte çalışma yürüteceklerini duyurdu. Tarihin korunması konusunda uzmanlık ve kararlılığa sahip Çinli bir ekip, Mayıs 2014'te bölgeye geldi. Daha önce de zorlu görevlerin üstesinden gelmiş olan deneyimli ekip, minimum müdahale yaklaşımıyla restorasyon çalışmalarını başarılı şekilde tamamladı. Özbekistan Bilimler Akademisi'ne bağlı Bilimi Destekleme Merkezi Müdür Yardımcısı Abdullayev Masharib Saydamatovich, "Çinli meslektaşlarımız son derece özenle, sevgiyle ve ruhlarını ortaya koyarak işlerini yaptılar ve her şeyi özgün haliyle korumayı başardılar" dedi.