BEİJİNG, 9 Ağustos (Xinhua) -- Çin, Pazartesi günü bazı ülkelerin tek Çin ilkesini çarpıtma, belirsizleştirme ve içini boşaltma girişimlerini yasadışı ve hükümsüz olarak niteleyerek sert biçimde karşı çıktı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Japonya'nın dışişleri bakanlarının üç ülkenin "uygulanabilen yerlerde" tek Çin politikalarında, yani Taiwan konusundaki temel pozisyonlarında bir değişlik olmadığını söylediği bildirilen yazılı açıklamasına yanıt olarak açıklamalarda bulundu. Sözcüye göre, tek Çin ilkesini bu şekilde ifade etmek, tek Çin ilkesini çarpıtma, belirsizleştirme ve içini boşaltma girişimini ortaya koymaktadır ve bu nedenle yasadışıdır ve hükümsüzdür.
Wang, tek Çin ilkesinin uluslararası toplumda bir konsensüs ve uluslararası ilişkileri yöneten evrensel olarak kabul edilmiş bir temel norm olarak İİ. Dünya Savaşı sonrası uluslararası düzenin bir parçasını oluşturduğunu söyledi. 2758 sayılı BM Genel Kurulu Kararında teyit edilen bu ilke, Çin ile diğer ülkelerin diplomatik ilişkiler kurması ve geliştirmesine siyasi bir temel sağladı. Tek Çin ilkesinin anlamı açıktır ve hiçbir şüpheye yer bırakmaz: Yalnızca bir Çin vardır, Taiwan Çin'in bir parçasıdır ve Çin Halk Cumhuriyeti hükümeti tüm Çin'i temsil eden tek yasal hükümettir. "Tek Çin prensibinin uygulanması evrenseldir, koşulsuzdur ve şüphe götürmezdir" ifadelerini kullanan Wang, "Çin ile diplomatik ilişki kuran tüm ülkeler ve tüm BM üyesi ülkeler tek Çin prensibine koşulsuz olarak uymak ve 2758 sayılı karara saygı göstermek zorundadır" diye ekledi. "Dürüst olmayan bir kişi kendini kabul ettiremez, bir ülke de güvenilirliğini yitirirse sadece düşüşe girecektir" diyen Wang, bazı ülkeleri, taahhütlerine bağlı kalmaya ve kendi sözlerinden dönmenin ve "Taiwan'ın bağımsızlığı" peşinde koşan güçleri cesaretlendirmenin tehlikeli sonuçlarının farkına varmaya çağırdı. Sözcü Wang, uluslararası toplumun, tek Çin ilkesine, uluslararası hukukun üstünlüğüne ve uluslararası düzene meydan okuma girişimlerine karşı çıkacağını ve bu girişimlerin başarısızlığa mahkum olduğunu söyledi.