BEİJİNG, 16 Mart (Xinhua) -- Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, ABD tarafından sergilenen demokrasi tiyatrosunun dünya için asla bir nimet değil, bir felaket olduğunu ve gerçeklerin bunu defalarca kanıtladığını söyledi.
Wang bu açıklamayı Çarşamba günü düzenlediği olağan basın toplantısında, bu ay sonunda gerçekleştirilecek ikinci "Demokrasi Zirvesi" ile ilgili bir soruyu yanıtlarken yaptı.

Çin'in Nannieshui Müzesi'ndeki taştan oyma heykeller bin yıl öncesine tanıklık ediyor Çin'in Nannieshui Müzesi'ndeki taştan oyma heykeller bin yıl öncesine tanıklık ediyor

"Bu sözde 'Demokrasi Zirvesi' özünde demokrasiye aykırı" diyen Wang, söz konusu zirvenin ülkeler arasında bariz bir şekilde ideolojik bir çizgi çizdiğini ve dünyada bölünme yarattığını söyledi. Sözcü, "Bu, demokrasinin ruhuna aykırı akıl almaz bir gösteriydi ve birçok ülke tarafından eleştirilen ve karşı çıkılan demokrasi kisvesi altındaki ABD hegemonyasını gözler önüne serdi" diye konuştu. Wang, "Pew Araştırma Merkezi'nin yaptığı bir ankete göre, Amerikalıların sadece beşte biri, hükümetlerine güvendiklerini söylüyor. Bu tarihteki en düşük oranlardan biri. Amerikalıların yüzde 65'i siyasi adayların çoğunun kendi kişisel çıkarlarına hizmet etmek için aday olduğunu söylüyor" dedi.

Almanya merkezli Dalia Research ve Alliance of Democracies tarafından yayınlanan bir rapora da atıfta bulunan Wang, "Ankete katılan Amerikalıların yüzde 50'sinden azı ülkelerinin demokratik olduğunu düşünüyor ve küresel katılımcıların yüzde 43'ü ülkelerindeki demokrasinin ABD tarafından tehdit edildiği görüşünde" ifadelerini kullandı.
Sözcü, "ABD demokrasisi kendi halkının güvenini kazanmak konusunda başarısız oluyorsa, diğer ülkelere demokrasi dersi verme hakkına sahip olduğunu nasıl düşünebilir?" dedi. Wang, ABD'nin büyüyen demokrasi açığı üzerine düşünmek ve bunu telafi etmek yerine, kendi demokrasisini yüceltme çabalarını iki katına çıkardığını ve diğer ülkelerin iç işlerine müdahale ettiğini, hatta demokrasiyi teşvik etmek adına savaşları kışkırttığını belirtti.
ABD'nin Latin Amerika'da bir 'Neo-Monroe Doktrini' uyguladığını, Avrasya'da 'renkli devrimleri' kışkırttığını, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki 'Arap Baharı'nı organize ettiğini ve birçok ülkeye sürekli kaos, geçim sıkıntısı ve insan hakları felaketleri getirdiğini söyleyen Wang, bunun ABD demokrasisinin dünyayı nasıl istikrarsızlaştırdığına dair birçok ders kitabı örneğinden sadece biri olduğunu da sözlerine ekledi.

Editör: Şeymanur Erbay